Günler günleri kovalıyordu. Herkes bu yeni düzene alışmıştı. Kızlar beni gün içerisinde olabildiğince aramaya çalışıyorlardı ama saat farkından dolayı biraz zor oluyordu. Halam her gün yediklerimi içtiklerimi dinleyip rahat ve kalın giyinmem konusunda beni tembihliyordu. Burda bir sitede kalıyordum. Kaldığım apartman 45 katlı bir gökdelendi. Ben de 28. katında 2+1 bir dairede kalıyordum. Komşularım çok tatlı insanlardı hatta arkadaş bile olmuştuk. Ara sıra onlarla takılıyorduk da. İyice uzaklaşmıştım yaşadıklarımdan, çektiğim acılardan... Ama her birini daha dün gibi hatırlıyordum.
Altı ay olmuştu. altı koca ay... Serkan'ın sesini duymayalı. Aylardır tek bir kelime konuşmamıştık. Hattımı değiştirmiştim. Çok uğraşmıştı ama benimle bir türlü iletişime geçememişti. Başlarda halamlardan haberleri alıyordum. Serkan halamlara gelip benim yerimi, adresimi, iletişim bilgilerimi sormuştu bir kaç kere... ve neden gittiğimi...
Ama bu son ay. Ne gelip halamlara beni sormuştu ne de kızlara. Benden vazgeçmişti belki de. Ya da unutmuştu beni. O olaylı balo gününden sonra Selin de ortalıklarda pek görünmüyormuş. Onca yalandan sonra bakacak yüzünün kalmamasına şaşırmamalı.
Olabildiğince Serkan'ı düşünmemeye kalkıştım bu dört ay. Yoksa buraya gelmemin ne anlamı vardı. Önemli olan stresten ve üzüntüden uzak durmaktı. Bu ayın sonunda Türkiye'ye dönücektim halama söz verdiğim üzere. Çok kalmamıştı. Ama bu kalan sayılı günler beni her geçen gün biraz daha strese sokuyordu. Sanki her geçen saat boğazıma bir düğüm atıyordu... Tüm bunları düşünürken geçmişin izleri de biniyordu üstüme ve daha da korkuyordum... Zaten tek başına olmanın verdiği çok büyük bir sorumluluk vardı. Nasıl yapılır nasıl edilir bilmiyordum. Serkan'ın bizi gördükten sonra tepkisi ne olacaktı? Hatırlıyacak mıydı? Hatırlamasa bile sahip çıkacak mıydı? Yoksa kızacak mıydı?
Aslında korkularımın temel nedeni bu sisli belirsizlikti. Önümü göremiyordum. Halam ve kızlar olduktan sonra hiç bir şey beni, bizi korkutamaz diyordum ama öyle değilmiş meğersem. Halamın çocukluğumdan beri "Merak etme Eda'cım ben varken seni hiçbir şey üzemez" demesi çok büyük bir kandırmacaydı belki de. Sadece birkaç gün... Son birkaç gün...
"Tess: Eda we're going out with Pablo do you wanna join us?
Nah It'd better I stay you know I'm supposed to pack my things
Yeah okay"
Türkiye'de işler normal gibi gözüküyordu. Engin, Pırıl, Leyla herkes bıraktığım gibiydi. Herkes benim gizemli kayboluşumdan sonra beni çok merak etmişti. Ama bense en çok Serkan'ı...
----------------------------------------------------
Yarın gece uçağa binecektim ve sabah Türkiye'ye dönmüş olacaktım. Eşyalarımın her birini bavula yerleştirmem sanki yıllar alıyordu. Yol gözümde git gide büyüyordu.
Tüm gerginlikleri bir kenara bırakıp eşyalarımı hazırlamıştım en sonunda... Yarın sabaha doğru uçağım vardı. Yorulmuştum onca şeyi hazırlarken. Yatağa uzandım. Hiç bir şey düşünmek istemiyordum. Ama elimde değildi. Bu dönemde çok fazla uykusuz dönem geçirmiştim hatta bu artık beni delirtmeye kadar sürüklüyordu. Sabahlara kadar bir türlü uyuyamıyordum. Hem bana ama benden çok bebeğe kötüydü bu durum. Uyumam gerekiyordu. O yüzden bir süredir uyku ilaçları alıyordum düzenli. Doktorum yazdığı miktarlarda kullandığım sürece bebeğe yan etkisinin olmayacağını söylemişti ben de böylece artık geceleri gönül rahatlığıyla mışıl mışıl uyuyordum. İlaçlar sayesinde geldiğim ilk dönemlerdeki depresif halim de kaybolmuştu gerçekten işe yarıyorlardı. Bir tane daha aldım ve yumdum gözlerimi... eşyalarım hazırdı, ayakkabılarım kapının önünde, arabanın anahtarı aynanın önünde, biletler bankoda.. kafam rahattı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remember Us
RomanceSerkan hafızasını kaybettikten sonra 2 ay boyunca Selin'le Slovenya'da kaldıktan sonra Türkiye'ye döner. Son 1 yılını hatırlamayan Serkan bununla birlikte Eda'yı ve aşklarını da hatırlamamaktadır. Döndükten birkaç gün sonra Serkan'ın Selin'e evlenme...