Kızlarla ayrıldık ve konsere hazırlanmak için evlere dağıldık.
Şimdi asıl sorun ne giyeceğime karar vermekti.Kendimi boş boş kıyafet dolabıma bakarken buldum.Şuanki durumum sıkıntılı bir ortamdayken mecburen halı desenlerini izlemekle aynıydı.
Konser biletini almak için çantamı açtım.Konser akşam saat 8'deydi ve saat 6'ydı.Eğer biraz güzel görünmek istiyorsam şuan hazırlanmam gerekiyordu.Artık giyeceğim şeyleri seçip giyinmeye başladım.Aynaya baktığımda gerçekten şık duruyordum.Dar paça koyu kot, gece mavisi şifon bluz, deri ceket ve uzun topuklu siyah botlar.Kendimi güzel hissettiğime göre diğer işlemlere geçebilirdim.
Saçımı ve makyajımı da yaptıktan sonra saate baktım, 7 buçuk olmuştu.Bir an önce çıkmam lazımdı.Ben Şişli' de oturuyordum.Konser ise Beşiktaş'taydı.Hatta Mimar Sinan Üniversitesi' ne çok yakındı.Bir an okula uğrayıp bugün kütüphaneden almayı unuttuğum kitabı alsam mı diye düşündüm.Sonra öz eleştri yapıp içimden kendime çok inek olduğumu söyledim.İşte şimdi çok sıkıcı bir insan olduğumu farkedip konsere gitmeye daha fazla can attım.Bu bana biraz olsun iyi gelecekti.
Evden çıkıp kapının önüne indim.Bir taksi durdurdum.Arabada giderken konser biletini alıp almadığımı kontrol etmek için çantama baktım.Almıştım.Kimin konserine gittiğime bile bakmamıştım.'Dejavu' adında bir rock grubuydu.Adını daha önce hiç duymamıştım.
Konser yerine varmıştım.Açık bir alandı.Ancak çok büyük bir yer değildi.Kızlarla burada buluşacaktık.Ben etrafa bakınırken birinin bana doğru geldiğini gördüm.Gelen Kıvanç'tı.Uzaktan bana doğru gelirken ona daha uzun bakabilme fırsatı bulmuştum.Gerçekten de Pelin'in söylediği gibi yakışıklı olduğunu farkettim.Sarıya dönük kumral saçları vardı.Boyu uzundu.Belki birazcık da kaslıydı.Evet kabul, baya kaslıydı.Vücut çalıştığı belliydi.Ben onu bu şekilde süzerken o çoktan yanıma gelmişti.
"Merhaba" dedi yüzüne kocaman bir gülümseme yayarak.
"Merhaba" diyerek karşılık verdim.Benim gülümsemem onunkine oranla daha yapmacıktı.
"Kızlar henüz gelmemiş anlaşılan."
"Ben de tam onları arıyordum." dedim ve Pelin'i aradım.
"Nerdesiniz Pelin? Biz geldik, sizi bekliyoruz."
"Canım ya biz gelemiyoruz."
"Duyamadım Pelinciğim bir daha söyle canım." telefon çekmiyormuş gibi yaparak, Pelin'e sövebilmek için Kıvanç'tan biraz uzaklaştım.
"Ne demek gelemiyoruz kızım, atlayın gelin hemen!"
"Canım vallahi telaştan aramayı unuttuk.Eve gelirken Mine ayağını burktu.Hastaneye gittik.Sardılar ayağını, sonra da eve gönderdiler."
"Ne diyosun ya, bana niye haber vermiyosunuz, geliyorum hemen!"
"Hayır, hayır hiç gerek yok.Ben yanındayım onun, iyi şimdi.Burkulmuş zaten sadece, kırık falan yok, iyi yani.Sen Kıvanç'la kal, ayıp olur şimdi çocuğa, gelecez dedik o kadar."
Bu kadar ikna ve teskin cümlelerinin altında, başka bir şeyler aramaya başlamıştım.Acaba bunlar beni Kıvanç'la baş başa mı bırakmaya çalışıyorlardı.Bu fikrimi de Pelin'den gizlemedim.
"Bak Pelin, eğer bunları beni Kıvanç'la baş başa bırakmak için yapıyorsanız fena olur, haberin olsun!" diyerek, Pelin'i ufak çaplı tehdit ettim.
Sesini yükseltmesiyle telefonu kulağımdan uzaklaştırmam bir oldu;
"Kızım ne saçmalıyosun sen ya! Biz burda nelerle uğraşıyoruz, sen ne diyosun.Çıkar kafandan saçma sapan fikirleri.İşim gücüm yok bir de çöpçatanlıkla mı uğraşacağım ben! Ayrıca bu akşam o konsere hepinizden çok gelmek istiyordum." deyip, sonunda susabilmişti.
"Tamam Pelin tamam.Fazla durmam o zaman ben de napalım."
"Hadi sen eğlenmene bak, bizi merak etme."
"Peki tamam." dedim ve telefonu kapattım.
Beni merakla bekleyen Kıvanç'ın yanına döndüm.
"Mine ayağını burkmuş, gelemiyorlarmış."
"Hastaneye gitmişler mi? Arabam hemen şurda, götürelim gitmemişlerse."
"Gitmişler merak etme.Burkulmuş sadece evdeymiş şimdi."
"Sen gitmek istiyorsan bırakayım istersen."
Her ne kadar gitmeyi çok istesem de, kalmak zorundaydım.
"Yok, gerek yok.Pelin yanındaymış zaten."
"Tamam o zaman.Konser birazdan başlar haydi gidelim." dedi ve konser alanına girdik.Fazla kalabalık değildi ve bu sayede sahneye çok yakındık.Eğer ünlü ve sevdiğim bir sanatçının konseri olsaydı bu durumdan çok memnun olurdum.
"Bu grubu daha önce duymuş muydun?" dedi meraklı bir yüz ifadesiyle.
Ben de, "Hayır, ilk defa duyuyorum." dedim.
"Zaten daha yeniler.Hepsi yakın arkadaşım.Yetenekli çocuklar." dedi bana bilgi vermekten mutlu olurcasına.
Ben de sadece gülmekle yetindim.Sanırım üzerimdeki gerginliği biraz atmam gerekiyordu.Çünkü Kıvanç, bana gayet yakın davranıyordu.Ben de biraz daha samimi davranmalıydım.
"Siz Pelin'le nereden tanışıyorsunuz?" diye hiç merak etmediğim bir soru yönelttim.Bu sırf laf olsun diye yaptığım bir hareketti.Çünkü Pelin zaten okulun yarısını, sebepsiz yere, ordan burdan tanıyordu.
"Arkadaş ortamından.Bir kere aynı yerde bulunmuştuk.Ordan tanışıyoruz."
"Hiç şaşırmadım." diyerek kinayeli bir şekilde gülümsedim.
"Neden?"
"Pelin, baya sosyal bir arkadaşımızdır da."
Anladığını belirterek kafasını salladı ve güldü.
Bu sırada sahnedeki hazırlıklar bitmişti.Derinden bas gitar sesi geldi.Sonra elektro gitarla bateri ona eşlik etti ve ışıklar açıldı.
Bir süre şarkının introsu devam ettikten sonra solist şarkıya girdi.Sesi hiç fena değildi.Bu sırada dikkatimi gitarist çekti.Açık söylemek gerekirse genel kabul edilebilecek bir yakışıklılığı yoktu.En azından Kıvanç kadar...Ama bana sanki dünyanın en yakışıklı erkeğiymiş gibi geldi ve tüm şarkı boyunca onu izledim.Ta ki şarkı bittiğinde Kıvanç'ın bana doğru bir şeyler söylediğini farkedene kadar, "Beğendin mi?" dedi yüksek sesle.Ortam çok sesli olduğundan sesini bana duyurmaya çalışıyordu.
Ben de aynı ses tonuyla, "Evet , çok iyiler." dedim.Ancak bütün bir grubu sadece şarkının ilk 10 saniyesinde dinlemiştim.Geri kalan zamanda gözüm hep gitaristteydi.
"Bence de öyleler" dedi.
Ona en son ne dediğimi bile unutmuştum.Öyleki bir şey demesini beklemiyordum.Çünkü gitaristin bir hareketini bile kaçırmak istemiyordum.
O an, bütün o sempatikliği, yakışıklılığı, havalı olmasını bir kenara bırakmıştım.Evet en başında dikkatimi çekme sebebi bunlardı ama ona baktıkça, beni ona çeken bambaşka bir şey vardı.Koşup boynuna atlama hissi uyandıran, adını koyamadığım bir şey...
Aşk mı? İlk görüşte aşk mıydı yoksa.Bir anda yaşadığım bu şey çok saçma geldi.Hayatımda ilk defa gördüğüm birisine karşı böyle şeyler hissetmek. Böyle şeyler film ve dizi klişesi şeylerdi.Ben yaşıyor olamazdım.En son düşündüğüm şeyle bir anda kendime geldim.Neler oluyordu bana böyle.En son ne zaman böyle hissettiğimi hatırlamıyordum.Sanırım hiç bir zaman.Çok değişik, garip duygulardı.
Ben bunları düşünürken onlar ikinci şarkıya başladılar.Kıvanç'ın ise her an bana bir şeyler söylemek istermiş gibi bir hali vardı.Ama şarkı başlayınca sanırım vazgeçti.
Ben de kafamdaki düşüncelerden kurtulup, kendimi bu büyülü atmosfere kaptırdım.Gözlerimi ondan hiç ayırmadan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALPEREST
RomanceHayaller... Hayallerimin beni daha ne kadar hayattan soyutlayacağını merakla bekliyordum.İşin garip yanı değiştirmek için bir şey yapmamamdı. Aslında bu iyi sayılabilirdi.Çünkü hayallerime ulaşmak için geldiğim nokta gerçekten başarılıydı.Tek isteği...