"Sefaletin Tanrıçası Achlys! Size yalvarıyorum, bu sefil elçinizin adağını kabul edin.
Bana uğruna kan dökeceğim bir yaşama sebebi verin!"
Varlığım da, bu kitap da sana ithaf @nighttrainn
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Dostum," dedi Yoongi garip ve sorgulayıcı bir ifadeyle, anlık olarak arkasına dönüp ikimize göz atarak. Tek kaşını kaldırmış, yüzünü buruşturmuştu. "Görev konusu laboratuvarın burası olduğuna emin olduğunuza emin misiniz?"
Tuhaf sorusu kısaca duraksamama sebep olsa da, hemen onaylar anlamda başımı sallamıştım. Ona uymaya karar verdim. "Evet. Görev konusu laboratuvarın burası olduğuna emin olduğumuza eminiz."
"Neden emin olduğumuza emin olmayalım ki?" diye sorar gibi mırıldanmıştı Jeongguk gözlerini hafifçe kısarak. Dakikalardır esiri olduğu gerginlikten az da olsa sıyrılmış görünüyordu. "Ben konum hakkında pek bilgi sahibi değilim ancak Efendi V bir yıl önce bizzat gelip aldı beni buradan."
Konuşmam gerektiğini fark ettiğimde işaret parmağımla gelişigüzel olarak, önünde durduğumuz bir zamanlar son derece lüks, görkemli ve beyaz olduğu belli olan ancak şu an bir harabeden farksız kalmış binayı işaret ettim. "Annem için buraya gelmiştim. Sonra bu binada bir terslik olduğunu fark ettim ve içeri girip göz atmam gerektiğini düşündüm. Açık artırma en alttaki salonlardan birindeydi. Eminim yani, burası olduğuna."
Yoongi elini çenesine atıp başını belli belirsiz salladığında, Jeongguk biraz ileri atılarak "Neden burası oluşunu garipsedin Yoongi?" diye sormuştu. Kafası hafif sağ omzuna doğru düştü.
Yoongi hala düşünmekte olduğu için onun yerine cevaplamaya karar vererek "Çok açık," diye mırıldandım. Böylece Jeongguk'un parlak, merakla dolup taşmış gözleri üzerime çıkmıştı. "Burası normal bir yer değil. Yıllar önce gerçekleşen bir patlama nedeniyle radyasyon riski barındıran, bu nedenle tüm giriş çıkışlara kapanmış bir arazi."
Açıklama işini Yoongi sürdürdü, sorgulama kısmını atlattığında. Dilini dudaklarında gezdirip hızlıca konuşmaya başladı. "Bununla kalsa yine iyi. Sikeyim ki burası 2. bölgenin en kutsal yerlerinden biri. Yalnızca bu binanın etrafında bile biri Zeus, biri Nike, biri de Athena olmak üzere tam tamına üç tane tapınak var. Burada insan ticareti yapmaya kalkan yarım akıllı her kimse Tanrıların lanetini göze alacak kadar aptal, cesur, günahkar, deli ve sinsi olmalı."
"Onu bilemem tabii ama..." Çocuğun sesi çekingen ve titrek çıkmıştı. Bu kontrol amacıyla refleksle onu incelememe sebep olduğundan, gerginliğinin tekrar ortaya çıktığını fark edebilmiştim. Gözleri rastgele bir yere odaklıydı ve sevimli ön dişleri stresle alt dudağını dişliyordu. "Çok katı ve korkutucu biriydi."
"Bu işin başındaki kişiyi tanıyor musun?" Yoongi sorusunu sormadan önce çoktan önünde dikildiğimiz metal ve son derece dayanıklı görünen kapının çevresini sarmış güvenlik sistemlerini incelemeye başlamıştı bile. Sesi, tüm odağını kapıya verdiği için umursamaz çıkmıştı. Parmakları usulca çeşitli kilitlerde turluyordu.
