Uçaktan ineli 1 saat oldu. Ve biz hastanede İrem'in cenazesini bekliyoruz. Doktor babamı çağırınca babam gitti. Halam yanıma gelip "İrem olsaydı böyle ağlmazdık." dediğinde gülümsedim.
Şu an sadece halam ben ve babam İrem'in mezarının başında bekliyoruz. Halam ağalmaya devam ediyor babamın sadece gözleri dolmuş vaziyette. Ben ise ne yapacağımı şaşırmıscasına İrem'in mezar taşına bakıyorumm.
2 hafta koskoca 2 hafta babam İstanbul'daki şirekttin başına geçti. Acısını dindirmek için kendini işine verdi. Halamla ben ise İstanbul'daki yeni okuluma kayıt yaptırıyorum. Halam önce İrem'İn okuluna kayıt yaptıralım dedi ama ben başka bir okul istedim.
"Okulumuza hoş geldin küçük hanım. Hadi seni sınıfına götüreyim." dediğinde ayağı kalktım okulun forması olduğunu bilmediğim için üstüme İrem'in kıyafetlerini giydim. Üstüme pembeyi sevmeme rağmen pembe ve ya turunce tam bimiyorum bir askılı giydim altıma ise beyaz üstünde pembe ve açık mavi güller olan bir dar pantolon aykkabı olarak ise turkuaz vansları giymiştim. " İyi şanslar. Formanı bugün alırız." Diyip bana sarılmıştı. gülümsedim.
Müdür önde ben arkada yürüyoruz. "İlk dersin müzik İmgecim." dediğinde sevindim en azından matematik falan değildi. Müdür kapıyı çalıp içeri girdi ve bende arkasından sınıftaki öğretmen dışında kimse takmamıştı. "Eren Hocam bu yeni öğrencimiz İmge Taşkıran." Diyince herkes işi gücü bıraktı ve bana baktı. Hayır niye böyle bakıyorlar anlamıyorum.
Müdür dışarı çıkınca " İmgecim hoşgeldin. Boş bir yere geç." Dediğin kafamı salladım. En arkada sarışın bir kız oturuyordu. Onun yanına geçtimğimde bana dik dik bakmaya başladı. "Ne var? Niye herkes bana bakıyor." dediğimde kız "Öncelikle ben Hazal. Ve sana bakmalarının nedeni bu okulun popüleri olan Atıl Üstün'ün takıldığı bir kızın soyadını taşıman." dediğinde ufak bir şok geçirdim. İrem yine ne haltlar karıştırdın sen?
"Kızın adı ne?"diye sorduğumda "Kızın adı İrem Taşkıran. Sen onun nesi oluyorsun?" diye sorduğunda "Kuzeniyim" dedğimde "Peki" diyip dersi dinlemeye başladı. Niye kuzeniyim dediğimi bilmiyorum ama sanki onun ikiziyim desem İrem'in ne haltlar yediğini bulamam gibi geliyordu.
Müzik dersi dersdi bitince Hazal "Hadi kantine gidelim. Arkadaşım Burcu eğer sevgilisiyle meşgul değilse seninle tanıştırırım" dedi ve beraber kantine doğru yürümeye BAŞLADIK.
Kantine geldiğimizde herkes yine bana bakamaya başladı "Bu okulda aberler çabuk yayılır." dedi ve kızıl saçlı bir kızın yanına oturdu. "Burcu bu İmge. İmge bu da Burcu" dediğinde gülümsedim oda gülümseyip elimi sıktı. "Seni tanıyorum okuldaki kızlar seni konuşuyor. Bana bazı arkadaşlarım soyadımla yani Kızıl derler am sen istediğini diyebilirsin." dediğin güldüm. "Peki Kızıl" dediğimde Hazala beraber gülmeye başladı.
"Kızlar ben Meyve suyu alıp geliyorum. Bir şey ister misiniz?" dediğimde hayır anlamında başlarını salldılar. Kasa bölümüne doğru yürürken bir kolumu tutup beni sürüklemeye başladı. "Hey ne yaptığını sanıyordun sen?!" diye bağırsam ile beni dinlemedi Hazal ve Burcuya yani Kızıl'a baktığımda ağzıları açık bize bakıyorladı diğer herkes gibi.
"Sana diyorum!" diye bağırdığım bana dönüp" Kapa çeneni ve yürü" diye bağırdı sesi benden daha güçlü çıkmıştı.
Beni okulun arkasına getirdi ve sırtımı duvara çarptı. "Sen kimsin ve bu thisrt nereden buldun ?" diye bağırdı. "Ben İrem Taşkıran'ın kuzeniyim ve bunu onun dolabından aldım." dedim onunkinin aksine sakin çıkmıştı. "Öyle mi?" diye bağırdı. Kafamı salladım.
"Thisrtü çıkar" dedi bir dakia "NE?!" diye bağırdığım "Thisrtü çıkar hemn yoksa ben çıkarırım!" diye benim sesimden daha yüksek şekilde bağırdı.
"Yok artık" dediğimde "Görürüz" diyip üstüme yürümeye başladı o bana doğru geldikçe ben geriye kaçıyordum. Sırtım duvar çarpınca lanet ettim o ise güldü. Psikopat thisrt ucunu tutnca onun ellerinin üzerine ellerim koydum benim ikimizinde elleri buz gibiydi ellerimi aldırmadı. Thisrtümü çıkarınca karşında sadece sütyenle kaldığımda bana iğrenircesine bakıp "Sürtük" diyip arkasına bile bakmadan çekip gitti. Ben sürtük müydüm? Gözümden iri bir damla yanağımdan süzüldü duvardan yere doğru çöktüm ve hıçkıra hıçkıra ağladım. İç sesim bana "Hani ağlamak acizlikti, hani ağlamak güçsüzlüktü." dedi. Evet ben güçsüz, acizin tekiyim. Haa bir de bu aptalın dediği var. Bir de sürtüktüm!...
HERHANGİ BİR SINIR KOYMAYCAĞIM. EĞER OLURSA YENİ BÖLÜMÜ YARIN YAZARIM....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİNİN MASUMLUĞU.
Novela JuvenilMAVİ insanın için sakinleştiren bir renktir. Ama bazen öyle bir MAVİ rengine denk geliriz ki dünyamızı karartacak bir MAVİLİK. Benim hikayemde MAVİNİN rolü o kadar değişecek ki. İnsana masum gelen o mavi, insanın içini karartacak bir role dönüşecek...