Pek uyuduğum söylenemez. Fazlasıyla gergin ve heyecanlıyım. Zaten normalde de günde üç saat veya dört saat uyurum. Sert yastığımdan kafamı kaldırdım ,özlerimi ovuşturdum ve yatakhanedeki diğer kızları uyandırmamaya dikkat ederek pencerenin yanına gittim. Zaten az sonra kızların hepsi kalkar ,kahvaltı yapmaya giderdi, uyandırsam da bir şey değişmez. Kahvaltı yapmadan bu berbat yetimhaneden gitmek istediğim için pencerenin yanından tekrar yatağıma dönüp valizime eşyalarımı tıkıştırmaya başladım. Tüm eşyalar için bir valiz yetmişti. Ben valizi hazırlayana kadar diğer kızlar kalkmış ve yemekhaneye gitmeye başlamıştı. Valizimi yatağın üstünden indirip müdürün odasına doğru gittim. Kapıyı bir kaç kez tıklattım ve açıp içeriye girdim.
Clary:"Bayan Sermy benim"
Byn. Sermy:"Clary. Seninle bu konuyu dün konuşmuştuk. Gitmek istediğinden emin misin?"
Clary:"Evet, evet eminim."
Byn. Sermy: "Eğer normal bir çocuk olsaydın izin vermezdim. Ama başının çaresine bakabileceğine eminim. Zaten ne kadar inatçı olduğunu da biliyorum izin vermezsem kaçardın. En azından böylelikle sana annenin bıraktığı parayı vermiş oldum"
Bana bir kart ve küçük kağıt parçasına yazılmış kart şifresini uzattı. Babamın Tony Stark olduğunu kimseye söylemedim. Yoksa bir şekilde onun kulağına giderdi. En azından belli bir yaşa gelene ve buradan çıkana kadar onu rahatsız etmek istemedim. Etrafında dolanan bir çocuğa bakmak istemeyebilirdi. Büyük bir ihtimalle onu rahatsız edeceğimi düşünür ve beni bırakırdı. Umarım korktuğum bu tepkiyi şimdi vermez. İstemeyeceği hangi kötü özelliğim olabilir ki zekiyim ,bir süper model olmasam da güzelim kahverengi gözlerim ve kumral tenim var. Gerçi hangi süper model 1.65 boya sahip bilmiyorum ama kesinlikle çirkin değilim.
Clary:"Görüşürüz, Bayan Sermy."
Byn. Sermy:"Görüşürüz, Clary."
Elimdeki kartı sırt çantama koydum ve taksi çağırdım. Taksiye binip adama döndüm.
Clary:"Stark kulesine gideceğim."
Adam ilk yüzüme tuhaf tuhaf bakıp önüne döndü. Yarım saat sonra araba yüksek binanın önümde durmuştu .Adama parayı uzattım ve arabadan inip valizimle birlikte binanın girişine doğru yürümeye başladım. İçimde tuhaf bir his vardı. Belki de girmemeliyim diye düşündüm. Geri dönsem daha mı iyi olur. Bir sürü hazırlık yapmıştım sorulabilecek sorular için cevaplar ezberlemiştim. Ama şu an her şey aklımdan uçup gitmek üzereymiş gibi hissediyorum. Hızlı adımlarla binanın kapısından içeri girdim. Girdiğim anda biri elinde telefonla koşarak önümden geçti. Önümden geçen kadına baktım sarı uzun saçlarını sıkı bir atkuyruğu yapmış telefonda konuştuğu kişiye bahaneler üretip onu ikna etmeye çalışıyordu. Onu tanıyorum. Pepper Potts. Tabi ki de tanıyor olacağım ,buradaki herkesi araştırdım. Daha fazlasını da yapardım ama gerek yok bir kaç sisteme girmem yetti. Sistem dediğimde Tony' nin bilgisayarıydı. Bunları düşünürken Pepper' ı takip ediyordum. Sonunda durup telefonu bıraktı ve kendi kendine söylenmeye başladı. Omzuna dokunduğumda biraz yerinden sıçrayıp bana doğru döndü.
Pepper:"Kimsiniz? Röportaj için mi gelmiştiniz? Üzgünüm Tony bugün çok halsiz bir hafta sonraya erteleyebilir misiniz?"
Clary:"Oh, hayır. Babam için gelmiştim."
Pepper:"Özür dilerim. Bir dakika bekle."
Pepper eliyle bir işaret yapıp birini çağırdı.
Pepper:"Bu Happy. Ona babanın adını söyle onu bulmana yardım edecektir."
Clary:"Babam Tony Stark."
Önümde ikisi de şaşırıp ağızlarını açmışlardı. Bunu böyle söylemeyi bende beklemiyordum. Ama ikisinin de ki olduklarını ve Tony' e yakın olduklarını bildiğim için söylemekte bir sakınca yoktu.
Happy:"Bu gerçek mi?"
Pepper' ın gözü valizime kaydı. Sonra ikisi de şaşkınlıklarını atınca biraz konuştuk, beni asansöre bindirdiler ve bir düğmeye basıp işlerinin olduğunu söyleyip gittiler. Şu an tek başıma asansörle yukarıya çıkıyordum. Demir asansör kapısı açılınca içeri girdim. İleride koltuklar insanlara baktım. Gerçi hepsi insan sayılmazdı. Wanda, Vision, Natasha, Steve, Clint ve Bruce koltukta oturuyordu. Bir anda Bruce beni fark etti ve bana bakmaya başladı.
Bruce:" Eeee, çocuklar bi şuraya bakar mısınız?
Steve:"Kim olduğunu söyler misin?"
Natasha gülmeye başladı ve "Ben Tony' nin kızıyım dese şaşırmam" dedi
Clary:"Doğru tahmin."
Clint:"Ciddi misin? Vay be, Tony' nin bizden sakladığı bir çocuğu olduğunu söyleseler inanmazdım."
Koltukta oturanların hepsi bir anda Clint' e bakmaya başladı.
Clint:"Tamam, kabul ediyorum şaşırmazdım. Sonuçta bizim Steve 'in çocuğu olmasından daha olası. Ah, dur sen hala bakir misin?."
Steve:" Şu an bunun sırası mıydı geçekten. Kız Tony' nin kızı olduğunu söylüyor."
Wanda:"Tony nerde?"
Vision:" En son Miami' ye gideceğini söylemişti."
O sırada büyük bir gürültü koptu. Oturanlar ayağa kalktı ve geniş terasa doğru ilerlemeye başladı ,bende onların arkasından gidiyordum. Galiba tahmin ettiğim şey oluyor. Zaten aklımdan tek bir isim geçebilir. Thor.
Clint:"Bu ziyareti neye borçluyuz çekiçli çocuk."
Thor:"Sana kaç kere dedim bana şöyle seslenme diye yoksa sana tekrara okçu demeye başlarım."
Clint:"Tamam. Tanrı bozuntsu."
Natasha:"Ne oldu en son terk edilmeyi kaldıramayıp Asgard' da depresyona girmiştin."
Thor:"Ben terk edilmedim. Ondan ayrılan bendim. BEN! Neyse. "
Thor eliyle beni gösterip "Bu leydiyi görmeye geldim. Heimdall bana olanları söyledi. Biliyorsun kendisi her şeyi görüyor."
Bu sefer hepimiz birlikte içeri girdik ve oturduk. Bir süre sessizlik oldu. Ardından asansörden bir ses geldi. İçeriye Tony ve yanında bir çocuk girdi. Ah buda şu meşhur örümcek adam ,Peter Parker. Tuhaf babamı bu kadar yakından görmek tuhaf, şu zamana kadar hep ekrandan baktım suratına. Ama kesinlikle benzerliğimiz anlaşılıyordu yüz yapımız birebir aynı gibiydi.
Tony:"Kızım olduğunu söyleyen kız nerede?"
Ayağa kalktım ve karşısına dikilip konuşmaya başladım "O benim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daughter of Iron man/Loki Fanfiction
FanficTony:"Sonuçları söyle." Jarvis:"Efendim, kız 100' de 97,4 sizin kızınız." Tony' nin şaşkınlığı yüzünden okunuyordu. Biraz durdu bir kaç kez ağzını açtı ve kapadı. Kesinlikle ne diyeceğini bilmiyor gibi görünüyordu. Tony:"Gerçekten benim kızım mısın...