Kısa bir geçiş bölümüyle sizleri başbaşa bırakıyorum çukulatalarım, iyi okumalar💕
Bağrışmalar, karışıklık ve kaos bu üçü herkesin etrafını sarmış durumdaydı, Sonia, Sirius'a tokat attıktan sonra Melisa'nın yanına geri döndüğünde aniden karnına giren sancıyla çığlık atmıştı, kadın karnını acı içinde tutarken arkadaşı ne yapacağını şaşırarak dehşetle ona bakakalmış olsa da yardımına kısa sürede Remus ve Seungri gelmişti.
"Hastane... Doğum... Bebek... BEBEK GELİYOR!" dedi kadın telaşla.
Böylelikle arabalara hemen doluşmuşlar ve soluğu hastane de almışlardı, Sonia çığlıklar atarak sağına soluna saldırıyor herkese bağırıyor, eline geçene vuruyordu.
"HEPİNİZİ DOĞUM MASASINA D****** SIRAYLA S*****! REGULUS'U ARAYIN!"
Melisa derin nefesler alarak arkadaşının elini tutmuş onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Lan üç tane doğurdun hala yaygara koparıyorsun!" Melisa hemen arkasından gelen Remus'a dönerek bağırdı.
"Remus, ben Sonia ile gireceğim Regulus'u arayın! Acilen gelmesi gerekiyor!"
*
Regulus terlemiş ve soluk soluğa kalmış bir şekilde hastaneye geldi, adam haberi alır almaz arabasına atladı, yolu nasıl kaza yapmadan geldiğini hatırlamıyordu bile. Doğumhanenin önüne geldiğinde diğerlerinin kapıda beklediklerini görmüş koşarak Melisa'nın yanına gitmişti. Kadın sandalyelerden birinde oturmuş çocukları da yanına oturtmuş onları sakinleştirmeye çalışıyordu, çocuklar babalarını gördüğünde gözlerinin tekrar dolmasına engel olamadan babalarının kucağına atladılar.
"Melisa? Neler oldu?" dediğinde Melisa derin bir iç çekti.
"Piknikteydik bazı şeyler oldu... Sonia ile eve dönecektik fakat birden sancısı başladı bizde hastaneye geldik." dediğinde adam anlayamayarak kaşlarını çattı bir yandan da çocuklarına sıkıca sarılmış bir vaziyetteydi.
"Nasıl bazı şeyler oldu?" Melisa onu yanıtsız bırakarak sadece bakışlarını koridorun karşısındaki koltuklarda oturarak başını öne eğmiş olan adama çevirdi. Regulus'un kaş çatışı derinleştiğinde James ufak bir tebessümle yanlarına geldi.
"Çocuklar, babanız annenizin iyi olduğundan emin olmak için onun yanına gidecek, sizde benimle birlikte hadi kafeteryaya gidelim ve çikolatalı bir şeyler içelim olur mu?" dediğinde Regulus Sirius ile ilgili ciddi bir şeyler olduğundan emin olmuştu, en büyükleri Perseus şüpheyle bir James'e bir de babasına bakmıştı.
"Burada kalmak istiyorum..." dediğinde Regulus gülümseyerek oğluna döndü ve saçlarını karıştırdı.
"James amcanla git bebeğim, ben annenin ve kardeşinin iyi olduğundan emin olup yanınıza geleceğim." dediğinde çocuk istemese de başını sallayarak James ile birlikte gitmek zorunda kalmıştı.
James ve çocuklar yanlarından ayrıldığında Regulus sert bir ifadeyle Melisa'ya döndü.
"Evet, neler oldu? Bana açık bir şekilde anlat artık lütfen." dediğinde Melisa saçlarını omuzlarının arkasına atmış bakışlarını Sirius'dan hiç çekmiyordu.
"Sirius bir süredir okulda ki İngilizce öğretmeni Remus ile anonim olarak flörtleşiyor belki biliyorsundur. Biz onun Remus'u mülakatlarda görüp beğendiğini düşünmüştük ama sanıyorum ki olay pek de böyle değilmiş. Sirius Remus'u önceden keşfetmiş ve hoşlanmış, o gün Remus'un mülakata gelmesi tamamen tesadüf olsa bile sonrasında Sirius ona açılamamış ve bu anonim olma olayını sürdürmüş fakat tabi ki Remus belli bir noktadan sonra onu görmek istemiş ve senin zeki abin ne yapmış biliyor musun?" diye sordu kadın gülerek, çok sinirli olduğunu belli eden bir gülümsemeydi bu, Sirius derin bir iç çekerek utanç ve suçluluk duygusuyla sessizliğini korumaya devam ediyordu. Regulus belirsiz bir ifadeyle abisine baktı.
"Ne yapmış?"
"Senin resimlerini bu benim diyerek Remus'a atmış ve onu kandırmış. Hem de aylarca! Piknikte tesadüfen Remus ve Sonia bunu keşfettiler. Sirius ile tartıştılar, zaten hamileliğinin son ayında zor yürüyordu. Sinir ve stres yüklenince üstüne sanırım erken doğuma sebep oldu." Melisa sözlerini bitirdiğinde Regulus'un elleri birer yumruk halini almıştı.
"Abi... Eğer, eğer karıma veya çocuğuma bir şey olursa seni hayatım boyunca affetmem. Bunu da bırak! O saltanat sürdüğün okulu elinden alır yerle bir ederim, anneme her şeyi anlatır bir daha ne benim ne de ailemizde ki kimsenin yüzünü görmeyi geç sesini bile duymamanı sağlarım! Beni anlıyor musun? Şimdi sadece dua et, her ikisinin de sağlıklı olması için dua et ki hayatın başın yıkılmasın."
"Reg-..."
Sirius tam ağzını açmıştı ki doğumhaneden çıkıp kendilerine doğru gelen hemşireyle tekrar susmak zorunda kaldı.
"Sonia Black'in yakınları siz misiniz?" diye sorduğunda Regulus öne doğru atılarak başını salladı.
"Eşim, nasıllar?" endişe ve telaş içinde sorduğunda, hemşire ufak bir gülümsemeyle adama baksa da bu Melisa'nın da Regulus'un da endişelenmesine yol açmıştı sadece
"Bebeğiniz son derece sağlıklı bir kız çocuğu, tebrik ederim! Yine de erken doğduğu için bir iki hafta kuvözde tutmayı planlıyoruz." Regulus dolu gözlerle mutlulukla gülümserken Melisa'ya döndü.
"Kız çocuğu! Duydun mu kızım var!" Melisa da geniş bir gülümsemeyle onu onaylayarak başını salladığında Regulus tekrar hemşireye döndü.
"Eşim, peki o?"
"Doğum eşiniz için çok zor geçti, çok fazla kan kaybetti ve doğum başladıktan bir süre sonra bayılarak bilincini kaybetti, kan takviyesi yapılarak yoğun bakıma alınacak. Şu anlık durumu stabil görünse de bir şey söylemek çok zor, vücudu doğum sırasında şoka girdi ve eşinizin komaya girme riski var. Yoğun bakımda gözlem altında tutacağız bir süre."
Herkes duyduklarıyla afallarken Melisa ve Regulus birbirlerine bakakalmışlardı, Melisa elini destek olabilmek için Regulus'un koluna koysa bile kendisi de her an yıkılacakmış gibi hissediyordu. Regulus kulaklarında bir çınlama duyuyor etrafındaki her şeye sağır olmuş gibi hissediyordu. Remus şaşkınlıkla duyduklarını sindirmeye çalışırken Sirius'a dönmüştü. Sirius iri gözlerle kendisine bakıyordu. Adamın büyük bir pişmanlık ve vicdan azabı çektiği her halinden belliydi fakat bu Remus'un sadece midesini bulandırmıştı.
"Senden iğreniyorum..."
...................
Yarın da büyük ihtimal yb atarım sizleri seviyore🌍💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only Want You | Wolfstar
FanficSirius ve James bir gün eğlenmek için rastgele bir numaraya mesaj attılar. +9905*** : Güller kırmızıdır menekşeler mor En sevdiğim madendir bor Eğer tanışmak istiyorsan Please open the door