3. BÖLÜM: DEMİŞTİM...

68 7 0
                                    

Bu bölüm çok içime sinmedi aslında, anlatım biçimini falan da beğenmedim. Yani kısaca bölümü hiç mi hiç beğenmedim, ama size ayıp olacak diye paylaştım. Normalde bölümleri haftada bir yayınlıyordum ama bunu beğenmediğimden eğer siz bana bool bol yorum ve oy yollarsanız, bölümü çarşambaya yetiştirmeye çalışırım.

Ayrıca kitabın konusunu tamamen ayarladım ve çok güzel bir sonla bitirmeye karar verdim. Yani kısaca kitabın taslağı hazır, sadece yazıya dökmek kalıyor ve tahminen en az 40 bölüm tutacak, hatta 60 a bile çıkabilir. İyi okumalar.

Okuldan sonra kızlarla cesedin bulunduğu nehir kenarına gittik. Etrafı aradık ama hiçbir iz yoktu. Polis her şeyi toplamıştı. Bizde bir umut iz buluruz diyerek kazanın yaşandığı parti alanına gidip yasak bölgeye girdik. Ve ortalık Nazlı'nın çığlığıyla yankılandı.

"Noldu?" diyerek hepimiz birden onun tarafına koştuk.

Ve o an herkes olduğu yerde donup kaldı.

Yerde bir kız cesedi vardı.

"O-olamaz." diye kekeledi Olivia.

Kıza yaklaştım ve yüzündeki yaprakları itekledim.

"NE!?" diye bağırdı herkes aynanda. Yerde yatan Zeynep'den başkası değildi. Telaşla etrafımıza baktık ama Zeynep yoktu.

"Zeynep!" diye çığlık attı Olivia. Yanına diz çöküp ağlamaya başladı. Bende diz çöküp ellerimle yüzünü tuttum. Gözyaşlarımla birlikte elimi çenesine doğru kaydırdım ama o an elime bir sıvı bulaştı. Böyle yapış yapış ama sıcak ve kolumu boydan boya yaktı.

"Ah!" diye bağırdım ve elimi çektim.

"Ba-bakın." dedi Olivia. Nazlı ile dönüp yerde yatan bedene baktık. Yüzü aşağı akmıştı.

"Yoksaa..." diye mırıldandı Nazlı ve yere eğilip bir yaprak yardımıyla yüzüne dokundu.

"Mumdan heykel!" diye haykırdı Olivia. O an arkamızdan bir çatırdı geldi. Telaşla arkama döndüm. Zeynep arkamdaydı.

"Nerelerdeydin?" diye sorduk hepbir ağızdan.

"Telefon'um çaldı ve arazinin kapısında bana bir paket olduğunu söyledi. Gittim ama tek gördüğüm bu küçük metal parçası." dedi Zehra ve eliyle küçük metal parçayı uzattı. Tam o sırada yerde yatan sahte Zeynep'i gördü. "Aman Tanrım. Yoksa o-"

"Birisi bizimle oynuyor." diye lafa atladım. "Burdan hemen çıkmamız lazım." Kızlar tamam anlamında kafalarını salladı ve koşarak dışarı çıktık.

"Eve nasıl gideceğiz?" diye sordu Nazlı gözlerindeki yaşları silerken.

"Abimi arıyorum." dedim ve hızla telefonumu çıkarıp abimi tuşladım. Abim Lise son sınıftı ve yeni aldığı ehliyetiyle bana hava atıyordu.

"Abi gelip bizi alır mısın? Kızlarla birlikte şu geçen yıl yapılan dans partisinin sokağındayız." abim onaylayan bir ses çıkarınca telefonu kapattım ve beklemeye başladık.

"Abin burda ne işimiz olduğunu sormaz mı?" dedi Zeynep.

"O kadar zeki olduğunu sanmıyorum." dedim açıkça. "Zaten büyük ihtimalle araba sürmenin çok güzel bir şey olduğunu ve bizim araba süremeyen zavallılar olduğumuzu söyleyip durur." kızlar gülüştüler.

Çok geçmeden abim geldi ve camı yarıya kadar açıp burda ne işimiz olduğunu sordu. Evet kesinlikle abim tahmin ettiğimden zekiydi.

"Hı biz mi? Şey... Biz yürüyüşe gelmiştik." dedim aniden kızlar bana ters bir bakış attı.

"Üzerindeki elbiseyle mi?" diye karşılık verdi abim.

"Evet." dedim ve kapıyı açıp arabaya bindim. Kızlarda arka koltuğa doluştu.

"Nerede ineceksiniz?" diye sordu abim.

"Merkezdeki alışveriş merkezi." diye yanıtladı Olivia. Diğer kızlar olarak ona hayatımızın en garip bakışını attık. "Ne! Alışveriş yapmam lazım yarına kıyafetim yok."

"Murat abi bizi okulda indirir misin akşam etüdümüz var da." dedi Nazlı.

"Tamamdır." dedi abim.

"Görüşürüz." dedim kısaca arabadan inerken ve kapıyı kapatıp kızlarla okul binasından içeri girdim.

"Etüde 1 saat var benimle kantine gelir misiniz? Ölüyorum da. Hâlâ okuldan oraya nasıl yürüyebildiğimi anlamadım." dedi Zeynep.

"Tembel." diye mırıldandı Nazlı ve birlikte kafeteryaya çıktık.

Masalardan birine oturduk.

"Ha Zeynep sen ne buldum demiştin? Metal parçası mı?" diye sordum.

"A evet."dedi ve cebinden çıkarıp ortaya herkesin görebileceği bir yere koydu.

Metali dikkatle inceledim ve fark ettiğim detay nedeniyle gözlerim iri iri oldu. Bu, benim geçen yıl metroda bulduğum metaldi. Üstünde biraz düşündükten sonra bir anlam ifade etmediğini düşünüp çöpe atmıştım. Ama bu nasıl olurdu? Küçük metal parçası nasıl karşımdaydı?

Gitme,Oynama,Kaç.

Ama bu sefer yanında başka bir şey yazıyordu; Gitme, Oynama, Kaç. Demiştim.

SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin