Only Want You | Wolfstar

Black Kolejin'de Yeni Yüzler

1 Ay Sonra 

Sirius ofisinde Melisa'nın zorla verdiği belgelerle ilgileniyormuş gibi yapmaktan son derece sıkılmış kaçmak için yollar düşünmeye başlamıştı. Tam sandalyesinden kalkmak üzereydi ki Melisa ile onun odasını bağlayan kapı şiddetli bir şekilde açılmış Melisa yüzünde sinir bozucu bir sırıtmayla odasına dalmıştı.

"Benim canım arkadaşım sana dediğim işleri yaptın mı?!"  Sirius kadının bu tepkisine sadece gözlerini devirmiş ve asla yapmadığı işlerle dolu olan dosyayı bir hışımla kapatmıştı.

"Bu seni hiç alakadar etmez." Melisa onun masasının önünde bulunan sandalyelerden birine oturup rahat bir şekilde bacak bacak üstüne attığında dik dik adama baktı.

"Kurtlar vadisi izlemeyi acilen bırakman gerekiyor."  Sirius şiddetle başını iki yana salladığında bukleleri sağa sola savruldu.

"Hayır, asla. Daha Çakır'ın öldüğü bölüme gelmedim bile." Melisa ona cevap bile vermemeyi seçtiğinde odanın kapısı bir kez daha çalındı. Sirius yerinde dikleşerek tok bir sesle "Gel!" komutu verdiğinde Melisa'da oturduğu yerden kalkmıştı. İçeriye Sirius'un asistanı Lisa gelmişti.

"Efendim, dışarıda iki beyefendi sizinle görüşmek istiyorlar, sanırım kızlarının kaydını bu okula aldıracaklarmış." dediğinde Sirius'un gözleri adeta dolar işaretiyle parlamıştı. 

"Ne bekletiyorsun kızım adamları dışarıda, alsana içeriye!" kız adamın yükselmesiyle koşar adımlarla odadan çıktığında Melisa'da kendi odasına yönelmişti ki Sirius onu durdurdu.

"Sen kal."

Melisa bıkmışlıkla iç çektiğinde adamın hemen yanına gidip yerini almıştı, dakikalar sonra odaya orta boylarda iyi giyimli iki adam girdiğinde Melisa gözlerinin şaşkınlıkla açılmasına engel olamadı. Adamlardan biri adeta bir idol havası veriyordu, sarı saçları geriye yatırılmış hafif ıslak bir görüntüsü vardı, giysilerinin izin verdiği ölçüde esmer teninin üzerindeki dövmeler adamın havasına daha asi bir aura katıyordu, adamın  yüzünde tek bir leke bile bulunmaması bir tık Melisa'yı kıskandırsa bile adamın yakışıklılığı ve tarz kıyafetlerin onun üzerinde sanki sadece ona yapılmış gibi durmasını inkar edemezdi, belki de öyleydi, bilemezdi. 

Kahretsin adam bayağı bir zengin görünüyordu.

Yanında ki adam ise ondan daha esmer görünüyordu, diğerinden bir tık daha uzundu ve onun üzerinde ki kıyafetlerde ben özel bir tasarımım ve son derece pahalıyım dercesine haykırıyordu. Adamın bal rengindeki saçları şekillendirilmiş kıvrımlar halinde yüzünün yarısına kadar inmiş ve yandan ayrılmışlardı. Melisa bu kadar özensiz gibi ama bir o kadarda havalı görünen saçların yapılmasının uzun saatler alacağının farkındaydı. Ve gülümsemesi, adam odadakilere gülümsediği an Melisa bir tık eridiğini hissetti. Adamın gülümsemesi son derece tatlı ve iç ısıtan bir türdendi. 

Sirius'un dirseğiyle onu dürtüklemesinden hemen sonra kendine gelerek adamlara gülümsedi. 

"Merhaba, hoş geldiniz."

Adamların ikisi de sırayla kadının elini sıkıp gülümsediler. 

"Hoş bulacağımıza inanıyoruz Bayan Witterson." Melisa zoraki bir gülümsemeyle düzeltti.

"Carter." dedi buz gibi. Diğer adam durumu anlamış olacak ki araya girdi.

"Ah, üzgünüz okulun sitesinde soyadınız farklı." Melisa önemsizmiş dercesine elini sallayarak gülümsedi ve adamlara odada bulunun geniş rahat koltukları gösterdi.