Öncelikle merhaba! Ay'a bak için yayımladığım 4 bölümü kaldırdım ve kitabın ismi de dahil bazı yerleri değiştirerek tekrar yazacağım. Çünkü böyle daha çok içime sinecek.
İyi okumalar'♡
Ay/Alp'den
Kutuyu pencerenin önüne yerleştirirken yakalanma korkusu yüzünden acele ediyordum. Notu uçmasın diye kutu ve kapağının arasına sıkıştırdıktan sonra işim bitmiş, odanın penceresine çıkmak için kullandığım ağaçtan geri inmiştim.
Bahçeden çıkarken son kez penceresine bakıp gülümsedim. Ona attığım ilk adımdı bu. Tüm hikayenin başlangıcıydı.
Kutunun içinde olan şey ise benim için en özel şeydi. Benim için en özel şeyi yine en özelime emanet etmiştim.
Onun haberi olmasa da...
Aylar önce /Alp'den
Ay Perisinin taht odasında volta atışını gözlerimle takip ediyordum. Gözlerindeki hüznü ve endişeyi görmemek elde değildi.
"Nasıl olur Ayalp? Aydilek benim kızım, nasıl üvey olabilir?" dedi Ay Perisi gözlerime bakarken.
Aydilek, teyzem Ay kraliçesi Ay Perisinin kızıydı, daha doğrusu yıllarca öyle bilinmişti.
Benim içimde zaten hep bir şüphe vardı. Biliyordum onun dia olmadığını. Çünkü hiçbir dia özelliği taşımıyordu.
Sarı saçlar, mavi gözler, diğer sınıflara göre fazla gelişmiş duyma ve görme yetileri gibi özellikleri olan dia sınıfı sadece Ay Kraliyet Ailesini kapsayan sınıftı.
Aylılar asırlar önce mutasyona uğrayıp aya yerleşen bir grup dünyalıydı. O zamanlar sayıları oldukça az olan Aylılar, zaman geçtikçe çoğalmış şimdi ise yüz bini aşmıştı.
Aydilek ise ruby özellikleri taşıyordu. Yani sınıflandırmanın en altında. Irkçılık olarak görülse de herkese verilen haklar eşitti. Sadece dış görünüşlerimiz ve yeteneklerimiz farklıydı.
"Sakin olun kraliçem. Mantıklı düşünmemiz lazım endişeniz bize hiçbir şey katmaz." dedim Ay Peri'nin gözlerinin içine bakarken.
Ay Peri annemin ablası olsada böyle ortamlarda 'kraliçe' diyordum.
Sözlerim mantıklı gelmiş olacakki tahtına oturdu ve uzattığım suyu aldı.
O suyunu içerken bene devam ettim. "Öncelikle yıllarca dna örneklerini Şato'daki doktora gönderdiğimiz zaman neden üvey olduğu ortaya çıkmadığını araştırmamız lazım."
Yıllarca benim şüphelerim için Şato'daki doktora göndermiştik dna örneklerini. Her seferinde öz çıkan Aydilek, gizli bir şekilde merkezdeki hastaneye gönderdiğimiz örnekle öz olmasının ihtimali bile olmadığını öğrenmiştik.
Asıl soru şuydu... Kayıp prenses neredeydi?
Belki burnumuzun dibindeydi, belki başka bir gezegendeydi, belki de ölmüştü...
"Tamam. Ben birkaç kişiyi bu konu için görevlendiririm. Ama Ayalp... O nerde?" dedi Ay Peri başını elleriyle arasına alırken.
Ay Peri'ye yaklaşarak elini tuttum. "Söz sana teyze bulacağım onu. Nerede olursa olsun, sonucu ne olursa olsun onu sana getireceğim." dedim güven vererek.
Ay Peri kalkıp bana sarılırken elimle muhafızlara çıkın işareti yaptım. Çünkü tam şuan yıllardır asla çökmeyen, gözünden tek damla düşmeyen Ay Peri omzumda ağlıyordu.
Söz vermiştim... sözümü tutabilecekmiydim?
Ayalp verdiği sözü tutardı. Ve bunuda tutacaktım.
Dünya/ Mira'dan
Tenime değen rüzgarla gökyüzüne bakmaya devam ediyordum.
Kulağımdaki kulaklık hızla çekilirken arkamı döndüm irkilerek. Karşımda kuzenim Şeyda duruyordu.
"Sana sesleniyorum duymuyormusun? Deli gibi gökyüzüne bakman bittiyse kalk yemek hazırla. Açım" dedi çemkirerek.
Dişlerimi sıkarak "Sizin vermediğiniz huzuru gökyüzü veriyor diye deli mi oldum şimdide? " dediğim zaman Şeyda sinirlenmeye başlamıştı.
"Biz olmasak sokaklarda olacaktın farkındaysan. Benimle böyle konuşmaya hakkın yok! Seni ailen sevmemiş sahip çıktık sana haddini aşma." Şeyda arkasını dönüp giderken sendeledim.
Ailem ben bebekken beni terketmişti, daha doğrusu bana denilen buydu. Ben ise tek akrabamız halamlara verilmiştim.
Halam kendine ve benle yaşıt olan Şeyda'ya toz kondurmadığı için 7 yaşında temizlik, 12 yaşında yemek yapmaya başlamıştım.
Toparlanıp Şeyda'nın arkasından eve girdim. Dışarı çıkmadan önce üstüme aldığım inca hırkayı asarken saçlarımı toplayıp mutfağa girdim.
Ben ellerimi yıkarken halam içerden seslendi. "Nohutlu pilav ve ayran istiyorum."
Hiçbir şey demeden dediklerini yapmaya başladım. Çünkü biliyordum karşı çıksam birşey değişmeyecekti, aksine birkaç hakaret ve dayak yiyecektim.
Yemekleri hazırlarken aklımda yine aynı soru vardı.
Bir gün bu evden kurtulabilecekmiydim?
1
.bölümün sonu
•••
Bölüm hakkındaki yorumlarınızı bırakıp oy verirseniz çok sevinirim'♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓐𝔂 𝓚𝓾𝓻𝓮𝓼𝓲'
Science FictionAy Küresi'♡/Yarı texting Saçları geceye meydan okurcasına siyah Aymira ve aşkı tüm aşklara meydan okurcasına siyah Ayalp'in alışkanlıkların ötesindeki aşkı... Yıllar önce kaçırılıp Dünya'ya gönderilen gerçek Ay prensesi Aymira'nın kendisinin yerine...