Arabayla okula gidişim neredeyse 20 -25 dakika almıştı.
Merkeze yaklaştıkça çevre yeşillikten ödün vermiyor etraf güzelliğini koruyordu. Hatta okulun etrafı yeşilliklerle kaplıydı.
Gayet hoş ve merak uyandırıcı bir manzarası vardı.Babam arabayı kenara çekerken bir yandanda benimle okul hakkında konuşuyordu.
"...Şimdi yeni okulunla karşı karşıyasın."
Arabadan inip kapımı açtı ve konuşmasına devam etti.
"Söylemek istediğin bir şey var mı ?"
Arabadan çıktığımdan beri gözlerimi dikmiş okula bakıyordum.
Babama ufak çaplı bir gülümseme atıp"Beğendim."
derken burun kıvırmıştım. Aslında okulu gerçekten beğenmiştim. Nedense belli etmek istemedim ...
Eski okulumda bunun gibi bir kolejdi. Başarılarıyla ve ödülleriyle biliniyordu ki gerçi bu başarıları ben yapmadıysam bunda övünmeye pek hakkım yok.
Ama şimdi karşısında durduğum bu kolej gayet havalı ve yeni.
Güzel şeyler olacakmış gibi hissettiriyordu.Babamla beraber müdürün odasına girmiştik. Babam müdürle koyu bir sohbete dalmışken bende odayı inceliyordum. Şuana kadar ki gördüklerim benin memnun edebilecek seviyedeydi.
-Neredeyse hiçbir şeyi olduğu gibi beğenmemde-
Konuşmaları bitmiş olmalı ki babam
"Rüya kızım sınıfına kadar gelmemi ister misin?"
(Kim ister böyle bir şeyi ??)
"Baba ben kendim tek gitsem daha iyi olur. Hem herkes derste sende işe geç kalma hı?"
diyerek babamı bu düşüncesinden geri çevirmiştim. Evvet sınıfımı nihayet öğrendim.
- 12/B üçüncü kat sağ koridorun sonu-
Merdivenleri çıkıp koridorda ilerledim.
Ders saati olmasına rağmen birkaç öğrencinin boşboş gezindiğini gördüm.Sınıfıma doğru ilerledikçe o boş gezinenlerin benim sınıfımdan çıktığını farkettim. Daha ilk günden boş ders mi çok iyi...
Sınıfa girdiğimde dikkatimi çeken kızların çoğunun sarışın olmasıydı. Gerçi burada yaşayanların çoğu öyleydi.
Asıl ben esmer olduğum için dikkat çekmiş olmalıydım. Zaten bir kaç meraklı çift göz üzerimdeydi.-Bana bakanlara gülümsemeyi tercih etmedim. Çünkü bana gülümsemeyen boş bakan birine tebessüm etmek saçma olurdu. -
Çoğu sıra boştu ama sahibi var düşüncesiyle oturmak yerine birinin bana boş yer göstermesi amacıyla etrafa bakındım.
Orta sıralardan en arkada oturan bir çocuk bana bakınca 'yanı boştur' düşüncesiyle ona doğru ilerledim."Yanın boşsa oturabilir miyim?"dediğimde gülümseyip
"Tabi yani evet şey boş oturabilirsin tabi."
Kelimeleri peş peşe söylemesi komiğime gitmişti. Tam çantamı sıraya bırakacaktım.
O arada önde oturan kız bize doğru başını çevirerek bana baktı."Bence yanıma otur. Burasıda boş."
"Farketmez"dediğim gibi direk lafa atıldı.
"Madem farketmez. Gel hadi" gülümsedi ve hafifçe yana kaydı. Israrını anlamamıştım ama geri çevirmem daha ilk günden mantıksız olurdu.
Gerçi bir kızın yanına oturmak daha makbül kalırdı. O erkek ne kadar yakışıklı ve sevecen olsa bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz Kral
Teen FictionHiç ummadığın bir anda karşına çıkar mı? Seni ellerinden tutup göğe çıkarır mı? Ya da ellerinden tutmayıp karanlığa bırakır mı?... Evet hayat böyle bir şey , o senin ummadığın anda karşına çıkar ya seni aydınlığa ya da karanlığa sürükler... Kısacası...