Kantine girdim ve Ata' nın yanına ilerleyip oturdum.
"Ne istersin, itiraz kabul etmiyorum."
"Bu ne centilmenlik."
Ata'ya gülümser halde gözlerimi kısıp baktım.
"Tabi bir tost ısmarlamakla centilmen olunuyor zaten."diyerek ilerledi.
Sürekli iyi davransada ezmeyi ya da lafının üstüne laf demeyi unutmaması dışında gayet iyi biriydi.
Masada oturmuş Ata' nın gelmesini beklerken bir yandanda etrafa bakınıp duruyordum.
Sanki herkes belirli bir kural ve nizam içindeydi.
Sanki herkesin yeri belirli ve değiştirilemezdi. Bunu daha ilk günden farketmiştim.O arada bir kaç kişinin bana doğru geldiğini görünce istemsizce tedirgin oldum. Nedenini bilmiyorum ama bende öyle bir his oluşturmuşlardı.Gelenlerden biri direk kendi tapulu malıymış gibi sandalyeyi çekip oturunca
"Hop napıyorsun? Tapulu malın mı bu he? "diye ani bir çıkış yaptığımda bana baktı .Rahat bir hal alıp sandalyeye yayılmıştı.
"Oturduğuma göre."dediğinde sinirlenmiştim .Kendime hakim olamayıp iyi bir cevap verecektim ki Ata bize doğru geldi ve çocuklara gözünü dikti . Elindeki su şişesini çevirerek masaya koyduğunda tekrar bakışlarını çocuğa yöneltti.
"Neden halen daha buradasın ?"
Çocuk tam cevap verecekti ki Ata sandalyeyi çekip oturdu. Çocuk daha konuşmadan kelimeleri ağzına tıktı.
"Farkettiysen burada oturuyorum ve koca ergenlik savaşına mağlup düşmüş yüzün beni rahatsız ediyor."
Bu sözleri derken her kelimesinde ezici bir baskı vardı.
Çocuk kızgınlığını belli etmek için elini masaya koyup yüzünde sinirli bir ifade oluşturdu.Yüzünün burun tarafında olan kıvrımlar bir kurtu andırıyordu.Ata'ya baktığımda tek yaptığı şey pipetin üzerindeki sarılı kağıtı açmaktı.
Çocuk ayağa kalkıp arkadaşlarına doğru baktı. İlerlemek için ilk adımını attıktan sonra bir an duraksayıp geri döndü.
Ellerini Ata' nın tarafından masaya koyup"Tek farkın ne biliyor musun? O aile birliği denen saçma şeyde ailenin olması. Yoksa bir hiçsin."
Diyerek gülümsedi.Yine bir şey anlamamıştım.Ata başını hafifçe kaldırıp çocuğa doğru baktı.
"Bence yanlış anlamışsın. Benim farkım ben olmam."
"Ah tabi ya evet evet, bırak bu kendini beğenmiş tavırları."
Arkadaşlarıyla dalga geçermişcesine gülüp bizden uzaklaşmışlardı.
Ata'ya baktığımda hiçbir şey olmamış gibi pipeti ayranın ortasına saplayıp bana doğru uzattı.
Teşekkür amaçlı gülümsediğimde bana bir aptalmışım gibi baktı. Bu ifadesini fazla sürdürmeden gülümseyip"Afiyet olsun."
Diyerek önüne döndü.Tamam bana karşıda ezici konuşuyordu.
Ama böyle herkesi küçük gören biriyle ilk günden anlaşmak tuhafıma gitmişti.O arada koridorda gördüğüm çocuk ' Gece' yanında iki kişiyle ilerleyip sanki önceden ayarlanmış yerine oturduğunda etrafa bakındı.
Yanındaki çocuklardan biri onun gibi sarışındı. Diğeri onlardan biraz daha kalıplıydı ve ilk girdiğinde onun yüzücü olduğunu düşündüm. Vücut yapısı kendini belli ediyor gerçi bu benim tahminim.Tekrar bakışlarımı Gece'ye doğrultum. Çok geçmeden;
Ona baktığımı farketmesin diye başımı eğdim. Pipetle uğraşırken başımı kaldırıp tekrar ona doğru baktığımda Ata 'nın beni izlediğini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz Kral
Teen FictionHiç ummadığın bir anda karşına çıkar mı? Seni ellerinden tutup göğe çıkarır mı? Ya da ellerinden tutmayıp karanlığa bırakır mı?... Evet hayat böyle bir şey , o senin ummadığın anda karşına çıkar ya seni aydınlığa ya da karanlığa sürükler... Kısacası...