10. bölüm: "korku fanusu"

1.3K 175 320
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💘🌸

***

Kasım ayının son günlerindeydik. Sınavların tam ortasında, derslerin en önemli olduğu bir dönemin içindeydik ve bugün, bu hafta içinde üçüncü kez okula geç kalmıştık. İlk iki dersi kaçırdığımız için Joon hocanın hakaretlerine maruz kalıyorduk. Normalde geç kalmama uyarılarına rağmen bu kuralı çiğnediğimizde ailelerimiz çağrılır, bu mesele sessizce halledilirdi. Ama bugün Joon hoca hiç olmadığı kadar ters günündeydi. Baekhyun'a olan nefretini kusmak istiyordu sanki, sadece geç kaldığımız için olayı çok başka bir boyuta taşımıştı.

Bütün okulun önüne çıkardı ikimizi. Sesli bir şekilde bağırırken bahçedekilerin başımıza toplanmasını amaçlamış, amacına da ulaşmıştı. Önce geç kaldığımız için bağırmaya başlamıştı. Sonra da derse katılmadığımızı, ders notlarımızın düştüğünü söylemişti. Bütün bu azarlamaları sadece Baekhyun'a yönelikti. Bana bir kez bile bakmıyordu. Buna rağmen Baekhyun bugün sessiz kalmayı tercih etmişti. Muhtemelen okuldan kovulmaktan korkmuştu.

"Son sınıfa geldin, ciddiyete dair hiçbir şey yok sende." diye haykırdı yüzüne karşı. Baekhyun'un bakışları yerde geziniyordu. Normalde kendine ne denirse desin ciddiye almayan biriydi ama bugün herkesin içinde rezil olmak ona dokunmuş gibiydi. "Baban tonla para döküyor bu okula. Sen ne yapıyorsun? Okulun koyduğu ne kadar kural varsa hepsini çiğniyorsun. Ne bu şımarık tavırlar? Kime güç gösterisi yapıyorsun?"

Derin bir nefes alıp başımıza toplanan kalabalığa göz attım. Bizimkilerden kimseyi göremediğim için dudaklarımı kemirmeye başlamıştım. Bu sefer bize yardım edecek kimse yoktu. "Özür dileriz, bir daha olmayacak." dedim buna bir son vermeyi umarak. Joon hoca çok fazla öfkeliydi ve birimiz özür dilemedikçe bu bir kavga boyutuna ulaşacaktı.

Joon hocanın bakışları aniden üzerime titrediğinde mahcup bir ifade takındım. Bir anda bana acıyormuş gibi bakmaya başlamıştı. "Sana artık dört senede bir şey öğretemeyeceğimi anladım da Chanyeol'den ne istiyorsun? Senin yüzünden onun da ders notları düştü." Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırıp Baekhyun'a baktım. Yerdeki bakışları bir anlığına bana çevrilmiş, sonra tekrar yere dönmüştü. "Okuldaki en başarılı öğrencilerden biriydi o. Ne hale getirdin çocuğu. Ailesi doktor olacak diye heyecanlanıp duruyor, yazık değil mi?" Konunun benim üzerimde olması beni daha çok germişti. Herkes bu sefer bana bakıyordu. Baekhyun'un suçlandığı şeyler yetmiyormuş gibi bir de benim başarısızlığımın sorumluluğunu yüklenmişti.

Buna izin vermeyi asla düşünmüyordum. Bu yüzden omuzlarımı dikleştirdim ve itiraz etmek için dudaklarımı araladım. Fakat Baekhyun beni kasten durdurmuştu. "Bittiyse gidebilir miyiz?" diye sordu. Elinin bileğime sarıldığını yeni fark ediyordum. Ellerimi ne ara kaldırmıştım?

"Bitmedi." Joon hocanın daha çok sinirlendiğini yükselen ses tonundan hissederek geriye sendelemiştik. Üzerimize doğru bir adım atıp Baekhyun'un gözlerine eğilmişti. Bunu hazmedemiyordum. "Seninle işimiz hiç bitmeyecek Baekhyun. Böyle davranmaya devam edersen okuldan mezun bile olamayacaksın." Nefretle baktığını gördüğümde gözlerim sinirden dolmaya başlamıştı. Hayatımdaki en değerli kişiye gözlerimin önünde hakaret ederken susmak zorunda olmam sinir bozucuydu. Baekhyun'a söz verdiğim için hiçbir şey söyleyemiyordum. "Aklın nerede söylesene? Okulun zengin erkeklerini avına düşürmekten başka ne yapıyorsun?"

Baekhyun'un bileğimi tutan elinden kurtuldum ve üzerine doğru bir adım attım. Son söylediğiyle haddini aşmıştı ama Joon hocanın nefretle bakan gözleri bir kez bile benimle buluşmamıştı. Hala umrunda değildim. Yumruğumu yüzüne geçirmek için havaya kaldırdığımda Baekhyun beni tekrar engellemiş, önüme geçmişti. Bütün bu iftiralara bile isteye göz yummasına inanamıyordum. Bu Baekhyun değildi.

acıtmışım canını sevdikçe || chanbaek [mpreg]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin