chapter #fourteen

2.4K 251 25
                                    

•••


Elindeki telefonu açıp kapamaya devam ederken hyunglarının konuşmasının bitmesini bekliyordu küçük olan. Odaya hapsolmuş gibiydi. Beklemesi gerektiği söylenmişti kendisine. Bu yüzden hızlıca konuşmasını yapacak ve tüyecekti.

Sabahtan beri dişlerinin arasına aldığı kalem çenesini ağrıtmıştı ve devamlı pratik yapmak kendisini acıktırmıştı. Ona kalırsa midesinde büyük bir boşluk olduğu da söylenebilir.

Jisung elindeki kalemle birkaç cümlenin üstünü daha çizdikten sonra doğruldu ve kağıtları masada bıraktı. Aradan sonra devam edecekti. Kendisi gibi yanındaki Chris de rahatlayıp sırtını sandalyeye yaslarken son anda fark etmişti ayağını iki yana sallayıp kendisini bekleyen Jeongin'i.

Birlikte birkaç şarkı üzerinde çalışmışlar ve oda için anahtarı vermişti küçük olana, kendisi olmadığı zaman rahatça çalışabilmesi için.

Küçük olanın okul saatlerinin değiştiğinin farkındaydı. Üstelik izni sayesinde istediği birkaç derse girmeme şansı da vardı, aşırı devamsızlığa kaçmamak şartıyla. Bütün bunları ve birkaç konuyu da sabah konuşup halletmişlerdi.

Şimdi de ufak denilemeyecek kadar önemli bir konuşma gerçekleştirmesi gerekiyordu.

Yanında yemek sipariş etmeye başlayan Jisung'un omzuna birkaç kez patpatlayıp ayaklandı. Jeongin'de bunu fark ettiğinde kalktı ve odada tek kalacak hyunguna hitaben birkaç sözcük mırıldandı. Karşılık aldığında Chris kolunu Jeongin'in omzuna atmış ve birlikte odadan çıkmalarını sağlamıştı.

"Uzun sürer mi hyung?" Elini karnına götürüp konuşan bedenle kaşlarını kaldırdı Chris. Daha sonra aklına düşen ihtimalle tempolu yürüyüşlerini durdurmuştu.

"Hasta mısın?" Jeongin hafifçe gülerek elini karnından indirdi ve hyungunu kolundan çekerek yürümesini sağladı.

"Hayır, sadece açım. Cumartesi diye erken gelmek istedim ve kahvaltıyı geçiştirmiştim. Eğer uzun sürecekse yemek yerken konuşalım mı diyecektim hyung." Büyük olan aldığı cevapla kaşlarını düzeltip omuzlarını düşürürken rahatlamış bir ifadeyle baktı yanındakine.

"Bir an aklımdan başka şeyler geçti. İyi bak kendine, sen bana lazımsın." Birlikte günlük konuşmalarla kafeteryaya inerken Chris Jisung'a yemeği Jeongin'le yiyeceğine dair haber vermiş ve durumu açıklayacağını söylemişti. Kısa sürede aldığı yanıtla birlikte telefonunu cebine atıp Jeongin'e eşlik ederek hızlıca hazır yemeklere yöneldi.

Aç olduğu için her şeyi yiyebileceğini düşünüyordu Jeongin. İki kişi olduklarını da hesaba katarak sipariş verdi.

Sık sık birlikte vakit geçirirlerdi ve iyi anlaştıkları söylenebilirdi. Bu yüzden neleri yiyip yemediklerini az çok biliyorlardı.

Kısa sürede hazır olan siparişle birlikte ödemeyi yaparak birlikte yeni dolmaya başlayan alanda köşedeki masalardan birine geçtiler.

"Hepsini bitirebileceğine emin misin? Ayrıca asitli almışsın, çok sık içmeye başladın bunlardan. Sesine ve dişlerine zararlı Jeong." Jeongin hafiften suçluluk duygusunu hissetmeye başlarken tepsisinden çıkardı içeceği.

desert fox | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin