Yeni bir gün...
Yeni kara bir gün.Ama bana inatmış gibi perdeyi açmamla güneş ışıklarının odayı doldurması bir oldu.Ben depresyondayken havanın da depresif olması gerekmiyor mu?Of tamam iç sesimi daha mantıklı şeyler söyleyene kadar susturuyorum.
Bugün okul var mıydı onu bile düşünemiyordum.Yılın ortasında açıp ders programıma mı bakacaktım yani.Sanırım evet.
Tabi ki de bugün okul vardı ama büyük bir ihtimalle ben olmayacaktım.Tekrar yattım ve öylece tavana baktım.Bu sırada karnımdan bir gurultu sesi geldi ama hiç aç hissetmiyordum.Yine de kalkıp fizyolojik ihtiyaçlarımı gidermek adına mutfağa gittim.Dolabın kapağını açtım.Canım hiç bir şey istemiyordu.Sadece su içip mutfaktan ayrıldım.
Bugün tek dostum olan yatağıma geri döndüm.İstediğim tek şey hiç bir şey yapmadan sadece yatmaktı.Bu düşüncelerim fazla uzun sürmeden telefonum çaldı.Arayan Pelin'di.
Evet, Pelin'in hiç bir suçu yoktu.Ama şuan bana o kadar sinir bozucu geliyordu ki ismini görmek bile dünü hatırlayıp sinirlenmeme yetti.Telefonu açmadım.Hatta sessize aldım.
Gözümü kapattım.Uykum olmadığı için bu kapatış zorunlu bir kapatıştı.Şimdi de yatmak istemiyordum.Sıkıldım ve telefonumu aldım.Pelin' den sonra Mine aramıştı.Meraklandırmamak için Mine' ye geri döndüm.
"Neden seni her arayışımızın sebebi nerede olduğunu sormak oluyor?" diyen kinayeli sesin sahibi Pelin'di.
Pelin'in sesini duyunca bedenimi ani bir gerginlik kapladı.Derin bir nefes alarak,
"Okula gelmeyeceğim Pelin.Noldu bir şey mi var bu kadar aramışsınız."Sanırım biraz fazla tahammülsüzdüm.Bunu da ses tonumla belli etmiştim.
"Kusura bakmayın hanfendi, rahatsız ettik."dedi dalga geçen bir ses tonuyla.Pelin şuan bana hiç yardımcı olmuyordu.Sinirden telefonu suratına kapatmayı düşündürmeye başlamıştı.
Benim bir şey dememi beklemeden konuşmaya devam etti.
"Her neyse, bu akşam Demir'le buluşacağız.Düşündük ki Kıvanç'la sen de gel.Çiftler buluşması yani."son cümlesini şımarık bir gülücük atarak bitirmişti.
Hayat hayallerimin ve düşüncelerimin tam tersine işliyordu sanki.Pelin' e ne diyebilirdim ki.Bugün gitmesem, yarın , ondan sonraki gün tekrar böyle bir ortama davet edilecektim ya da bulunmak zorunda kalacaktım.Bu durumdan ya kimseyi umursamadan aşkımın peşinden koşarak ya da zor da olsa durumu kabullenip hayatıma başka bir şekilde yön vererek kurtulmam gerekiyordu.Tabi ki birinci seçenek, benim gibi tiplere pek uygun değildi.Yapmam gereken şey belliydi.Ama bugün değil, hazır değildim.Daha depresyonum yeni başlamıştı sonuçta değil mi?!
Bunları düşünürken baya uzun bir süre geçmiş olmalı ki Pelin'le konuştuğumu unutmuştum.
"Aloo ,bugün konuşurmusun Irmak?!"
"Pelin bugün hiç havamda değilim gerçekten.Bir dahakine mutlaka ordayım."
"Gelir misin demedim hayatım.Sana bu akşamki planını haber verdim." Pelin ve ısrarları.
"Pelin" dememle sözümü kesmesi bir oldu.
"Hadi ama Irmak.Kıvanç'la birbirinizi daha iyi tanımanız için bir fırsat bu.Hem Demir'le Kıvanç çok iyi arkadaş, seninle ikimiz de öyleyiz.Çok iyi bir grup olmaz mıyız sence de?" Pelin'in ses tonu bir anda yumuşamış ve samimileşmişti.Bu durumu çok istediğini anlayabildim.Aynı zamanda kendinin en yakın arkadaşlarımdan biri olduğunu bana hatırlatmış, ona olan haksız sinirimi de bir nebze olsun azaltmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALPEREST
RomanceHayaller... Hayallerimin beni daha ne kadar hayattan soyutlayacağını merakla bekliyordum.İşin garip yanı değiştirmek için bir şey yapmamamdı. Aslında bu iyi sayılabilirdi.Çünkü hayallerime ulaşmak için geldiğim nokta gerçekten başarılıydı.Tek isteği...