''84 nee? bu kadının bana garezi var arkadaş''
senaya göz devirip tostumdan bir ısırık aldım ''ona mı üzülüyorsun sen? ben zor kurtardım paçayı 51'' ağzı dolu halde konuşan toprağa bir tane tekme savurdum.
''ne vuruyorsun lan, tabi keyfin yerinde senin 95 aldın. kopya da vermedin yazıklar olsun kardeşiz biz kardeş''
aynen çok keyifliyim o kadar keyifliyim ki, çıkıp okulun terasından aşağı atasım var kendimi
''ben sınıfa çıkıyorum'' hakan senay ve toprağı kantinde bırakıp merdivenlerden çıktım. sınıfa girdiğim de bir iki kişi vardı bunlardan bir tanesi ise buluttu, sırama doğru ilerlerken duraksadım.
sıramın üstünde küçük bir not vardı
deniz lütfen benimle iletişimini kesme yalvarırım kesme, seni çok özledim güzelim. ayrıca oda parfümü evde masamın yanında kaybetmedim saklıyorum neyden bahsediyorsun sen?-anonim
sinirle kağıdı buruşturdum kesinlikle ozan değildi bir yerde duymuştu ya da o çocuk arkadaşıydı ona anlatmıştı. bulut arkasını dönmüş beni izliyordu ''bu kağıdı getireni gördün mü?''
''siyah kapşonlu bir çocuktu yüzünü göremedim bıraktı çıktı zaten. hayırdır bir şey mi oldu?''
oflayıp sırama oturdum ''y-yoo yok bir şey, ne kadar zaman oldu peki?''
biraz düşünüp ''5 dakika olmamıştır o çıktı arkasından sen girdin'' şokla gözümü açtım hiç etrafıma bakınmamıştım siyah kapşonlu birine de denk gelmemiştim veya yanımdan geçip gitti fark etmedim
kapıya çıkıp koridorun sağına ve soluna bakındım herkes kendi halindeydi geri sınıfa girecekken bir ses duydum ''hayırdır yollarımı mı gözetliyorsun?'' sinirle ozana döndüm hayır o olamazdı. kesinlikle olamazdı sadece şüpheye düşürmüştü beni, lafı uzatmadan ''dün bana söylediğin cümle... nerden duydun onu?''
bana bir adım daha yaklaşırken ben geri çekildim pes edercesine nefes verip ''bilmem''
sabrımın doruklarına çıkmıştı ''ne demek bilmem gerizekalı! peki bu not eminim bununda ne olduğunu bilmiyorsundur'' bir süre elimdeki nota bakıp ''evet bilmiyorum''
sevinmiştim sanırım, gerçekten sevinmiştim şurada göbek atsam tuhafa kaçar mı?
''deniz.. seni çok özledim. yokluğunda eksik hissettim kendimi, sanki hep bir boşluk vardı sol tarafımda'' eliyle elimi tuttu ve devam etti ''toprağa rağmen geri döndüm. sen beni affetsen bile ben asla kendimi affetmem o pisliği yaparken de yemin ederim kendimde değildim, hiç dinlemek istemedin beni. bende hiç açıklayamadım gerçekleri''
ciddi mi bu? gözleri kızarmaya başlamıştı. zamanın da bakmaya doyamadığım mavi gözleri..
benimkilere de bir şey oluyor, yanmaya başlıyor sanki.
bir iki saniye gözlerine baktım ve yutkundum sen benimkilere kıymıştın be, sayamayacağım kadar izin verdin göz yaşlarımın akmasına ''evet kendini asla affetme, bende seni affetmeyeceğim zaten. aldatırken kendinde olmanla olmamanın ayrımı olmaz karşım da o kızı öptün mü? öptün. bundan sonra herhangi bir ilişkimizin olacağını sanmıyorum özellikle de hayatımda yeni biri varken'' sonunu baya bir sallamıştım yeni biri ha güleyim bari
elimi çekecekken daha sıkı tuttu ''ne demek hayatımda yeni biri var? kim? ne zamandır?''
sanane oğlum, sinirle suratına bakıp elimi çekmeye çalıştım bırakmıyordu it