Edward yerde yatan Johnny'ye yaklaştı.
Edward: İyi misiniz?
Burada neler döndüğünü o da anlayamıyordu yinede yardım etmek istiyordu. Fakat heyecan ve endişeyle titreyen ellerine hakim olamadı. Elleri istemeyerek de olsa Johnny'nin suratında ufak çizikler oluşmasına sebep oldu. Yardım etmek yerine canını yaktığı için üzülse de en azından çabalamıştı.
Sesleri işiten ve incelediği kitaba odaklanmasına engel olan bu gürültüye sinir olan Corso (dokuzuncu kapı filminden), banyoya girdi.
Corso, yerde yatan bir adam, yerdeki adamın üstüne eğilmiş elinde kanlı bıçaklar olan bir adam ve ayakta dikilen vampir kılıklı bir adam görünce, üstelik hepsininde kendine benzediğini fark edince ufak çaplı bir şok geçirdi.
Hatırladığı son şey kütüphanede kitap incelediğiydi. O halde burada, bu adamların yanında ne işi vardı? Kendisine aşırı derecede olan benzerliklerinin tuhaflığını saymıyordu bile. İşin içinde bir de cinayet varsa ne yapacağını düşünerek adamlara yaklaştı.
Corso: Siz de kimsiniz? Burada ne yapıyorsunuz böyle? O adama ne oldu?
Barnabas: Adama bir şey olmadı sadece bayıldı. Bayım affedersiniz lakin burda soru sorulması gerekiyorsa, en mantıklı soru, neden hepimizin birbirimize bu kadar çok benzediği ve neden burada olduğumuzdur.
Corso: Ve bu adamın ellerinde ki kanlı bıçaklar.
Barnabas: Tabi o soruyu da atlamayalım. Bayım, bıçaklarla işiniz bittiyse alabilir miyim?
Edward: Onlar bıçak değil, benim ellerim.
Barnabas: Her neyse! İzninizle.
Barnabas, Edward'ın elini yani makasları ağzına yaklaştırdı ve bıçakların üstünde ki, Johnny'nin suratında ki kesiklerden akan kanı büyük bir afiyetle sıyırdı.
Barnabas: Doğrusunu söylemek gerekirse uzun zamandır bu kadar lezzetli bir kana rastlamamıştım.
Corso: Ne? Sen az önce kan mı içtin? Ve bu ilk değil miydi? Sen nesin böyle?
Barnabas: Ben vampirim beyefendi.
Corso: Bu lanet bir şaka olmalı değil mi? Biriniz güya vampir ve bir diğerinizin de elleri makas? Tüm bu saçmalıklara inanmamı mı bekliyorsunuz benden? Hadi ama itiraf et yaladığın şeyde kan değil vişne suyuydu değil mi?Üçü birbirine laf atıp, ortamı gerim gerim gererlerken odaya bir kişi daha girdi.
Çok açık sarı saçlara, sarı kaşlara ve hatta sarı kirpiklere sahip, lacivert giyinmiş bir adamdı bu. Tek gözü ise diğer gözünden farklı bir renkteydi.
Corso: Sende kimsin?
Gellert: Adımı bilmenizin size ölümden farklı bir fayda getireceğini sanmıyorum bayım. Şimdi zırvalamayı bırakında şu adamı salonda ki koltuğa taşıyın.
💜😈💜😈💜😈💜😈💜😈💜😈💜😈
Umarım hoşunuza gidiyordur kitap.
İyi geceler güzel rüyalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Johnny Depp Ve Johnny Depp
Fiksi PenggemarBu kitap tüm Johnny Depp karakterlerinin yer aldığı, birbirleriyle tanıştıkları komedi ve macera içerikli bir kitaptır. Mesela şapkacı ve jacki yan yana konuşurken ve maceradan meceraya atlarken bir düşünün. Umarım biraz olsun sizi güldürmeyi ve eğl...