SAKLIMDASIN...

120 12 1
                                    


Ucum yok, bucağım yok

 Saklımdasın ey yar,  haberin yok 

Yıllar geçti sönmedi ateş  

Yanıyorum ey yar haberin yok.

..

 Feride şarkının sözlerini duyar duymaz, küçük radyosunun sesini biraz daha açmıştı. Eğer hislerini kaleme dökebilseydi  bundan farklı olmazdı yazacakları. Bütün geçmişini özetleyen bu sözler; şu on yılı sadece saklayarak değil, aynı zamanda da her şeyden, herkesten saklanarak geçirdiğinin farkına varmasını sağladı. 

-Sen sadece beni unuturken, ben yaşamayı unuttum...

Aynada kendi siluetine bakarken ağzından dökülmüştü bu sözler. Kapının çalmasıyla boş bulunup irkildi. Kapının arkasından gelen ses abisinin sesiydi. 

-Müsaidim abi girebilirsin.

Abisi kardeşini aynanın önünde saçlarını tararken bulmuştu. Yüzü her zamanki gibi solgun ve keyifsizdi. Kardeşinin elindeki tarağı eline alıp , kızın arkasına dökülen saçlarını o taramaya başladı.

-Abi ben çocuk değilim kendim tarayabilirim.

Deyip istemsizce gülümsemişti.

-Çocuk olmadığını biliyorum. 20'li yaşlarını geçeli çok oldu. Ben farkındayım , peki sen farkında mısın?

Abisinin sözleriyle ne diyeceğini bilememiş, cevap verememişti. Acaba bu sert girişin sonu nereye varacaktı?

-Farkında değil miyim sanıyorsun? Sen çocukluğu ortaokul sıralarında bıraktın. Ne yaşadın, ne oldu? Seni hayata ne küstürdü bilmiyorum. Öğrenmeye çalıştım , seni anlamaya. Ama daha da içine kapandın. Liseden sonra okumak istemiyorum dedin, ona da tamam dedik. Kaç defa sordum bir sevdiğin mi var diye? Evet deseydin, sadece bir kere evet. Seni ellerimle telli duvaklı gelin etmez miydim? 

Gözleri dolmuştu. Anlaşılan herkese yük oluyordu. Son zamanlar da sürekli üzerime gelmeleri bu yüzden olsa gerek diye düşündü. Okumak istemiyordu, çalışmak istemiyordu ve asla evlenmek gibi bir düşüncesi yoktu. Uyuduğunda bile çalmaya devam eden radyosu ve odasının yola bakan, küçücük penceresi ona yetiyordu. Hayatını böyle devam ettirmek istiyordu. Bunun kime zararı olabilirdi? 

Abisi konuşmaya devam etmişti.

-Gözümüzün önünde solup gidiyorsun. Sadece bir kere ya sadece bir kere içten güldüğünü görsek. Derdin ne senin , anlat ben dinlemeye hazırım. 

-Bir derdim yok abi. Size yük olmak dışında hiç bir derdim yok...

Gözleri iyiden iyiye dolmuş , yaşlar dökülmek üzereyken kalkmıştı sandalyesinden. Camın önüne doğru yürüdü. Açık olan penceresinden içeriye bahar rüzgarları doluyordu. Her zaman yaptığı gibi yolu izlemeye başladı. Tam o sırada bir araba sesi duyulmuştu. Araba evlerinin tam karşısında durmuş, elinde valiz olan bir erkek inmişti. Uzun uzun bakmıştı adama doğru. Adamı tanımış ve gözlerine inanamamıştı. 

-Yekta... 

Kendinin bile duyamayacağı bir tınıda ağzından dökülmüştü onun ismi. Abisi duymamış ve konuşmaya devam etmişti.

- Bak kızım artık kendine gel. Kimseye yük olduğun falan yok. Biz sadece mutlu olmanı istiyoruz. Annemi babamı üzme artık ,anlam veremediğimiz o hüznünle. Neden anlamak istemiyorsun yaşlanıyorlar ve senin mutluluğunu görmek istiyorlar. Bize bir şey olursa eğer, bu kıza ne olacak derdiyle sen onları daha çok yaşlandırdın. Senin bu davranışların; kendini eve , hatta bu odaya kapatman artık sadece aile içinde konuşulmuyor. Yaşadığımız muhitte dahi konuşulur oldun. Geçen gün yengenin kulağına gelmiş.'' Bir kusuru mu var da eve kapatıyorlar'' diyorlarmış. Bütün gençliğini, önünde oturup  harcadığın camdan yine bak bakalım. O cama bir kez daha bak. Bir zamanlar  kapıda kuyruk olan isteyenlerini artık  görebiliyor musun? 

Kız abisinin söylediği hiç bir şeyi duymaz olmuştu. Kulakları alev alev yanıyor , yüzüne sanki cehennem alevleri vuruyordu. Kalbi hızla atmaya başladı. Sanki bir kuş kanat çırpıyordu kalbinin orta yerinde. Onu en son üniversitenin 1. sınıfında , okuduğu şehirden evine dönerken görmüştü. Böyle elinde valizle. 

Abisi kardeşinin umursamaz tavırlarıyla iyice sinirlenmişti. Kolundan tutup kendine doğru çevirdi kardeşinin bedenini.

- Artık uzun zamandır kimse çalmıyor kapımızı hayırlı bir iş için. En son kim çalmış kapımızı haberin var mı ? Ben söyleyeyim ; kusurlu kızımıza kusurlu bir talip çıkmış. Hem de kim biliyor musun? Komşumuz Ayşe teyze! Seni, çiçeği burnunda boşanan oğlu Yekta'ya istiyormuş! 






AN DEĞİL ÖMRÜM OLSANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin