'Bir zamanlar, erkekler bir kadının bedenine bakar ve çekici bulurlardı, işte o kadar. Artık saf aşk ya da tutku söz konusu değildi. Hiçbir duygu saf olamıyordu, çünkü her şeye korku ve nefret sinmişti. Kucaklaşmaları bir savaş, orgazmlarıysa bir zafer olmuştu. Bu, partiye indirilmiş bir darbeydi. Sevişmek siyasal bir eylemdi.'
Hermione camından gelen sesle okuduğu kitabı yarım bırakıp perdesini açtı. Karşısın da görmeyi beklediği manzara kesinlikle Tom'un ona sırıtan yüz ifadesi değildi. Pencerenin pervazına yaslanmış onu izleyen Tom, Hermione'yi bu kez şaşırtmış olmanın verdiği hisle gülümserken kızın camını açıp ona kaşlarını çatarak bakmasını zevkle izledi.
"Tanrım. Burada ne işin var? Romeo ve Juliet'in sahnesini mi canlandıracağız yoksa Draco'dan korktuğun için mi beni bu yöntem ile görmeye geldin?"
"Bazen gerçekten komik oluyorsun Hermione."
"En çekici özelliklerimden biridir."
"Bir çok çekici özelliğin olduğunu itiraf etmeliyim. Fakat geç kalmadan gitsek mi?"
"Yine beni nereye götürüyorsun Tommy?"
Tom pencerenin pervazından destek alıp kendini yukarıya çekerken Hermione odasına girmesi için ona yer açtı. Zorluklada olsa minik pencereden bedenini odaya atabildiğinde derin bir nefes aldı.
"Neden böyle giyindin?"
Hermione yüzünü buruşturup Tom'u baştan aşağıya süzerken bugün ki ikinci şokunu yaşıyordu. Yırtık siyah pantalon, v yaka tişört ve deri ceket Tom'un tarzının tamamen dışındaydı. Sürekli klasik giyinen birinin böyle giyinmesi onu şaşırtmıştı elbette fakat üzerine fazlasıyla yakıştığını da kendi kendine itiraf etti.
"Nasıl giyinmişim?"
"17 yaşında asi bir ergen gibi."
"Ah güzel amacım buydu."
"Kafanda neler dönüyor."
"Pekala sanat galerisinde ki konuşmamızdan sonra düşündüm. Bu zamana kadar kimseyi sevmediysen, ki ben buna inanmıyorum, o halde baştan başlamalıyız."
"Baştan mı? Ne saçmalıyorsun?"
Hermione gözlerini devirip kendini yatağa atarken Tom'un dahiyane (!) fikrine devam etmesini bekliyordu.
"İlk önce aptal lise aşıkları gibi kaçamak buluşmalar yaşamalıyız."
Tom, Hermione'nin üzerine eğilip dudaklarına bir öpücük kondurdu. Ellerini tişörtünün altından sokup karnında dolaştırırken dudaklarını bu kez uzun süreli buluşturdu. Birbirleriyle öpüşürken Tom yavaşça Hermione'nin üzerine çıktı. Tişörtünü yukarıya kaldırıp başının üzerinden geçirirken Hermione kalbinin hızla attığını hissetti. Uzun zamandır Draco dışın da başka bir adamla bu dereceli bir yakınlaşma yaşamamıştı. Bu durumun farklılaşması onu epey heyecanlandırmış olmalıydı. Dudakları kısa süreliğine ayrılırken Tom da sözlerine kaldığı yerden devam etti.
"Sonra yavaş yavaş ilişki konusunda ciddileşmeliyiz. Ama asla heyecanımızı kaybetmemeliyiz. Heyecanı sevdiğini biliyorum."
Tekrar dudakları birbirini bulduğunda Tom'un şefkatli öpüşleri devam etti. Bu his ona çok uzak ama aynı zaman da çok yakın bir histi. İki aşıkmış gibi. Draco'nun öpücüğünden çok farklı hissettiriyordu. Çünkü o öpücük sadece cinsel aruyu gidermek için atılan ilk hareketti ve sonu belliydi. Ama Tom farklı hissettiriyordu. Ve ikisi de bunun sonunun nereye varacağını bilmiyordu.
"Bundan önce sadece bir yarış halindeydik. Şimdi ise artık bir ilişki içindeyiz. Olması gerektiği gibi."
Tom, Hermione'nin boynuna dudaklarını indirip dişlerinin arasına kıstırıp bırakırken Hermione acı ve zevkle inledi. Hassaslaşan alanı dil darbesiyle dudaklarının arasına alıp emerken Hermione'nin dudaklarından tekrar bir inleme döküldü.
"Acaba gitmesek mi? Burası daha cazip geldi."
Dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu Tom. Daha sonra çenesine indirdi kızın dudaklarından dudaklarını her gezindiği noktada yavaş ve yumuşak öpüşleriyle kıza minik zevk hissini verdi. Vücuduna vuran her zevk öpücüğüyle inleyen Hermione ellerini Tom'un yanaklarına koyup dudaklarını tekrar birleştirdi.
"Şuan, yatağın, sen, dudakların, çıplak bedenin."
"Açıkcası bu sefer ki randevuyu merak ediyorum Tommy. O yüzden hazırlanmaya gidiyorum."
"Sen hazırlanırken seni izleyebilir miyim?"
"Bilmem. Ergenler bunu yapıyor muydu?"
Hermione dolabından birkaç parça kıyafet çıkartıp beğenmediğini yere atarken Tom'a gülümsedi. Dolabından bir deri pantolon çıkartırken üzerine uydurabileceği bir şey arıyordu.
"Bu gece onlar gibi eğleneceğimize emin olabilirsin."
"Peki nereye gidiyoruz?"
"Arctic Monkeys sever misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Impossible || Tomione AU
FanfictionTom imkansızlıklardan nefret ederdi. Ve Hermione kendisi adına bir çok şeyin imkansız olduğuna inanırdı. Tomione AU 130121 - 130621