Hellü biz geldik!
Ekşınımız bol olsun sağ parmakla girelim bölüme lütfen, teşekkürler ve keyifli okumalaar.💚
Bulut Yaman.
BÖLÜM 7: "PEŞİN HÜKÜM"
Peşin hükümlü olmak kötü bir şey mi?
Evet.
Peki ben peşin hükümlü biri miyim?
Evet.
Hiçbir sorunun cevabı bu kadar olumlu olup bir o kadar da olumsuz olmamıştı... Lise yıllarımda başlamıştım sanırım bu huyuma. Yaşadığım her olayda kamçılamıştım kendimi. Bana göre bir kesimden birini görmem demek o kesimin tümünü tanımam demekti. Hepsi aynıydı, birbirine benzeyen, gittikçe çirkinleşen yüzlerdi sadece... İnsanoğlu gittikçe kötüye evriliyordu. İyiye evrileceğine dair hiç umudum olmamıştı bu yüzden de peşin hükümlü olmaktan hiçbir zaman gocunmamıştım.
İşte Alexander Assanov da kendisine peşin hüküm verdiklerimden biriydi.
Bence ben onu fazlasıyla tanıyordum. Bu yüzden gözünün çıkmasını istemeyeceği konusunda emindim ama o emin olmamam gerektiğini ima etmişti. Saçmaydı. Gerek arkadaş çevresi, gerekse okuldaki pozisyonu dolayısıyla kulaktan dolma çokça gereksiz bilgiye maruz kalmıştım onun hakkında. Bu bilgiler ışığında çok da şey görmüştüm aslında. Bu yüzden onu tanıdığım konusunda kendimden emin hükümlerim vardı ama o bunun aksini düşünüyordu. Kendisini tanımadığımı düşünüyordu.
Haklı olabilirdi de. Ama onu tanımak ne kadar umurumdaydı ki?
Hiç.
"Sonunda bitti."
Düşüncelerimi bölen sese kulak verip her zamanki yerimizde kantinde üçlü takılmalarımızdan birini yaparken ortaya cümleyi bırakan Bora'ya baktım. Vizelerden bahsediyordu. Dediği gibi malum iki hafta bize uzun gelen ama kısacık süren bir zaman diliminde bitmişti. Son sınavımızı az önce vermiş olmamızın rahatlığı vardı hepimizin üstünde.
Ve bu iki hafta boyunca her gün ne notlar gelmeyi bırakmıştı ne de ben o notları okuduktan sonra buruşturup dolabımın en ücra köşesine yollamayı... Korkuyordum yakında defterlerimi koyacak yer kalmayacaktı içinde. Ama sahibini bulmadan da bırakmayacaktım o notların peşini... Şimdi hazır sınavlarım da bitmişken o her kimse tamamen ilgilenme vaktim gelmişti. Defol ve umurumda değil yazılarından sonra birkaç kez daha dolabıma yazı asmayı denemiş, her defasında karşılıksız kalmıştım. Bu yüzden artık hayali sözcüklerin değil, gerçek sözcüklerin aramızda can bulacağı anı bekliyordum. Yazılı cevap vermeyi bırakmıştım.
"Ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi..."
Bora'nın cümlesine karşılık devamını getiren Berra'ya baktım düşüncelerimin kaydığı yeri yeniden toparlayarak. Ona ikimizin de hayretle baktığını gördüğünde yeşil boğazlı kazağının içine sıkıştırdığı ellerini çıkarıp kızıl saçlarını savurarak bize kınayıcı bir ifadeyle karşılık verdi. "Ne? Sizinle birlikte bende sınavlara girdim, benimkiler de zor geçti elbette."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİ KAPALI
Teen FictionO, bir kızdan hoşlanıyordu. Ve hoşlandığı kız onun gözünde ulaşılmazdı. Kız bakmazdı ona. Sevmezdi, görmezdi, kabul etmezdi. Aralarındaki mezhep farkı en büyük sorunuydu. Genç adam bunları düşünüp daha girmediği savaştan mağlup ayırdı kendini. Mağlu...