"Hayat, siz planlar yaparken başınıza gelendir"
Birkaç gün geçmişti. Sadece birkaç gün... Ama hala geçen gün yaşananları aklımdan çıkartamıyordum. Nasıl, nasıl olur da Serkan Selin'e evlenme teklifi edebilirdi. Serkan'ın bu onca yaşadıklarımızı unutması gerçekten çok canımı yakıyordu. İyi değildim. Bir kaç gündür başım ağrıyordu ve doğru düzgün bir şeyler yemiyordum.
İşe gitme vakti gelmişti ama ben gerçekten kendimi iyi hissetmiyordum. Ama işe gidemeyecek kadar da kötü değildi ayrıca evde oturup halamın bana üzülmesini görmek yerine işe gitmeyi yeğlerdim. Hazırlandım. Aşağı indim
" Edacım, bir şeyler ye işe gitmeden önce, bak doğru düzgün beslenmiyorsun bu günlerde direncin düşücek"
Bilmiyordu ki boğazımdan bir şey geçmiyordu.
"Hala bu gün acelem var ofiste edicem kahvaltımı ha Melo geldin mi, hazırsan çıkalım."
Diyip geçiştirdim çünkü bu konu hakkında halamla daha tam olarak konuşmamıştık ve belki de bu yüzden kaçıyordum, bu konu hakkında daha fazla konuşmamak için...
Meloyla arabaya bindik.İşe gitmeye koyulduk.Şirkete her yaklaşmamızda sanki içimden bir parça daha kopuyordu. Serkanın onca yaşadığımız anıyı unutması, beni unutması, aşkımızı unutması, seline dönmesi bunların hepsi bize hayat tarafından yapılan haksızlıklar gibi geliyordu. Ama kaderden kaçınılmıyordu da. Serkana'a kızsam ne yarar...
Tüm bunları düşünürken şirkete yaklaşmıştık. Arabadan indik. Bu evlilik teklifinden sonra işe ilk defa gidiyorum. Serkan'la yüzleşmeye hazır mıydım sanmıyorum.Melo sanki aklımdan geçenleri okumuş, içimdeki rahatsızlığı huzursuzluğu fark etmiş gibi bana sarıldı.
"Merak etme Dada'm her şey yoluna giricek"
Bir şey diyemedim sadece yüzümde buruk bir gülümseme vardı.
Kapıdan içeriye girdik. Şirket yine yoğundu. Herkes çalışıyordu ve sanki bu olanlardan sonra şirkette de bir hüzün havası vardı. Odama doğru ilerledim. Kapıya attığım her adımda kalp atışlarım hızlanıyordu. Serkan'la yüzleşmeye hazır değildim şimdi anladım. Kapının önüne gelince Serkan'ı gördüm.Bir süre dışarıdan onu izledim. Tüm sakinliğiyle bilgisayarla ilgileniyordu. Hiçbir şey değişmemişti onun için. Ne diyebilirdim ki...
İçeriye girdim. Koltuğuma oturdum. Serkan bana baktı ve
"Günaydın" dedi
Ben karşılık vermedim. Serkan devam etti:
"İşe gelmedin 3 gündür yoksun. Yaşananlardan son-"
"Evet gelemedim biraz hastaydım"
Serkan o konuyu konuşmak istemediğimi anlamış olacak ki konuyu şimdilik açmadı. Ama ikimizde biliyorduk gibi bu konu ister istemez illaki konuşulacaktı.
Derken içeriye Selin girdi:
"Sevgilim, istediğin dosyaları getirdim" Serkan biraz rahatsız olmuşa benziyordu benim yanımda ona sevgilim diye hitap edilmesinden ama bozuntuya vermedi.
"Bakıyım"
Tam o an midem bulanmaya başlamıştı. Acilen tuvalete gitmem gerekiyordu. Serkan:
"Eda iyi misin?"
Cevap bile verebilecek durumda değilim koşarak tuvalete gittim. Koridordan geçerken beni gören Melo da arkamdan koşmaya başlamıştı. Tuvalette rahatladıktan sonra bile mide bulantım hala geçmemişti. Melo:
"Eda bak bu aralar hasta gibisin bir şeyler de yemiyorsun zaten istersen bir doktora gidelim"
"Bir şeyim yok sadece bu aralar... olanları biliyorsun zor bir dönemden geçiyorum ama atlatıcam biliyorsun"
"Biliyorum Dada'm"
---------------------------------------------------------------------------------------------
Akşam oldu ve eve döndüğümde gözlerime inanamadığım biriyle karşılaştım. Fifi!
"Fifii!!" diyerek koşarak kollarına sarıldım. O kadar özlemiştim ki onu. Diğer kızları da çok seviyordum elbet ama Fifi'nin yeri bende her zaman çok ayrıydı. O benim her zaman koşulsuz güvenebileceğim arkadaşımdı.
"Eda'cım çok özledim seni."
"Ben de seni, çok sevindim gelmene"
Halam kızlara işe yaradı gibi bir bakış attı. Sanırım benim bu üzgün hallerime dayanamadığı için çağırmıştı Fifi'yi. Ceren ve Melo da bize sarıldı ve aylar sonra gene eskiden olduğu gibi arkadaşlarımın sıcaklığını hissetmiştim kalbimde.
"Eda sana bir güzellik gelmiş" dedi Fifi
"O senin güzelliğin kızım saçmalama" derkeeen gene o his gelmişti işte. Midem bulanıyordu gene. Koşarak tuvalete gittim.
Halamlar şaşkınlıkla kalmışlardı Melo:
"Sabah da midesi bulandı hatta kustu, tabi bu yaşadıkları çok ağır"
İçeri geldim "Kusura bakmayın bu aralar biraz halsizim"
Halam yanıma geldi ve
"Emin misin Eda bak hasta gibisin istersen bir doktora gidelim"
"Yok gerek yok hala sen bana bir nane limon kaynat geçer şimdi"
Sofraya oturduk, uzun uzun sohbet ettik. Fifi de gittikten sonra zaten kızlarla da eskisi kadar görüşmüyorduk ve bu beni içten içe üzüyordu. Şimdi de Figen benim için gelmişti halam çağırmıştı onu ve sırf benim için işlerini aksatmasını istemiyorum. Bundan da küçük rahatsızlık duyuyorum ama şu anlık bir şey demeyi düşünmüyorum.
-------------------------------------------------------------------------------------
Gece olmuştu, yatağıma yattım. Tüm bu olanları düşündüm. Bu gün Serkan'ı görüşümü... Ona da kızamazdım onu bir suçu yoktu sonuçta ama bilirsiniz insan böyle durumlarda hep suçlamak için insan arar. Tüm bunları düşünürken uykuya dalmaya başladım. Tam o sırada aklıma bir şey dank etti: Gecikmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remember Us
RomanceSerkan hafızasını kaybettikten sonra 2 ay boyunca Selin'le Slovenya'da kaldıktan sonra Türkiye'ye döner. Son 1 yılını hatırlamayan Serkan bununla birlikte Eda'yı ve aşklarını da hatırlamamaktadır. Döndükten birkaç gün sonra Serkan'ın Selin'e evlenme...