EDA'DAN
Evimize geldiğimiz zaman önce duş aldık sonra da birikmiş işleri hall etmek için atölyeye gidicektim ki Serkan durdurdu beni.
Eda:Serkan napıyorsun atölyeye gidicektim
Serkan:Ya bende geleyim ne yapıcam evde tek başıma
Eda:Ne yapışcaksın sen orda hem bak kimse olmiycak çok sıkılacaksın
Serkan:E bak ne güzel işte hiç kimse olmayacakmış
Serkan saçımla oynamaya başladı ve bu benim karşı koyamayacağım bir şey zaafıma oynuyor şu an beyefendi
Eda:İyi tamam gel
SERKAN'DAN
Eda kabul edince üstüme bir ceket alıp peşinden ona yetişmeye çalıştım yetişmeme bir adım onunda kapıdan dışarı çıkmasına iki adım kalmıştı ki boynundan kokusunu içime çektim ve elini tutup dışarı çıktık atölyede iki üç fotoğraf editleyip kahve almaya gitti bende peşinden gittim o kahve makinesine kahve koyuyordu bende arkasından sarılarak onu duvara yasladım hafif ve tutkulu bir ses tonuyla konuşmaya başladı
Eda:Serkan...
Bende aynı ses tonuyla
Serkan:Sevgilim...
Dediğim gibi öpüşmeye başladık öyle özlemiştik ki bir birimizi tıpkı kurak çölde amaçsızca dolaşmış bir insanın susuzluktan kavrulduğu anda bir damla su bulması gibi ayrıldıktan sonra yüzünün her zerresini inceledim gözlerimle... gerçekten kusursuzdu
Eda:Kahve..kahve ister misin?
Serkan:Olur. Sonuçta bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır
Diyip göz kırptım
Eda: Güzel zaten iki kişilik yapmıştım sen geç koltukta otur ben getiricem
Serkan:Tamam
Gülerek koltukların birine oturdum Edanın atölyesinde bir sürü deri koltuk vardı biz hep en baştaki krem olanda oturuyorduk yine aynı yere kurulup onu beklemeye başladım kahveleri getirdiğinde konuşmaya başladık
Serkan:Eeee Chicago'ya nə zaman gitmeyi düşünüyorsunuz Eda hanım
Eda:Biraz dinlenip sonra gitmeyi düşünüyorum Serkan bey
Edaya biraz yaklaşarak
Serkan:Çok resmi olmadı mı ya böyle
Cevap vermesini beklemeden onu gıdıklamaya başladım gıdıklandığı için başını arkaya götürüyordu ve boynu açıkta kalıyordu bende bir fırsatçı olarak dayanamayıp boynundan öpmeye başladım
