Episode III | Grata Domum

550 38 74
                                    


Eve hoşgeldin

'Rigel ihtişamlı binayı görünce gülümsedi Regulus'a döndü "Eve geldik"dedi heyecanla, Regulus yüzünü buruşturdu "Ev mi?Burası evimiz değil Rigel" dedi onun için ev ailesinin sevdiklerinin olduğu yerdi fakat Rigel özgür olacağı her yere ev diyebilirdi ve abisinin söylediklerine göre Hogwarts yeni yuvasıydı kayıklar Hogwartsın ihtişamlı görüntüsüne daha fazla yaklaştığında Rigel heyecandan kayığı devirebilirdi fakat herhangi bir şey yapmıyordu korkunç sonuçlar doğurabilirdi ve kayıktaki üç kişiyle beraber gölde ne varsa ona yem olabilirlerdi.

Koca devin "Eğilin"diye bağırmasıyla herkes kafasını eğdi,kayıklar yamacın girişini perdeleyen sarmaşıklar arasından kaydı. Şatonun altına kadar uzanan karanlık tünelden geçip yeraltı rıhtımına yanaştılar, çakıllara çıktılar.

Herkes karaya ayak basarken herkesin indiğini kontrol eden Hagrid "İnmeyen kalmasın"diye bağırdı sonra Hagrid'in elindeki büyük lambayı izleyerek kayadaki bir geçidi tırmandılar.

Taş basamakları ikişer, üçer çıktı Rigel meşeden yapılmış kocaman bir kapının önüne gelene kadar Hagrid son kez kontrol etti ve kapıyı üç kez tıklattı.Kapı hemen açıldı yakut kırmızı bir cübbe giymiş,uzun boylu,siyah saçlı ve sert mizaçlı bir kadın duruyordu karşılarında.

"1. sınıflar bu Profesör McGonagall" dedi Hagrid kadın kibarca gülümsedi "Bana bırak" dedi ellerini önünde birleştirdi o sert bir yüze sahip olduğundan Rigel kadının kibar olabileceğini hiç düşünmemişti. Meşe kapı sonuna kadar açıldı, büyük girişteki taş duvarlar meşaleler ile aydınlatılıyordu, tavan fazlaca yüksekti ve karşılarındaki mermer merdiven üst kata çıkıyordu.

Taş duvarlı girişte profesörü takip etti öğrenciler sağdaki kapıdan uğultuların geldiğini herkes duyuyordu Rigel oraya gireceklerini sanmıştı fakat McGonagall onları küçük, boş bir odaya götürdü içeride öğrenciler dipdibe denilecek kadar sıkışık duruyordu. McGonagall "Hogwarts'a hoş geldiniz, Ders yılı başlangıç şöleni biraz sonra gerçekleşecek fakat büyük salonda yerlerinizi almadan önce bir seçim yapılacak ve binanız belirlenecek"dedi McGonagall derin bir nefes aldı ardından "Hangi binada olduğunuz çok önemli binanız Hogwarts'ta bulunacağınız süre içerisinde sizin aileniz olacak,derse kendi binanızdaki öğrenciler ile gireceksiniz, binanıza puan kazanacaksınız, binanızdaki insanlarla uyuyacak,boş vakitlerinizi ortak salonlarınızda geçireceksiniz"diye devam etti konuşmayı bitirdiğinde bir soluk daha aldı yavaş konuşsa bile nefessiz kalmıştı.

"4 tane bina var bunlar; Gryffindor, Hufflepuff, Ravenclaw ve Slytherin. Her binanın kendine ait soylu bir tarihi var. Hogwarts'ta bulunduğunuz süre boyunca yaptığınız iyi şeyler binanıza puan kazandırırken yaptığınız kötü şeyler puan düşürür yılın sonunda en yüksek puanı alan bina, bina kupasını alır bu büyük bir şereftir. Dilerim hepiniz kendi binalarınıza puan kazandırırsınız"diyip sözünü bitirdi ve odadan çıktı çocuklar arkasından çıktığında uğultuların olduğu büyük kapının önünde durdular ve McGonagall içeri girdiğinde içeri girdiler beş masa vardı 4 masa yanyana dururken tek masa onlardan farklı bir yönde karşılarında duruyordu.

Rigel'in ilk dikkatini çeken kişi masmavi gözleri ile Albus Dumbledore olmuştu. Rigel, Albus Dumbledore ile göz göze gelince yaşlı adamın yarım ay gözlüğünün ardından gözlerinin parladığını gördü Albus kıza tebessüm etti sanki bir şeyler söylemek istiyordu küçük kız ise adamın samimi gülümsemesi üstüne yüzünü buruşturdu. Rigel'in gözü kuzeninin oturduğu masaya kaydı onlara el salladı, salona bakınırken yanını cidden boş bırakmış olan Sirius ile göz göze geldiğinde Sirius küçük kardeşine bakıp sırıttı yanındaki boş yeri gösterdi, Rigel ise göz devirip ağzını oynatarak 'Ciddi misin?' dedi Sirius bunu anlamamıştı.

Black's future||marauders' timeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin