-𝕲𝖎𝖗𝖎𝖘̧-

177 38 53
                                    


İnsanlar fısıldaşıyorlar mı, 

trende benim hakkımda yaptıkları gibi?

Gasoline- Halsey

\\\


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


\\\



Sabahları krema ve naneli şekerlerle tam olur; Akşamları ise tüm hakları elinden alınırdı oğlanın. Hayatı kumar gibiydi desek yeridir. Kendisi hakkında söylenecek çok bir şey bırakmıyordu insanlara. Yüzünü ezbere bilseniz bile yanından geçerken, kafasına kadar geçirdiği kapüşonu ve göz kapaklarını okşayan uzun saçlarından farkedemezdiniz bile. Varlığı, hayalet denebilirdi. Görünmez hissediyordu, hayatının çoğunluk kısmında, insana benzer tek şey yüzüydü. Sıska, çelimsiz bedeni ve bedeninin görünmeyen kısımlarında kabarmış siyah morluklar onu normal olmaktan, insan olmaktan ayıran noktaydı. Belki de tam bu nedenlerle yaşıyor denemezdi. Nefesi akciğerlerine taşıyor ve bayık gözlerle etrafına bakınıyorsa bu onun yaşadığı anlamına gelir miydi ki? Hiçbir şey, hiçbir anlama gelmezdi. Bazen de çok şey ifade ederdi küçümsediğimiz hiçlik. Eugene, hayatındaki küçümsenmiş hiçlik hissini kucaklıyordu sadece. Çünkü bir insanın son noktasını ve vahşiliğini biliyordu. İsterlerse ne kadar çirkinleşebileceklerini, potansiyellerini. Öyle biri olmaktansa bir hiç olmayı yeğlerdi, bir hayalete dönüşmeyi.

Kıyafetinin kollarını uzatıp parmaklarının arasına sıkıştırırken, kirpiklerinin üzerinde birkaç damla birikmişti. Gerçekleri taşımak onlara da zor gelmiş olmalı ki her seferinde daha da yüke bindirilen bu damlalar ince yollar halinde yanaklarından süzülüverdi. Birazdan canavarın inine kendi ayaklarıyla girecek olması gerçeği miydi, bu gerçek yoksa göğsünde sıkışan çocukluğunun köklerine yöneltilmiş ihanet hissi miydi? Her halükarda hayatının dönüm noktalarında dizginleri tutması için siyah ve mor halinde vücuduna yayılan lekelerine, izlerine izin verdiğini biliyordu. Kimsenin hayatında bir dönüm noktası olamayacağını, değerli bir konuma sahip olamayacağını biliyordu. Ve bilmekten nefret eder olmuştu. Tüm gerçeklere kulağını kapatmak, hislerini ise gözyaşlarıyla silip atmak istiyordu ömrü boyunca. Umrunda değilmiş gibi davranmak, bu, onun hayatının bir parçası haline gelmişti.

Sorun edilecek tek şey duyguları olsaydı belki her şey daha kolay olurdu ama, maalesef değildi. Ne hayat kolaydı ne de tek bir sorunu vardı. Kafasını gergince toplu taşımanın ekranına uzatıp durakları saydı. Neyse ki daha vardı. En fazla yirmi dakikalık uzaklıktaydı yapay cehennemine. Yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirip, indiği anda yaralarının sargılarını düzelteceği konusunda kendisine telkin yaptı. Telkinlere ne kadar ruhsuz birisi olsa da ihtiyacı vardı. Bakışlar üzerinde gezinince panik atağın eşiğinde olmamak için gözlerini kapatıyor ve bedenini süzen gözleri boşvermeye, hayatın kirli yüzünü kısa bir süreliğine unutmaya çalışıyordu.

━  𝐌 𝐄 𝐓 𝐑 𝐔 𝐊    𝐄 𝐕 𝐈 𝐍    𝐌 𝐄 𝐓 𝐑 𝐄 𝐒 𝗟 𝐄 𝐑 𝐈  ━Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin