Bölüme başlamadan ve fice devam etmeden önce lütfen aşağıdaki açıklamayı okuyun.
Legends kesinlikle aşkın ya da cinselliğin ön planda olduğu ve olacağı bir fic değil. Genel itibariyle bireyin içsel dramını ve savaşı konu alan bir başarı hikayesi. Buna sonradan aşk da eklenecek ama sonuç olarak Legends'ın bir aşk romanı olduğunu asla söyleyemem. Başlarda ikisi de çok küçükler, çocuklar daha. Jeongguk özellikle daha da küçük, bu ben istedim diye değil kurgu kendini böyle ayarladı diye böyle.
İlk otuz bölüm neredeyse aşk namına hiçbir şey göremeyeceksiniz, karakterler birlikte büyüyecekler yavaş yavaş. Vakti geldiğinde ve romantik bir ilişkiye başladıklarında da bir yazar olarak ben, çocukluklarını uzun uzun anlattığım bu ikiliyi başrol alacak herhangi bir smut sahnesini yazmayı etik bulmadığım için +18 bir içerikle karşılaşmayacaksınız. Tabii ki yakınlaşmaları olacak ama belli bir sınıra kadar anlatacağım.
Yani demem o ki, bunları bilerek başlayın lütfen. Seme-uke konusunda da sırf tavşan kook diye keskin yargılara varmamanızı öneririm. Doğru bulmadığımdan bu konudan da henüz bahsetmeyeceğim ama semenin ukenin kim olduğuna takan biriyseniz okumanızı önermem.
Bu kadardı, okuduysanız çok teşekkür ederim!!!
Legends, 2. bölüm.
Jeongguk koynumda büyük bir huzurla uyumaya devam ederken, zarar görmediğininden emin olmak için uykuyu şiddetle reddediyordum. Öylece karanlıkta kalmış yüzünü seyrediyor, arada sırada kıpırdanan ponponunu ve kulaklarını izliyordum.
Herhangi bir kafa karışıklığım veya düşüncem yoktu, tek tük olanlar çoktan yok olmuştu. Öylesine tehlikeli bir kumar, sefaletimden kaynaklı çaresizliğimin eseriydi. Eğer Achlys cidden de istediğimi verdiyse, her şey yolunda gittiği sürece bana yaşamı kazandıracaktı o çocuk, yapamasa da sorun yoktu, kaybedecek bir şeye sahip değildim.
Benim tarafımdan bakıldığında, her şey durgun ve soluk olsa da, böyle büyük bir şeye tek başıma karar veremezdim, onu yanıma almaya yani.
Hayatımın pek çok anında benimle olmuş ve olmaya da devam edecek olan arkadaşlarımın da gönlünü almam gerekiyordu. Zira onlara ayak bağından öte bir şey kazandırmayacaktı tüm bunlar. Her şeyi detaylıca konuşmalı ve ortak bir karar vermeliydik. Onları bir şekilde Jeongguk'un bizimle kalmaya devam etmesi için ikna etmem şarttı. Onun, bana Achlys tarafından verilmiş bir yaşama sebebi olduğunu onlara söylemeden bunu yapmalıydım. Göreve başlayalı henüz yalnızca dört yıl olmuşken böylesine büyük bir adakta bulunduğumu öğrenmeleri onları hem kızdırır, hem endişelendirirdi. Jeongguk'un yanımızda kalmasına izin vermek zorunda kalırlardı ve ben onları hiçbir şey için, özellikle de böyle tehlikeli bir şey için zorlamak istemezdim.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, büyük bir konuşma yapmanın oldukça gerekli olduğunu düşünen tek kişi değildim anlaşılan ki, Jin sessiz olmaya çalışarak odaya girmiş, karanlıkta parlayan pembe gözlerini benimle buluşturmuştu.
YOU ARE READING
Legends
أدب الهواة"Sefaletin Tanrıçası Achlys! Size yalvarıyorum, bu sefil elçinizin adağını kabul edin. Bana uğruna kan dökeceğim bir yaşama sebebi verin!" Varlığım da, bu kitap da sana ithaf @nighttrainn