Revir

1.2K 54 2
                                    

Revire vardık ama kapı kapalıydı. Zil de çoktan çalmıştı. Hazır kapalıyken gitmek için bir fırsat diye düşündüm. Çocuk, cebinden çıkardığı, anahtarlarla dolu pikachu süslemeli anahtarlığından seçtiği anahtarla kapıyı bir çırpıda açtı. Revirde hemşire yok gibiydi. Yanımdaki çocuğa adını sormak istiyordum. Sürekli sen diye hitap etmek bana göre değildi sonuçta. Sanki beynimi okur gibi "Adın ne?" dedi alçak bir ses tonuyla. Ben de nedense kekeleyerek "Si-Simge" dedim. "Bende Kaan. Memnun Oldum...Hemşire galiba bir süre daha gelmez. İstersen ben bir şeyler yapabilirim." dedi, ellerini ovuşturarak. Ben bunu gerçekten istemiyordum. Derse girmek istiyordum. "Bak Kaan. Teşekkür ederim. İnan ki şu ana kadar tanıştığım en nazik kişisin. Bu yüzden beni anla. Benim çok çalışmam gerek. Dersleri kaçırmamam gerek" dedim. O da " Evet, nasıl oldu da 10 dakikada 30 klasik sorudan oluşan sınavı bitirebildin? Neden bu kadar çalışmak istiyorsun? Bence bu kadar kendini yormamalısın" diye cevapladı. Bu cümlesinin ardından hemen onun hakkında aptal diye düşündüm. Nasıl bir insan gerçekten kendinden önce bir başkasını düşünebilirdi ki böyle? Kendi kaçıracağı dersleri hakkında endişe edeceğine bana yardım etmeye çalışıyordu. Kapıyı hızlı açtığı için kendini suçlu hissediyor olabilirdi belki ama bana yardımcı olmuyordu. Başımın acıması şişmesi umrumda değildi. Önemli olan şu anda sınavlar değil miydi?


Kafam bu anlamsız düşencelerle dolup taşarken Kaan'ın sesi ile irkildim. "Hayır, sağlığın daha önemli" Korkunç... Galiba gerçekten beyini okuyor.

Ne diyeceğimi bilemedim. Şaşkın bir ifade ile sessiz durmayı seçtim. Bunlar olup biterken Kaan bana bir buz torbası hazırlamıştı bile. Be onu başımda tutarken karşıma oturdu. Telefonla ilgilenmeye başlamıştı. Telefonu pahalı gibi görünüyordu. Özel Okulda okuyoruz tabii. Muhtemelen parasıyla gelen bir züppedir. Zengin ve de yakışlı olan erkeklerden nefret ederim. Onların aşklarına güven olmaz. Çıkacakları kişinin sadece güzelliğini düşünürler. Böyle insanlardan nefret ederim.


Ama o oldukça nazik birisiydi. Onun farklı olduğuna inanmak için doğrulatmak istedim. "Kimsin sen?" diye. Önce sadece bakarak ne demek istediğimi anlamaya çalışdı. Sonra, "Kapıyı evimin kapısını açar gibi açtım tabii şüphelmiş olamalısın değil mi?" Ben ise "Ha!?...Ne ?.. Aa yani...Hı hı evet onu diyorum" diye yanıtladım çünkü o dediği çok küçük ve hiç dikkatimi çekmeyen bir ayrıntıydı. Onu düşünmemiştim bile.


"Aslında okulun müdüresi benim annem olur." Bu sözler karşısında. Yere bakabildim sadece. "Aa öylemi?" Diyebildim. Başımdaki buzu indirip "Ben artık gideyim" dedim. Onunla aynı odada yalnız olduğumu düşünmek karnımda kelebekler uçuşmasına sebep oluyordu çünkü. Kapıyı açıp odadan çıktım.

Ağlayacak kadar üzülmüştüm. Neden? Neden bilmiyorum. Onun gibi insanlar çok fazla nasıl olsa. Onunda öyle birisi olduğunu duymak neden beni üzüyordu anlamıyordum. Yazık oldu. Diye mi düşünüyordum? Peki neye yazık oldu? Anlayamıyordum. İlk defa böyle karmaşık hissediyordum. Onun yanındayken sanki sınava girer gibi hisdediyordum. Karnıma bişeyler oluyordu ve terliyordum. Bu duygular bana ancak sınavları hatırlatıyordu. Zaten dönüşte WCDonalds'a gidecektim. Kafam fazla yoğun olursa rahat çalışamazdım. Herşeyi bir kenara atıp, derse girip odaklanmaya çalıştım...

Aşkın Gerçek YüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin