12. BÖLÜM: SEPET...

35 5 0
                                    

Pazartesi, saat 3ü geçiyordu ve ben eve yeni gelmiş, anca üzerimi değiştirmiştim. Ve şimdide Angela'ya yalvarıyordum.

Ne için mi?

Tabiki de 'Hoşgeldiniz Yeni Komşular, Sizle Komşu Olmak Bir Onurdur!' yazılı sepeti, Can'ların evine götürmemek için.

En sonunda baktım olmuyor, yere yatıp debelenmeye başladım. "İstemiyoruuğğm."

"Ablan sana isteyip istemediğini sormadı zaten, hadi götür şunu." diye seslendi annem yukarı kattan.

"O çocuğu tekrar görmek istemiyorum." dedim Angela'ya fısıltıyla.

"Hangi çocuk?" dedi sırıtarak.

"Şu yeni taşınan."dedim fısıltıyla. "Hayatta gitmem oraya."

"O zaman." dedi Angela ve arkama geçti, saçımı açtı ve ben şaşkın şaşkın ona bakarken elime sepeti tutuşturup, cam kapıdan dışarı itti. Kapıdan geri girme ihtimaline karşı, arkamdan kapattı ve camın diğer tarafından bana sırıtmaya başladı. Mecburen arkamı dönüp yürümeye başladım.

Kapıyı çalmak için elimi kaldırdığımda kapı açıldı ve Can tam bana çarpmak üzereyken durdu.

"Bensiz yapamıyorsun galiba."

Sinirle ofladım ve elimdeki sepeti eline tutuşturdum. Sonra da arkama bakmadan geri, eve doğru yürümeye başladım.

"Hey, hey ne bu sinir?" dedi ve yanıma elip kolumu tuttu.

"Beni sinir ediyorsun." dedim dişlerimin arasından.

"Bu benim normal halim." dedi.

"O zaman benden uzak dur, çünkü ben olgun bir kızım. Senin gibi cıvıkları kaldıramıyorum."

"Olgun kızların Mickey'li pijamaları olduğunu sanmıyorum."

Dişlerimi gıcırdattım. Nerden biliyordu ki?

"Odam, odanın tam karşısında. Odanın içini görebiliyorum." diye açıkladı.

Kendime not; Perdeleri kapat!

"Bende senin odanın içini görürüm o zaman." dedim

"Odam olgun bir genç odası." dedi ve olgun kelimesini vurguladı.

ODOM OLGON BOR GONÇ ODOSO.

Çaktırmadan gözlerimi devirdim.

"Hadi gidiyorum ben." dedim.

"Tamam, özür dilerim." dedi elini boynuna koyup. "Yürüyüşe çıkıcam gelir misin? Köpekle."

"Tamam." diyip eve dönmek için arkamı döndüm.

1 dakika ne dedim ben? Tamam mı? Onun hayır olması gerekiyordu.

Ağzımı açıp arkama döndüğümde gitmişti. Biraz sonra elinde köpeğini tutarak geri döndü. Bende gidip kendi köpeğimi aldım.

Olay şu ki, onun köpeği nerdeyse göbeğimin hizzasındaydı, benim veledimse ayak bileklerime ancak yetişiyordu.

"Ee."dedi "Kaç yaşındasın?"

"16." dedim. "Peki sen?"

"17. Araba kullanır mısın?"

"Oo en büyük eğlencem." dedim sırıtarak.

O da "Ben ciddiydim." diye karşılık verdi.

"Ben de ciddiydim." dedim sırıtarak.

Acaba hakkımda ne düşünüyordu. İtici mi gelmiştim yoksa sevmiş miydi?

Bir adım önümde yürüdüğünden arka profilinden onu inceledim. Siyah saçları vardı ve her ne kadar çok dikkat etmemiş olsam da gözleri bal rengine yakındı. Benden en az iki karış uzundu. Gerçi benim de 1.70 falan olduğumu düşünürsek en az 1.85 vardı.

"Yanıma gelmeyi düşünür müsün?" dedi.

"Sen beni beklemeyi düşünür müsün?" diye sordum ve adımlarımı hızlandırıp ona yetiştim.

"Zaten bir adım arkamdaydın, koca bir adım atsan yetişirdin." dedi gözlerime bakarak.

"Senin adımınla bir olabilir ama benimkiyle kesin üç adım çıkar." dediğimde güldü. O gülünce bende gülümsedim.

"O kadar kısa değilsin. Her neyse bana kendinden bahset." dedi köpeğini çekiştirerek.

"Önce sen." dedim. "İlk sen teklif ettin, o yüzden önce sen."

"İyi. Annem ve babam yeni ayrıldı, bizde annemle sizin karşınızdaki eve taşınmış olduk. Bir tane kız kardeşim var. Benden bir yaş küçük olduğuna göre senle yaşıt oluyor. Adı Ceren. Onu takip ediyorum, bulaşan olursa biraz hırpalıyorum." dedi hırpalamak kelimesine baskı yaparak. "Okulda da sen varsın yani senin yeni işin bu oluyor. Onu bir erkekle falan görürsen bana haber veriyorsun." Sırıtarak bana döndü.

"Ne? Hayır öyle bir şey yapmıyorum!" dedim. "Kızın özel hayatı var, bulaşmam. Hem aynı okulda olucaksın git sen bak. En fazla bir kat merdiven inersin."

"Seninle aynı sınıfta olduğunu düşünürsek, senin yapman daha kolay."

Ofladım.

"Yarın okula başlayacak. Sabah çıkmadan onu da alır mısın? İlk günü. Nasıl gidiyorsun sen?"

"Ablam bırakıyor da sen bıraksana kardeşini sende okula gidiceksin zaten."

"Ben yarın gelmiyorum. Neyse kendini anlat bana." dedi.

"Annem Fransız, babam Alman. Yabancı olduğum kısmını anladın zaten. Neyse, kesinlikle resim dersinden nefret ediyorum, önüme ne koysan yerim. 4 kişilik bir arkadaş gurubumuz var. Aleyna var içlerinde, o her şeyimi bilir. Zeynep ve Nazlı'da çoğu şeyimi bilir. Ablam var Angela, her şeyim olur kendileri, senle yaşıt oluyo ayrıca ama senden bir kaç hafta büyük sanırım çünkü 2 hafta önce ehliyet aldı." nefesimin bittiğini farkedince sustum ve derin bir nefes aldım.

"Ne zaman ölüceksin diye merak ediyordum." dedi gülerek.

Somurttum. "Hem anlat diyosun hem laf söylüyosun, anlatmıyorum. Hadi velet gidelim." dedim ve köpeğimi çekiştirmeye başladım. Resmen kahkaha attı "Bir adı bile mi yok zavallının?"

"Var." diye uydurdum o an. Sonra sırıttım "Can."

"Efendim." dedi bana dönüp.

"Hayır köpeğin adı Can. Senden sonra çok yakışır diye düşündüm." dedim ve arkamı dönüp eve daha hızlı yürümeye başladım. En fazla iki dakika sonra evdeydim. Zaten dönüş yolundaydık.

"Zorla gittin ama gelemedin." dedi Angela benle dalga geçerek.

"Yürüyüşe çıktık." dedim ve köpeği tasmasından kurtardım. Bahçenin demir kapısını da kapatıp kaçmasını engelledim. Yürümekten yorulmuş olan köpek kendini çimlere attı ve uyudu.

Angela'nın arkasından annem çıkınca Angela'ya susması için bakış attım.

"Hadi yemek yiyelim." dedi annem ve Angela'yla beni öpüp içeri geçti.

Angela tam yemek masasından kalkarken kaşımla merdivenleri gösterdim ve o da çaktırmadan gözlerini kırptı.

Yaklaşık beş dakika sonra ikimiz de ellerimizi yıkamış, pijamalarımızı giymiş ve tepeden ev topuzumuzu yapmış bir şekilde dedikoduya hazır hale gelmiştik.

Ona, Can'la olan konuşmamızı anlattım. Ona son anda söylediğim lafa Angela kahkaha atarak gülmeye başladı.

"Sussana." diye dürtükledim. Zorla sustuğunda bende onu ittirdim ve onu odamdan şutlayıp perdeyi kapatmak için ayaklandım. Gözüm bir anda karşı cama takıldı ve bir gülümseme isteği oluştu. Hızla perdeleri kapattım ve kendimi yatağa attım.

SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin