Black evinin kapısı şiddetle çalındığında gece üç sularıydı, Sonia yatağından sıçrayarak korkuyla uyanmıştı, zil sesleri ardı ardına evin içerisinde yükselirken çoktan ev halkının çoğu ayaklanmıştı bile. Sonia terliklerini telaşla giyinerek kalktığında Regulus da uykulu bir şekilde onunla kalkmış karısının hemen arkasından geliyordu.
"Sonia yavaş ol düşeceksin." uykudan yeni uyandığı için boğuk çıkan sesiyle söylediğinde Sonia onu duymamıştı bile, akşamdan beri içinde bir sıkıntı vardı ve sanki yüreği eziliyor gibiydi. Kapı hala çalmaya devam ederken Sonia büyük karnıyla merdivenleri ancak yarılamıştı. Sirius saçlarını karıştırıp esneyerek merdivenlerin başında belirdi.
"Regie, neler oluyor?" diye sorduğunda Regulus omuzunun üstünden abisine dönüp kaşlarını kaldırdı.
"Bilmiyorum." Sonia nihayet kapıyı açtığında Melisa fırtına gibi evin içine girmiş kapıyı kapatmıştı. Genç kadın bayılmadan önce Sonia ve diğerleri ona bakabilmek için bir anlığına fırsat bulmuşlardı. Kadının saçları karışmış ve gözleri ağlamaktan şişmiş bir haldeydi, tamamen dağılmış duruyordu. Derin derin nefesler almaya çalışsa bile hıçkırıklarıyla yarıda kesilip onu nefessiz bırakıyordu.
Sonia bir anlığına Melisa ile göz göze geldiğinde dudaklarının arasından ufak bir çığlık kaçtı. Kadının gözlerinde nokta dahi beyaz yer kalmamıştı. Ağlamaktan dolayı gözleri kızarmayı bırak kan çanağına dönmüş, yanakları ve burnuna kızıllık hakim olmuştu. Melisa daha fazla dayanamayarak yere yığıldığında Regulus ve Sirius telaşla kızı yere düşmeden yakalamak için koştular. Sonia ağlamaya başlarken Sirius kaşlarını çattı.
"Sonia sakin ol! Doktoru ara, hemen!"
*
Sirius salonda volta atıp dururken Sonia koltukta kocasının kollarına sinmiş ağlamaya devam ediyordu, Regulus onun sırtını yavaş hareketlerle okşayarak rahatlatmaya çalışıyordu. Sirius sinirle cebinden telefonu tekrar çıkardığında zaten en az 100 kere aradığı numarayı tekrar aradı.
"Aç şunu..." arama tekrar telesekretere düştüğünde öfkeyle telefonu koltuğa fırlattı.
"Nasıl bu hale geldi bu kız? Jeremy nerde, neden telefonuna ulaşılmıyor?" Sirius inatla hiçbirinin cevabını bilmediği soruları sıralarken Sonia tekrar bir ağlama krizine girmişti. Regulus iç çekerek karısına daha sıkı sarıldı.
"Abi, sende sakin olmayı dene? Doktor yanında zaten, önemli bir şey görünmüyor dedi." Gözleriyle ağlayan kadını gösterdiğinde Sirius burun kemerini sıkıp gözlerini kapattı ve sakinleşmeye çalıştı. Sirius, tanıştıkları günden beri Melisayı her zaman çok sevmiş ve ona değer vermişti. Her zaman bir didişme halinde olsalar bile adam onu olmayan kız kardeşi gibi benimsemiş ve onu her zaman kollamaya çalışmıştı. Şimdi ise kızın böylesine perişan bir halde olması kafayı yemesine yol açıyordu.
Doktor elinde çantasıyla merdivenlerden indiğinde hepsinin bakışları ona doğru çevrilmişti. Adam yıllardır Black ailesinin özel doktorlarıydı, Sonia yerinden kalkıp onun yanına ilerlediğinde yaşlı adam iç rahatlatıcı bir şekilde gülümsedi.
"Uyandı, hiç bir şeyi yok neyse ki. Sadece aşırı üzülüp stres yaşamış ve bu da sinir krizi geçirmesine neden olmuş, astımı tetiklenip yeterli oksijen alamadığı için bayılmış. Rahatlatıcı bir kaç şey yaptım biraz dinlenip uyuması gerekiyor." dediğinde hepsi rahat bir nefes alıp teşekkür ederek adamı uğurladılar.
"Ben yanına çıkıyorum." Sonia doktor gider gitmez merdivenlere yöneldiğinde Sirius da peşine takıldı.
"Ben de geliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only Want You | Wolfstar
FanfictionSirius ve James bir gün eğlenmek için rastgele bir numaraya mesaj attılar. +9905*** : Güller kırmızıdır menekşeler mor En sevdiğim madendir bor Eğer tanışmak istiyorsan Please open the door