Bu leş odaya döndüğümden beri aynı şeyi düşünüyordum. Kelime kafamın içinde dolanıp duruyordu. Taehyung bana güzelsin demişti...Bunun yaşandığına kesinlikle emindim.
Ağabeyimi bulmak amacıyla Kore'ye gelmiş, hiç beklemediğim bir şekilde iş teklifi almış, gerçekleşme ihtimali benim için sıfır olan bir şeye dahil olmuştum. BTS grubunun, dünyaca ünlü o mükemmel grubun klibinde oynamıştım. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Taehyung elime dokunmuş ve bana güzelsin demişti. Ben kelimenin tam anlamıyla dünyanın en şanslı insanıydım.
Çekimi birkaç kez tekrarlamamıza rağmen oldukça kısa sürmüştü. En azından benim için. BTS bizden çok uzakta çekime devam etmişti. Klipte gözüküp gözükmeyeceğimden emin değildim. Ama doğrusu pek umrumda değildi. Bu yaşadıklarımdan sonra hiçbir şey beni üzemezdi.
Çekimden döner dönmez kızları aramıştım. Görüntülü bir şekilde konuşurken onlara o gün olan her şeyi anlatmıştım. Bunu sesim deli gibi titrerken ve gözlerimden yaşlar akarken yaptığım için bana inanmaları fazla zaman almamıştı. Başta tabii ki bu mucizevi ve beklenmedik olaya inanmayıp alay etmişlerdi. Şimdi ise fotoğraf çekilmeyip, imza almadığım için bana sövüyorlardı.
Aslında sahildeyken birkaç deniz fotoğrafı çekecektim fakat uyarıp yasak olduğunu söylemişlerdi. Elimde sadece Kore sokaklarından birkaç fotoğraf ve selfieler vardı.
Fazla bir şey yapmamama rağmen saatlerce ayakta durduğumdan dolayı çok yorgun hissediyordum. Fakat öylece uyuyamazdım. Çünkü bu eşsiz rüya henüz bitmemişti. Makyaj çantasını bana ödünç veren o güzel kadın yarın erkenden tekrar gelmemi istemişti. Nedenini bilmiyordum ancak birkaç tahminim vardı. Makyajdan memnun kalmış olmalıydı çünkü çekimden hemen önce bana bakıp onaylayan bir şekilde gülümsemişti. Belki belli bir miktar para teklif edebilirdi. Bu abimi bulmamda bana yardımcı olurdu. Onu ne kadar süre içerisinde bulabilirdim bilmiyordum. Henüz elimde hiçbir ipucu yoktu. Durumuma göre işe girmem gerekebilirdi. Çünkü parasız herhangi bir şey yapamayacağımı biliyordum.
İstemsizce kafamda bazı düşünceler dolanıyordu. Acaba yarın onu tekrar görebilir miydim? Bugün yaşananlardan sonra beni tanır mıydı? Veya BTS'den herhangi biriyle karşılaşabilir miydim? Sadece bunları düşünmek bile karnımdaki kelebeklerin hareketlenmesine neden oluyordu.
Heyecanlı hissediyordum.
Yarın ne giyeceğimi ayarladıktan sonra derin ve huzurlu bir uykuya daldım.
Alarmım gürültüyle çalmaya başladığında uyandım. Saat henüz sabahın beşiydi. Güzelce hazırlanmak için zamana ihtiyacım vardı. Saçımı yıkadıktan sonra hafif dalgalandırmaya karar verdim. Allahtan düzleştiricimi yanıma almıştım, onunla saçımı dalgalı hale getirebilirdim. Üzerime düz beyaz bir tişört ve kot etek giydim. Ardından turuncu tonlarını kullanarak özenle makyajımı yaptım.
Saat yedi olmuştu, sanırım artık bu odadan ayrılabilirdim.
Yarım saat sonra Bighit'in önündeydim. Metro çok kalabalık olduğundan vücudum terlemişti. Çaktırmadan iki fıs parfüm sıktım ve görevlilerle konuşup içeri girdim. Onlara dün klip çekilmeden önce bana verilen kartı göstermiştim. Eh öyle her önüne gelen tabii ki içeri giremezdi. Şimdiden kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu.
Makyaj yapılan stüdyo tarzı yerde olmalıydı. Yukarı çıktım ve koridor boyunca yürüdüm. Etraf oldukça sessizdi. Ardından görüş açıma girerek gülümsedi. Oturmam için yanındaki sandalyeyi işaret etti. Anlamsızca sırıtıp bir an önce konuşmasını bekliyordum.