Kızlar için bence okumak ve kendi ayakları üzerinde durmak çok önemlidir. Kimseye muhtaç olmadan kendi emeğinin karşılığını alarak istediğin herşeye sahip olmak benim için her zaman ön planda olmuştur. Çoğu şehirde, çoğu ülkede kızlara okumak gibi bir imkan maalesef sunulmuyor. Ne yazık ki çoğu aile kızlarının kendi ayakları üzerinde durmasını istemeyip koca parasına muhtaç olmalarını isteyebiliyor. Ama ben aslında aileleri çoğu zaman haksız buluyor ve kınıyorken çoğu zamanda; "Neden böyle düşünüyorlar? Onları bu düşünceye iten etken ne? Neden kızlarının güçlü bir şekilde hayata karşı ayakta durmasını istemiyorlar?" diye çok düşünmüştüm aslında. Sonuç???
Elbette var! Aslında insanoğlunun varoluşundan beri maalesef kızlar toplumda çok önemli bir yer kazanamamış. Daha doğrusu kazandıralamamış! İnsanoğlu kız çocuklarını, kadınları aciz ve zavallı görmeye o kadar alışmış ki hâlâ daha zihniyetlerinden ne yazık ki bu algı kaybolmamış. Her ne kadar bazı yerlerde bu algı kaybolsa da hâlâ daha maalesef hayatımızda yer alıyor.Oysa kadın insan; diğerleri insanoğlu!
Oysa ki bir şans sunulsa kızlara çoğu şeyi en iyi şekilde başarabilirler. Evet bana o şans sunuldu. Kendi ayaklarım üzerinde durabilmem için, kimseye muhtaç olmamam için, herşeyin en iyisini başarabilmem için, benimde başka kızlara şans sunabilmem için, bu karanlık dünyaya bir ışık da benim tutabilmem için bana o şans sunuldu. Ve ben o şansı layığıyla yerine getiriyorum.
En son da dediğim gibi ben şu an belki de hayatımın dönüm noktası olan üniversitenin kapısından içeriye adımımı atmış bulunmaktayım. Yanımda her zaman hayatımda olmalarını istediğim en yakın arkadaşlarım ile birlikte ilerliyorum bu yolda.
Okulun bahçesi çok büyük ve güzel. Bahçesi bile bu kadar büyük ve güzel ise kim bilir içerisi nasıldır diye düşünüyorum.
"Bayıldım!" dedim büyük bir heyecanla. Laden de bana katıldığını " Ben de." diyerek belirtti. Biz ikimiz büyülenmiş bir şekilde bakıyorduk okula.
Feza; " Okul işte." diyerek her zaman ki tavrını ortaya koydu bile.
"Allah'ım kızlar çok iyi." Ah Barın!
Laden; "Barınnn!" diyerek her zaman ki gibi uyardı Barın'ı.Barın; "Tamam kız sen de güzelsin." diyerek yanağından bi makas aldı Laden'in. Yanlış anlamayın ikizler ve hep böyleler.
Barın her zaman geveze iken Laden de Barın kadar olmasa da yine de geveze ve şımarıktı.
Geldiğimiz üniversite özel bir üniversiteydi. Hepimizin puanları gayet iyi iken maalesef ben ve Feza'yı Pırıl Teyze; Barın ve Laden'i ise anneleri Güneş Teyze buraya gelmemiz için ikna etmişti. Ben her ne kadar Pırıl Teyze'ye yük olmak istemeyip herhangi bir devlet üniversitesine gitmek istesem de Pırıl Teyze izin vermemişti. Feza, Barın ve Laden ise zaten çok çabuk ikna olmuşlardı. Bi yandan da sevinmiştim aslında. Arkadaşlarımdan ayrılmadığım için.
Laden Moda Tasarımı, Barın Görsel Sanatları, Feza Hukuk ve ben de Tıp bölümünü seçmiştim.
Hep beraber okulu gezmiş çoğu yerini de öğrenmiştik. Gerçi bana sadece kütüphane ve kantin yeterdi ya neyse. Dersimiz başlayana kadar kantinde oturmuş ve birşeyler içmiştik. İlk benim dersim başladığı için kampüse ilerleyip sınıfıma gelmiştim. Ben psikoloji okumaya karar vermiştim. Bu kararı almam da ise en büyük etken Pırıl Teyze olmuştu. Kendisi çok iyi bir psikolog. Bir zamanlar benim psikolojimin berbat olduğu zamanlar beni toparlayan oydu. Bana çok büyük yardımı dokunmuştu ve ben de başkalarına yardım etmek, dertlerini dinleyip, sorunlarını çözmek istemiştim . Sonunda da bu bölümü seçmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYZA
ChickLitGayret edin...Dimdik ayakta durmaya gayret edin. Kalp kırıklıklarına, üzüntülere, gerçekleşmeyen hayallere rağmen yaşamaya gayret edin. Biliyorum yoruldunuz, tükendiniz, "Artık yeter!" dediğinizi biliyorum ama gayret edin. Sizce de bu hayat ikinci...