SPRING DAY ✅

❀

J̱u̱ṉg̱ S̱a̱ḻa̱ṉg̱ Ṯa̱ṟa̱f̱ı̱ṉḏa̱ṉ [ SooMiYu ]

"AHHH!! Shuhua! Unu üstüme değil kâseye dökmen gerekirdi!" dolgun kırmızı dudakları iki yana bükülmüştü. Gülümsüyordu.

O böyle gülümsediği zaman, adını söylediği an, açık tenli, kibar ince zarif dudaklı kız her zaman sevinirdi. Onun mutluluğu belkide sadece ondan ibaretti. Tayvan' dan sırf onun için dilini bile bilmediği bu topraklara adım atmıştı. Seviyor muydu?

Onun sevgisi, onun sevgisi... Ahh o atan, arada fırlayan belkide, göğüs kafesinde bazen duracak gibi olan kalbi... O kalbi onu hep yanıtsız bırakırdı işte... Birçok kez elini o çarpan kalbe koyup sormuştu... Ne o anlıyordu... ne de kalbi aşıksın diyordu. Cevap versene en azından bir kez, cevap ver kalp..

"Ama Su-jin yaşlanınca nasıl görüneceğini çok merak etmiştim. Saçın bembeyaz olsada, bence yüzün hep böyle kalacak. " dedi gülümseyerek Shushu.

"Shuhua...! Cidden? Sakarlık değil bu zaten değil mi? " dedi gülerek ve Shuhua' nın üstüne bir avuç un attı.

"Yiahh... Sakar olduğum doğrudur. Üff yia... Sen şimdi sakar olduğum için pankek olmayacak mısın?" dediği zaman Soojin elini kendi alnına vurdu anında. Koreceyi iyi bilmiyordu maalesef - hâlen daha- Shuhua.

"Pankek olmayacağım Shuhua. " dedi sırıtarak. Shuhua dudaklarını büzdü anında. "Yine yanlış mı söyledim...? " diye söylendi kendi kendine.

"Pankek yapacağım. Pankek olsam beni yiyecek miydin? Ben pankek gibi şişman mıyım şimdi? " dedi tek kaşını kaldırarak. Shuhua gözlerini açarak başını hızla iki yana çevirdi.

"Hayır, hayır ben asla öyle demek istemedim ki... Şu Korece işte... Sökemedim bir türlü. Sende biliyorsun!" deyiverdi anında. Soojin ne kilo, ne güzelliği önemsirdi.

Onun için önemli olan her zaman karakterdi. Kişiliğini severdi ve dış görünüşünede gerektiğinden fazla önem vermezdi asla.

Sadece Shu' ya takılıyordu. Shu onu üzmekten hep çok korkardı. O da bunun farkındaydı. Bu sebeple telaşa kapıldığı zamanlarda çok sevinirdi.