"Deniz! kankağ!"
Çılgınlar gibi yanıma koşan senayla neye uğradığımı şaşırdım, Boşluğuma gelmişti
Tabi gelirdi.. üstünden yaklaşık1 hafta geçmesine rağmen o çocuğun yazdığı gecede takılı kalmıştım
Kendini sözde "anonim" diye tanıtan kişi nedense aklıma takılmıştı.
Saçmaydı.
Gerçekliği bile sorgulamama sebep olmuşken herhangi bir eşek şakası olmadığı ne malumdu?
1 haftadır neredeyse hiç bıkmadan, her fırsatta mesaj atıyordu
İnanmak istiyordum, samimiydi ama ne biliyim... Ayrıca Senay'a şuanlık bahsetme taraftarı değildim
"İnanabiliyor musun!"
Senaya boş boş bakıp "ha" diyebildim sadece
"Gerizekalı yarım saattir beni dinlemiyor musun sen?"
"Yok ya dalmışım, ne diyordun ki?"
Senay yine heyecana bürünüp "kızım okula bir taş çocuk gelmiş görmen lazım! Hatta taş değil kaya, yok kaya da değil meteor kesinlikle meteor. Ve asıl olay bizim sınıfta!!"
Kulağımın ebesine kaydın senay ,ayarsız senay
"Madem anlatmayı istiyorsun neden kulağımın ırzına geçerek yapıyorsun bunu canım arkadaşım?"Senay somurtup sırasına yani yanıma oturdu "sana anlatanda kabahat yabani seni. sanki bilmiyorum çocuğa alttan alttan yavşayacağını. yap şimdi afra tafranı yakında görücem seni"
tövbee ben mi? asla iftira
Onu umursamayıp sınıfın kapısındaki kalabalığa odaklandım. dönem başlayalı yaklaşık 2,5 hafta oluyordu biraz geç kalmışlar gibi geldi bana
Allahım sanki ingiltere prensi geliyor ne bu telaş?
Zil çalınca nihayet kalabalığın yarısı dağılmıştı o sırada sena iyice bana yaklaşıp fısıldadı
"Aha da bak geliyo- dur ne! Gelmiyor! Geliyorlar"
Lar mı? Noldu bir'di iki oldu? Üreme falan mı gerçekleştirdiler? günlerden yine espritüelim falan ıyy
Başımı dağılan topluluğa çevirdim.
gördüğüm şahısla birkaç kez gözlerimi kıpıştırdım ama nafile hâlâ oradaydı ayağa kalkıp senaynın koluna tutundum
"bulut?"
Gözleri beni bulunca itici bir gülümsemeyle elini kaldırdı "selam.. deniz"
Hızla sıradan çıkıp karşısına dikildim. Baya da uzamış şerefsiz ama bu beni yıldırır mı?
Hayır.
"Ne işin var senin burada!?"
Aramızdaki boy farkından dolayı hafif eğilip yüzümle aynı hizaya geldi
"Diymi denizcim. bence de hoş geldim"
Ben şimdi göstericem sana denizcimi ayı surat! göz devirip geri bir adım attım. başımı yana çevirince ise ikinci bir şoka uğradım sevinçle "hakan!" Diye çağırıp boynuna sarıldım.
O da kahkaha atıp kollarını belime doladı.
"Çok özledim seni çoçukum"
"Bende çok özledim pamuk şekerim"