Biraz uyuyayım derken tüm günü uykuyla geçirmiştim. Sadece ıslanmış ve dinlenmek için odamda yatmıştım. Peki neden onca saat uyumama rağmen hala yorgun hissediyordum. Acaba hasta olmuş olabilir miydim? Çok iş yapmamıştım. Hem yapsam bile dinlendikten sonra iyi olurdum. Yani başka bir şey vardı. Umarım hasta değilimdir.
"Hyung uyanmışsın." Jungkook yatağında doğrularak bana baktı. Yeni uyanmıştı sanırım. Saçı dağınıktı ve gözlerini açamıyordu. "Evet uyandım da. Sanki yorgun gibiyim." Dedim. Esnemiş, yatağın başlığına yaslanmıştım. Bu yorgunluk hemen geçse iyi olurdu. Aksi halde durumum ağırlaşırdı. "Bence sen bugün de yat. Hatta iyileşene kadar gelme." Alayla konuşurken yastığımı yüzüne fırlattım. Benimle nasıl konuşuyordu? "Azıcık terbiyeli ol."
"Sen emin misin iyi olup olmadığına?" Diye sordu ciddi bir şekilde. "Biraz çalışayım. Baktım ki kötüyüm gelip dinlenirim. Bence bir şeyim yok. Turp gibiyim. Hareket edince geçer." Yataktan kalkarak dolaba yöneldim. Burada bir sürü güzel kıyafet vardı. "Kral Min seni sordu." Dediğinde ona döndüm. "Ne sordu?" Bir kıyafet çıkardım. Bazıları fazla süslüydü ve aşırı hoşuma gidiyorlardı.
"Seni yağmurun altında dönerken izlemiş ve kıyafetinin çok ıslandığını görmüş. Jimin dinlenmen gerektiğini söylemişti ya onu da duymuş ve bana da iyi misin diye sordu. Ben de iyi diye geçiştirdim. Bu kral beni korkutuyor hyung. Seninle fazla ilgileniyor." Jungkook çok abartıyordu bence. Yanlış anlıyor ve ona inanıyordu. "Düşünceli bir kral."
Kaşlarını çattı Jungkook. "Hyung o kraldan uzak dur. Ben ona güvenmiyorum." Bunu bana onun kitaplarını severek okuyan kişi mi diyordu? Ciddi miydi? "Jungkook bence düşündüklerin çok saçma. Koskoca kral beni mi sevecek? Hadi sevdi diyelim sence ben ona karşılık verir miyim?" Yani vermezdim herhalde. Ben başaralı üniversite öğrencisi Hoseok bir krala mı bakacaktım? Tamam şu an saçmalıyordum.
"Hyung o Kral Min Yoongi. İstediğini güzellikle veya zorla yaptırır. Hem okuğum kitapta bir erkeğe ilgi duyuyordu. Belki bu kişi sensindir ve o boş sayfaları doldurmak için biz geçmişe gönderilmişizdir." Dedi. Bunu hiç düşünmemiştim. Yok canım o kişi ben değilimdir. Jungkook öyle sanmıştır. Ama ya gerçekse? O zaman ne yapardım ben? "Daha fazla teorilerini duymak istemiyorum. Şimdi hazırlanacak ve Jimin'in verdiği işleri yapmaya çalışacağım. Sen de kalk hadi." Bir an da canlanmış ve banyoya girmiştim.
Kıyafetin beyaz kemerinin üstündeki sarı işlemeler altın gibi duruyordu. Kıyafet başlı başına gelinlik gibi bembeyazdı ve çok hoşuma gitmişti. Bu yüzden onu seçmiştim. Banyodan çıktıktan sonra aynanın karşısına geçerek saçımı örmüş ve üstüne yeşil bir toka takmıştım. Bugün kendime özenesim gelmişti. Neden ben de bilmiyordum ama güzel olmuştum. Bu kıyafet ve tokaları kim almışsa gerçekten zevkli biriymiş.
"Hyung çok güzel görünüyorsun." Elimi tutup etrafında döndermişti beni. "Teşekkür ederim kardeşim." Bu sefer onu beklemeden odadan çıkmış ve mutfağa gitmiştim. Jimin yine herkese emirler yağdırıyordu. "Merhaba Hoseok. İyi görünüyorsun." Deyip elime iki tabak vermişti ben ne olduğunu anlayamadan "Çabuk bunları götür ve yerleştir. Acele etmemiz gerek." Dedi.
"Neden ki?" Diye sorduğumda Jimin "Soru sorma. Hadi götür. Gelince söylerim." Dedi. Tabaklarla masaya ilerlemiş ve uygun bir şekilde yerleştirmiştim. Kral ortalıkta gözükmüyordu. Neredeydi acaba? Aceleyle mutfağa doğru ilerlerken önüme bakmayışım ve bir kişiye çarpışmam ile yeri boylamıştım. Neden bu kadar dikkatsizdim? Kafamı kaldırırken bir el gözlerimin önünde belirmişti.
Elimi uzatırken ayakta duran kişiye bakmış ve dudaklarımı ezerek ayağa kalkmıştım. "Çok özür dilerim kralım. Benim hatam. Lütfen beni affe-" Kral işaret parmağını dudağıma koyarak "Şşttt! Hoseok bu kadar hızlı konuşmana gerek yok. Sakin ol." Dedi. Bu adam yakınlarımda olduğunda iyi hissetmiyordum. Titreyip duruyor ve kendimi durdurdamıyordum. Ondan korkuyordum. Bakışları sertti, gülmüyordu ve dediğim anında olacak diyordu. Bence bunlar korkmam için yeterli sebeplerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Travel |Sope✔
Fiction HistoriqueHoseok ve kardeşi Jungkook aradıkları kitabı bulabilmek için birçok kitapçı gezmişlerdi ancak aradıkları kitabın yarısı boştu. Tamamlanabilmesi için onların da katkıları gerekiyordu.