4- Hadi gidelim buradan

1K 137 185
                                    

Eveet geldim. Yeni bölüme biraz heyecan katmak istedim açıkçası. Fazla söyleyecek bir şeyim yok. Hadi koşun okuyun. İyi okumalar.❤️

Bu şarkıyı koymamın tek nedeni bölümü yazarken bunu dinlemem, ne kadar bu şarkıyı dinlediğim de hep ağlasam da bölümü yazarken garip hissettim belki sizde okurken hissedersiniz.
__________

Arkamı dönmemle şerefsiz Wooyoung'un gözleriyle buluşmam bir oldu, yine ne istiyordu bu.

-Ooo Yoongi beyler, yine etrafta dolanıyor bakıyorum.

-Wooyoung ne istiyorsun?

-Hah! Yoongi. Bu sene kaptanlığı senden alacağım biliyorsun de mi? Tek vasfın bu onu da elinden alıcam. Duydun beni değil mi?

Beni asla çekememesi aşırı hoşuma gidiyordu aslında. Ama sinirlerimi bozuyordu artık. Dudağımın bir kenarını hafifçe kaldırdım ve,

-Acınası durumdasın gerçekten.

-Ben miyim acınası olan. Gerçek bir ailesi olmayan biri mi söylüyor bunu.

Son söylediğiyle yüzüm kaskatı kesildi. Ne duyduğumu idrak etmeye çalışıyordum. Onu o an öldürmek istedim ama o susmayıp devam etti.

-Yoongi ailen bile seni sevmeyip bir kapının önüne bırakmışken sen bana mı acınası diyorsun.

Attığı büyük kahkahayla bütün fişlerim kopmuştu. Namjoon'nun yanımda beni sakinleştirmek için söylediği şeyler bir uğultu gibiydi o an. O gülmeye devam ederken, ben Wooyoung'a doğru hızlı adımlarımla ilerledim ve sert bir yumruk attım suratına. Attığım yumrukla geriye doğru gitti, ama kendini toparlayıp bana doğru yöneldi ve bir yumruk da o bana attı. Buna izin verdim çünkü bundan sonra bir daha vuramayacaktı.

Çocuğu altıma alıp göğsüne oturdum ve onu yumruklamaya başladım bir sağ bir sol durmadan sürekli vuruyordum.

-Seni öyle bir sikerim ki! Senin ağzını yüzünü öyle bir sikerim ki! Bir daha karşıma çıkamazsın Wooyoung! Anladın mı lan beni!

O kadar acımıyordum ki o an, neredeyse bayılacak raddeye gelmişti. Benim bile aklımdan çıkarttığım beni bırakıp giden ailemi yüzüme bağırması benim için uç noktaydı. Durmadan tekrar tekrar vuruyordum. Namjoon'un beni durdurmak için dokunuşlarına, söyledikleri şeylere sert tepkiler veriyordum. Wooyoung'u kimse elimden alamazdı.

(Hoseok)

Duyduğumuz sesler nedeniyle geldiğimiz yerde Yoongi'ye bağıran çocuğu ve aralarındaki tartışmayı dinledikten sonra Wooyoung denen çocuğun söylediği son şeyle kanım donmuştu, canım yanmıştı, nasıl bu kadar acımasız olabilirdi? Sonrasında Yoongi'nin üstüne koşup onu dövdüğünü gördüm, ki asla öyle bir çocuk değildi bunu anlayabilmiştim, kimseyle ilgilenmeyen kendi halinde çocuklardandı, tamam bazılarımız buna egoistlik diyebiliyor ama Yoongi egoist değildi. Ama damarına basmıştı Wooyoung, hak etmişti. Yoongi hâla vurmaya devam ediyor herkes sadece izliyordu. Yoongi'nin yanındaki çocuk onları ayırmaya çalışsa da Yoongi'nin son derece kalın ve sert sesiyle bağırışının sonucunda geriye çekilmişti.

Ama böyle olamazdı, burada durup izleyemezdim. Çocuğa acıdığımdan değil, Yoongi zaten ceza alacaktı bu kesindi ama ne kadar ileri giderse o kadar büyük bir ceza... Bunları düşündükten sonra onlara doğru ilerledim. Yaklaşıp Yoongi'nin omzunu tuttum,

-Yoongi dur artık.

-Bırak öldüreceğim onu.

Elimi sertçe ittiğinde afallasam da vazgeçmedim.

-Yoongi

Cevap yoktu

-Dur

Yine cevap yoktu. Tüm ciddiyetimle ve yavaş yavaş sinirlenmemin şiddetiyle bağırdım

Dependency | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin