Episode VI|pecto de futuro

246 20 10
                                    

Geleceğin kartları

Rigel artık 5. sınıftı her geçen gün bir taraf seçmesi gerektiğini daha çok fark ediyordu . Aslında pek bir şansı yoktu lordun tarafında olacaktı sonuçta ölmek istemiyordu, güç istiyordu. Safkanlığın yükseldiğini görmek istiyordu,muggle olanlardan yeteneklerini saklamak istemiyordu. Fakat bu yüzden diğer büyücülere/cadılara zarar vermek istemiyordu karşı çıkarlarsa yapmak zorundaydı. Bunların hiçbirini istemiyor bile olsa ölmemek için karanlık tarafta olacaktı.

Belki iyi tarafta olmalıydı. Muggle olanların aklı onların yeteneklerimizi kaldıramazdı belki. Herkesin iyiliğini düşünmeliydi, arkadaşları ve sevdikleri orada olacaktı. Onlara saldırmayı gerçekten istiyor muydu? Gerçekten güç mü istiyordu yoksa sadece güvenliğini ve sevdiklerini mi istiyordu? Gördüğü kehanetleri vicdan azabı çekmeden veremezdi. Neredeyse tüm ailesinin bayıldığı o lord için insanların ona sevgiyle bakmasını kaybetmeye hazır değildi.

Rigel düşüncelerindeyken yasak saatti ve bugünün nöbetçilerinden biri muggle doğumlu olduğu için genelde fazla içine kapanık ve sessiz dolaşan Jessica'ydı. Koridordan ortak salonuna geçerken dönme noktasında genç kız çarptı, iki kızda ilk başta afallamış olsa bile Jessica turuncu saçlarını önünden çektiğinde Rigel'i gördü. "Black! Yasak saatte burada olmamalısın hemen Slytherin kızlar yatakhanesine git." dedi uyarıcı bir tonda diksiyonuna fazla dikkat ediyordu. Rigel düşündü hep mi böyleydi? Yoksa sadece safkanların kendisine en ufak hatada zarar vermesinden korktuğu için mi bu kadar dikkatliydi? Zaten cadı genelde koridorlarda yalnız dolaşmazdı yanında hep biricik dostu Luke Bones olurdu. Kütüphaneden ayrılmazdı, düellolara katılmazdı pek korkak birine benziyordu, belki cesurdu ama bunu bilmek o an için mümkün değildi.

Savaş haline girmek için fazla mı erkendi Rigel için? 15 yaşında hayatını pek bir şeyi umursamadan geçirmesi gereken bir cadıydı Rigel, akranları gibi davranıyordu çünkü onlarında aklından kötü düşünceler çıkmıyordu. Kendini toparlamaya çalıştı ve kızı süzmeyi bıraktı "Hemen gidiyorum Ravenclaw başkanı bulanık Jessica!" dedi alayla, aslında kızla ikinci defa konuşuyordu böyle konuşmamalıydı? İlk konuşmaları üstünden dört yıl geçmişti ve uzun süre sonra ilk konuşmasındaki gibi kabaydı.

Bu gibi laflar söylemesi kızın kalbini kırmalıydı belki ama Rigel bir safkandı ne beklenirdi? Jessica böyle düşünüyordu en azından safkanlar; melez, kanı-bozuk ve muggle doğumlu cadı/büyücülere zorbalık yapıp lanet atan insanlardı. Rigel okula başlamadan öncede aynısını yapmıştı.

Rigel sessizce yanından geçerken kızda nöbetine devam etti. Rigel ortak salonun hala hareketli olduğunu tahmin ediyordu Slughorn anlamadığı sürece uyumamaları sıkıntı değildi. Şuan kullanılan şifreyi söyledi "Kara kurbağa" ortak salona giriş yaptı. Beşinci sınıflardan küçükler genelde bu saatte uyumuş olurdu ve her zaman olduğu gibi yedinci sınıflar mekanın sahibi gibi ortak salonun en güzel köşesine geçmiş olurdu. Gözleri ikizini aradı zaten Regulus sabahtan beri düşünceli gözüküyordu, Rigel ne olduğunu merak ediyordu.

Kara göle bakan pencerelerin önünde oturmuş. Gölü izliyordu ya da sadece öyle gözüküyordu. Rigel yanına oturdu "Abicik, sorun ne durgunsun?" dedi alaycı ama aynı zamanda meraklı bir tavırla bacak bacak üstüne atarken, Regulus kardeşine döndü tedirgindi, Rigel'in sağı solu belli olmayan bir yapısı olsa bile onu yargılamayacak tek insan olduğunu düşünüyordu. Bu onun yargılamayacağı anlamına gelmezdi, derin bir nefes aldı.

Rigel abisinin endişeli tavırlarını izliyordu bir şey olduğunu anlayabiliyordu. Onu çok sıkıştırmamanın en iyisi olduğunu düşündü ayağa kalkacaktı fakat abisi konuşmaya başladı "Biliyor musun? Şuan için hiçbir sorun yok. Sohbet edelim bugün konuşamadık." dediğinde Rigel gülümsedi hislerini anlayamıyordu belki ama bunun gizli kalkmasına bir süre izin verecekti. Regulus'un gülümseyen suratına baktı ve günlük dersleri hakkında bir konuşma yapmaya başladılar, tatlı rekabetleri sohbetlerini canlandırıyor ve canlarını sıkacak hiçbir konuya konuşmuyorlardı.

Black's future||marauders' timeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin