arkadaşlar yorum yapmanızı istiyorum ciddi anlamda yazmak istemiyorum yoksa oysa çok sevdiğim bir fic sadece 5 yorum yapılmış fice toplam çok kırıcı gerçekten...
***
"
... Bu satırları yine yazarken anımsıyorum o anları, ellerim titriyor. Tabii gizemini bilmeyen annemin gözün de bu çıkışım sadece sinsilik ve inattı. Ondan sonra benle konuşan pek çok kişi olmadı. Her şey bensiz yapıldı. Evin eşyaları daha çok okulda olduğum saatlerde taşındı. Her gün birkaç koli dolusu eşyanın taşındığını fark ediyordum.
Bir gün geldiğimde her şey yük kamyonuna taşınmıştı. Biz annem ile portatif yataklarda geçirmiştik son geceyi. Ertesi sabahta Avustralya yolcuğu başlamıştı.
Uyanır uyanmaz o sabah seni düşündüm. O anda kavradım, sana yakın olamayacağım bir yerde yaşayamayacaktım. Benim senden başka bir kurtuluşum yoktu. Umutsuzluk dolu o saatlerde bunları nasıl düşünmüştüm, şimdi bile anlamıyorum.
Üstümde okul önlüğüm vardı, annem ise evde yoktu. Hemen kararımı verdim, kapını çalacaktım. Sanki bir mıknatıs gibi çekiyordun kendine beni. Ne yaptığımı o an bile bilmeden koridora çıktım, kapının önünde durdum.
Ayaklarına kapanıp sana yalvaracaktım. Beni istersen hizmetçi istersen kölen yap diyecekti. On dokuz yaşındaki bu kızın sana olan bu bağlılığına gülüyorsundur şimdi. Fakat sevgili, o gün buz gibi koridorda bilinmez bir gücün onu arkasından ittiği kızın nasıl korku ile kapında beklediğini görseydin inan ki gülmezdin.
Sonra titreyen kolumu yavaşça kaldırdım ve tüm cesaretimi toplamışken zilini çaldım. Ardından sessizlik oluştu. Adım seslerini duyarım belki diyerek kulak kabarttım.
Fakat sen gelmedin, bana kapıyı açmadın. O gün öğleden sonra evde değildin. Hizmetlin Alex işe alışverişe çıkmıştı. Zilin tiz olan o sesi kulaklarımda, ayaklarımın ucuyla boş olan dairemize döndüm.
Seni son bir kez olsun görmeli, sana son bir kere olsun sarılmalıydım. Başka bir düşüncem bile yoktu. Sevgili, bütün gece dönmeni bekledim. Annem uyur uyumaz hole çıktım, kapının yanında durdum. Bu gibi soğuk ocak gecesiydi.
Gitgide yoruldum, bütün vücudum ağrımaya başladı. Ayakta duracak halim dahi yoktu, fakat hol bomboştu. Üzerine oturabileceğim bir eşya dahi yoktu. İnce giysilerim ile yere uzandım.
Vücudun ısınır da uykum gelir uyurum dalarsam eve döndüğümde adım seslerini duymayacağım diye korktum. Ve bekledim durdum.
Sonunda - sanırım sabahın ikisi gibiydi - apartmanın kapısı açılmıştı... Sonra merdivenlerden ayak sesleri. Kapıyı yavaşça aralıyarak baktın dairene doğru.
Evet, sevgili sendin! Ve tek başına değildin. Bir kadının kıkır kıkır güldüğünü duydum, ipek bir eteğin hışırtısını da... Sonra senin sesini de... Eve bir kadın ile dönmüştün...
O gece nasıl olupta ölmediğime şaşırıyorum. Sabah sekizde kaçırır gibi Avusturya'ya götürmüşlerdi. Onlara karşı çıkacak tek bir gücüm dahi kalmamıştı.
Çocuğum dün gece öldü. Eğer gerçekten yaşamak istiyorsam tek başıma bir yaşam sürmek zorundayım..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
white roses ❦ jaehyun + rosé ✓
FanficJung Jaehyun her doğum gününde evine gelen beyaz güllerin kimden olduğunu bilmez bir şekilde geçiriyorken bu doğum gününde uzunca bir mektup ile karşılaşmıştı. 2021 | haerim