Filizlenmeyi bekleyen çiçeklere...
Bölüm 2
5 yıl önce
Klinik Meriç'le karşılaşmayı beklediğim son yerdi ama yine de karşılaşmıştık. Nedensizce mutlu olduğumu hissettim. Neden mutluydum ki şimdi ben? Sanırım tanıdık birini görmek iyi gelmişti. Yanına gidip gitmemek arasında bir karar vermeye çalışırken onun çoktan yanıma geldiğini fark etmemiştim bile. Okuduğum bazı kitaplarda ana karakter midesinde kelebekler uçtuğunu söylerken dalga geçerdim ama sanırım şuan tam olarak midemde kelebekler uçuyordu. ''Selam, nasılsın Akay?'' dediğinde sanki çok olağan bir soru sormamış gibi heyecanlanmıştım. İçimden 'midemde uçan kelebekler beni sinir ediyor.' demek gelse de tabi ki bunu yapmadım. ''İyiyim, sen nasılsın?'' demekle yetindim. O da iyi olduğunu söyledi ve birlikte yürüyüp sohbet etmeyi teklif etti. Keşke bunu kabul etmeden önce birkaç saniye bekleseydim de heyecanımı belli etmeseydim.
''Akay, sende ne olduğunu bilmesem de beni tamamlayan bir parça varmış gibi hissediyorum.'' dedi yüzünde kocaman bir tebessüm ile. Ben ise şaşkınlık içinde olduğumdan tebessüm bile edemezken Meriç kalbimde çiçekler açtıran sözlerine devam etti. ''Sana bakınca filizlenmeyi bekleyen çiçekler görüyorum Akay.'' Daha sonra ise birbirimiz hakkında burç, hobi vs gibi gereksiz sorular sorarak vakit öldürdük. Saatler birbirini kovalarken akşam oldu ve ayrılmak zorunda kaldık, her ne kadar istemesek te.
Bana sonraki gün için mutluluk veren şey ise Meriç'i görecek olmaktı. Dün ben de hissetmiştim onun dediği gibi onun bir parçasının bende olduğunu. Hatta hangi parça olduğunu bile bulmuştum. Kalbi benim ellerimdeydi aynı benim kalbimin onun ellerinde olduğu gibi.
Ertesi gün kahvaltı için yemekhaneye geldiğim sırada yapmak istediğim tek şey Meriç'i bulup onunla konuşmaktı. Aradığım yüzü bulduğumda kalp atışlarımın hızlandığını ve o uyuz kelebeklerin tekrar mideme uçtuğunu hissettim.
Yanına gitmeye daha onu görmeden karar verdiğim için hızlı adımlarla yanına doğru yürümeye başladım. ''Meriç.'' dediğim saniyede yüzündeki tebessümünü de yanına alarak yanıma geldi.
Fakat beni daha çok heyecanlandıran şey Meriç'in bana söylediği cümleydi. "Bana kalbimi geri vermeye gelmedin değil mi? Eğer geri vereceksen bunun yerine o kalbi kır daha iyi." Söylediği cümleyle şok içinde donup kaldım. ''Ne dedin sen?'' diye kelimeler dökülüverdi ağzımdan. ''Dolaylı da olsa sana kalbimi verdiğimi itiraf ediyorum Akay'ım.'' dediği ve güldüğü sırada uzun bir süre donup kalmış olmalıyım ki Meriç'in yüzündeki gülümseme silindi ve ''Akay, iyi misin?'' diye sordu. ''İyiyim, sadece biraz şaşırdım.'' diyebildim sonunda. Meriç konuşmaya devam etti. ''Fazla ileri gidip haddimi aştıysam çok özür dilerim.'' Yüzünde o kadar tatlı bir tebessüm vardı ki sırf bu tebessüm için bile ona aşık olabilirdim. Neler düşünüyordum ben? Kendimden utandım ve bu düşünceleri kafamdan atmaya çalıştım. Konuştum. ''Yok, önemli değil. Bahçeye çıkalım mı?'' Yüzümde onunki gibi tatlı bir tebessüm oluşturmaya çalışsam da başarılı olamadığımı tahmin edebiliyordum.
Bahçeye çıktığımızda yine dünkü gibi bir sohbet ortamı oluşması için can atıyordum. Utanmasam neredeyse bu klinikte yattığım için mutluluktan havalara uçacaktım. Bu düşünceler de neydi böyle? Aşk denen duygu bu kadar çabuk olur muydu? Ne saçmalıyordum ben yine?
''Akay, sana çiçeğim diyebilir miyim?'' Yüzümde koca bir tebessümle yanıt verdim. ''Niye çiçek?'' Yine o tatlı tebessümünü takındı yüzüne. - Ah, nasıl bu kadar kolay etkiliyordu beni? - ''Sen benim kalbimin çiçeği oldun Akay, eğer kabul edersen kalbimde kalmanı ve orada filizlenmeni istiyorum.'' Bu da neydi böyle? Çıkma teklifi miydi yoksa ben mi yanlış anlıyordum? derken devam etti. ''Bana kalbini verirsen eğer, söz veriyorum onu en güzel şekilde saklayacağım. Ben sana lunaparkta gördüğüm andan itibaren aşığım Akay.'' Kalbim sanki mümkünmüş gibi gittikçe daha hızlı atıyordu. ''Evet, sana kalbimi bir saniye bile düşünmeden veriyorum.'' dedim gözümden bir damla yaş düşerken. Meriç'le sarıldık dakikalarca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acının Rengi
Teen FictionAkay geçmişte acılar yaşamış ve bunlarla yüzleşmeye karar vermiş bir kızdır. Bu hikayede kimsenin -kendisi dahil - masum olmadığına inanır. Meriç ise gittiği klinikte hayatına giren ve birlikte acıları tattığı kişidir. Akay hayatın felsefesini sorgu...