2 || Sarhoş Acı || 2

124 36 58
                                    


Tanrıdan değil, insanlıktan korkuyorum.

İnsanlık hiçbir olması gerektiği gibi olmayacak.

İçten içe hepimiz birer barbarız, gömleklerin, evliliklerin, kravatların arkasına saklanan.

Savages- Marina


\\\

\\\

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


\\\


90'larda Bir Zaman... (Eugene 15 yaşında)


Yerler soğuk... Göğsünde sürtünen eller aşağılara daha fazlası için kayarken her yer soğuk, her yer rutubetli. Ona mı öyle geliyordu yoksa gerçekten de öyle miydi emin değildi ama çoğu kurbanın yaptığı gibi her şey bittikten sonra bir kanıtı daha olacağını düşünerek kendini avutuyordu. Kurbanlıktan katliama, cana susamışlığa geçiş yapmamak için avutuyor, telkinlerde bulunuyor, bembeyaz sıvıların içine karman çorman olmuş kirli bedenine bakmamaya çalışıyordu. Güçsüz olma zamanı değildi, bırakmanın zamanı değildi. Tutunacak hiçbir şeyi olmayan insanların yaptığı gibi eline ne geçerse kullanmalıydı. Silah olabilecek şey kesinlikle geride kalmış masumiyeti ya da soğuk zemine adeta, uyuşmuş yapışmış elleri değildi. Silah yoktu, ama oluşturulabilirdi. Delilik henüz ele geçirmemişti ama bu sağlanabilirdi, ilk defa izin verebilirdi, kaybedecek hiçbir şeyin kalınmadığı bu yolda. Beyaz yol şimdi fazla uzaktaydı, her şey için. Ölüm bağlı elleri, tutuk bedeni arasından geçemez, ruhuna bir ışık olamazdı. Kabul etmeliyiz, bazen tek aydınlık rol, oluşturulmuş silahların cazibesidir. Gerekli olanın vur kaç mantığına büründüğü zamanlarda, tamamen yok olmalıyız ki yeniden doğabilelim, yanalım ki sönebilelim.

Yanmak için de, sönmek için de fazla gençti ama sonuç olarak ölmek için de gençti. Her halükarda yıkımın kaçınılmaz olduğu bir yolda yapayalnız bırakılmıştı o. Karanlıkta, hissiz... Hayat sınavında daha baştan sıfır almış bir çocuk gibi başını önüne eğip bırakması beklenmişti bu mücadeleyi. Yapacak mıydı, çocukluğunun derinlerinde benliğine yaptığı ihanetler için sığdırılabilecek yer kalmış mıydı ki? 

Bir adım atsa, ayaklarını yerden kesip onu gerçeklere döndüreceklerini bilse de bunu daha fazla bastırabileceğini sanmıyordu Eugene. Kaderin elindeki, o sürekli kendisine saplanan kör bıçağı kapma, vur kaç yapma zamanı gelmişti belki de. Cehennemde çıkış kapıları olmazdı, girdiğiniz gibi çıkmanız gerekliydi. Acılar ancak, kaybolmuş insaniyette söküp atılabilirdi, cehennemden kurtulmak için önce ruhta, bünyede mahkemelerin, ikilemlerin sonlanması gerekirdi, herkese biraz deli cesareti gerektiği gibi içimizdeki barbarı ortaya çıkarmamız için. Bazı ruhlar vardı ki acıyı söküp attığınızda geriye hiçbir şey kalmazdı, kısa süreli yapay umut ve hayvani içgüdüler kalırdı geriye. Konu yaşam mücadelesi ve arzusu olduğunda biz buyduk, insanlar. İnsan olmayı iyilik dolu kalıplara sığdırarak gerçeklerden sakınan varlıklar...

━  𝐌 𝐄 𝐓 𝐑 𝐔 𝐊    𝐄 𝐕 𝐈 𝐍    𝐌 𝐄 𝐓 𝐑 𝐄 𝐒 𝗟 𝐄 𝐑 𝐈  ━Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin