Değerli okuyucularım size küçük bir bildiride bulunmak istiyorum. Çok hızlı ve uzun yazamıyor olabilirim. Şu aralar çünkü çok kırgınım içimde kalp kırıklıklarım var. Beni şu sıralar gülümseten şey o güzel mesajlarınız. Hikayem hakkında attınız o saçma mesajlara aşığım İyiki varsınız :)
Lütfen hikayeme değer vererek okuyun o güzel mesajlarınızı yorum hanemde görmek dileğiyle vote ve yorumlarınızı bekliyorum:)
Mutimediadaki Bartu (dikkatli bakın)daş aslında sjsjjsDüğmeyi kapatıp yarım yamalak yürümeye başladı. Anlaşılan bana yetişememesinin sebebi buydu.
"Canı fena yanmış. Bu yaptığın çok kötü."
"Kötüye bir şey olmaz ve haketti."diyerek kapıyı kapattım. Bakışlarını etrafta çevirip duruyordu.
Bana yardım etmişti ama ilk gün ona dediğim sözlerden dolayı dargın olduğu belliydi.
"Özür dilerim."
Tuğçe'nin yaslandığı masaya yaslandım.
"Çok sevdiğim ve samimi olduğum bir arkadaşım var. Onu çok severim ama başıma sakarlıkları,hataları,davranışları... kısaca kendisi bela açtı."
Bahsettiğim kişi Nida'ydı.Cümleyi yarıda bırakıp ona baktım.
"Nedense sana bakınca aklıma geldi."
Kaşlarını çatıp bana baktı.
"Daha beni tanımadan başına bela açacağımı düşünmüşsün ve farkındaysan seni beladan kurtaran benim. Kısaca çok önyarlısın."
Bu sözler beni duraksatmıştı. Haklıydı. Herkes beni ilk tanıdığında 'çok önyargılısın' sözünü eksik etmezdi.
"Tamam iyi yerden vurdun. Biraz önyargılı olabilirim ama biraz."
"Biraz. Pekala birazdan biraz fazla önyargılısın."
Derken kendini düzeltti ve karşıma geçti.
"Ben Tuğçe."
Elini uzattı ve bana baktım. Biraz durduktan sonra karşılık verdim.
"Başa mı sardık? Pekala ben Rüya ama arkadaş tutmayı pek sevmem."
Dediğimde gülümsedi.
"Hiç kendinden ödün vermiyorsun. Umarım iyi arkadaş oluruz."
Başımı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz Kral
Teen FictionHiç ummadığın bir anda karşına çıkar mı? Seni ellerinden tutup göğe çıkarır mı? Ya da ellerinden tutmayıp karanlığa bırakır mı?... Evet hayat böyle bir şey , o senin ummadığın anda karşına çıkar ya seni aydınlığa ya da karanlığa sürükler... Kısacası...