y/n: önceki bölümlere göz atıp oy atmadığınız bölümlere oy atarsanız çok mutluş olurum~ iyi okumalar♥️
***
Tek başıma koca hücrede bir gece geçirmiştim. Uyuduğum söylenemezdi ama uyumak için hevesli de değildim. Tüm gece sadece Baekhyun'u düşünmüş, ondan bir haber alabilmek için parmaklıkların önünde nöbet tutmuştum. Ancak yirmi dört saat geçmeden kimseyle görüşemeyeceğimi söylemişlerdi. Bu yüzden bir kez daha akşam ettim içeride ve düşündüm durdum. Hala Suho'dan neden haber gelmiyordu, anlamıyordum. Üzerine çok fazla yük attığımın farkındaydım. Hem Baekhyun'un babasıyla hem de Evan'la uğraşması gerekmişti ama beni burada böylece bırakamazdı. Bırakacağına inanmıyordum. Planladığı bir şeyler vardı belli ki ve ben o açığa çıkana kadar onu aramayı düşünmüyordum. Onu da tehlikeye atamazdım.
İçeride incelemediğim nokta kalmamıştı. Evan'ın yaşadığı her şeyi hak ettiğini bile bile burada onun yüzünden hapis yatmaktı beni delirten. Onu öldürmediğime pişman olmak istemiyordum. Neredeyse kafayı yiyecekmiş gibi hissettiğim sırada dışarıdan ses geldiğini duydum ve parmaklıklara doğru ilerledim. Bir polis memuruyla beraber Baekhyun'un içeri girdiğini görünce rahat bir nefes almış, gülümseyerek Baekhyun'a bakmıştım. Beni görür görmez bu tarafa koşturmuştu.
"Chanyeol." Dedi sadece ve ellerimi tutmaya çalıştı. Parmaklıkların arasında fazla boşluk olmadığı için ellerini tutamıyordum ama dokunabiliyordum. Yüzüne özlemle baktığımda çok yorgun olduğunu görmüştüm. Gözleri kızarmıştı.
"Sadece on dakika görüşebilirsiniz." Polis memuru uyarısını yaptıktan sonra dışarı çıktı ve bizi yalnız bıraktı. Onunla bu şekilde görüşebilmek bile benim için büyük bir lütuftu.
"İyi misin?" diye sordu polis dışarı çıkar çıkmaz. Parmakları telaşlı bir şekilde parmaklarımı arıyordu. Başımı sallayıp gülümsedim. Burada ne kadar iyi olabilirdim bilmiyordum ama Baekhyun'un bunu hissetmesini istemiyordum. "Gece burada mı uyudun? Soğuk değil mi? Sana battaniye getirmek istedim ama izin vermediler."
"Merak etme, çok iyi uyudum." Sakinleşmesi için parmağının üzerini öptüm. Soğuk demirleri hissetsem de sorun değildi. "Beni dert etme. Yemek veriyorlar. Battaniyem de var." Arkamı dönüp yattığım yeri gösterdim ve rahatlamasını umarak Baekhyun'a döndüm. Ancak tam tersi bir etki yarattığını fark etmiştim. "Sen iyi misin? Yemeğini yiyorsun değil mi? Bebeğimizi düşünmek zorundasın." Gözlerimi karnına çevirdikten sonra daha geniş gülümsedim. Bütün gece bebeğimi düşünüp kendimi rahatlatmaya çalışmıştım.
"Jongin zorla yedirdi." Elini karnına koyarken söyledi ve ufak da olsa gülümsedi. Daha sonra onu da kaybetmiş, geriye adım atıp bana kızgınlıkla bakmaya başlamıştı. "Bu davayla ilgilenecek kadar güçlü olmadığını söyledi. Evan'ın babası gelmiş. Evan şikayet etmezse bile babası seni hücreye tıkmak için elinden gelen her şeyi yapacak. Bu muydu istediğin Chanyeol?"
"Baekhyun..." Bir şeyler söyleyip onu rahatlatmak istesem bile rahatlayacakmış gibi görünmüyordu. Çok kızgındı ve bu kızgınlığı hak ettiğimi düşünüyordum.
"Sana o kadar çok yalan söyledim ki... Hiçbirinden utanmadığımı mı sandın?" Bir anda neyden bahsettiğini anlamadığım için merakla gözlerinin içine baktım. Gözleri yine dolmuştu ve ben buna dayanamıyordum. "Gidişimle ilgili, geri dönüşümle, babamla, kardeşimle, işimle ilgili bir sürü yalan söyledim sana. Yaşadıklarımı göremeyecek kadar aptal olmadığını biliyordum ama yine de yalan söyledim. Hiçbirini bilme istedim. Seni şu parmaklıklarının arkasında görmemek için onlarca yalan söyledim, Chanyeol." Ağlamaları şiddetlendiğinde ona sarılmak istesem de aramızdaki engel yüzünden yapamıyordum. Ellerini gözlerine götürüp silmeye başladı ve sakinleşmeye çalıştı. Ona dokunmama bile izin vermiyordu. "Ne için? Bunca zaman ne için bu kadar vicdan azabı çektim ben? Seni hapiste görmek için mi? Bebeğimin babasını bir intikam uğruna kodese yollamak için mi onca acıyı çektim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
acıtmışım canını sevdikçe || chanbaek [mpreg]
FanficBen gençken iki erkek tanıyordum, çok yakın arkadaşlardı. Ama hep daha fazlası olmayı istediler. Birbirlerini seviyorlardı ama hiç fark edemediler. Karşındakinin ne söyleyeceğinden çok korkuyorlardı. Daha sonra onlar, farklı eyaletlere taşındılar. *...