Gözyaşı

81 23 85
                                    

Evet yeni bölümü okumanız için yayınlıyorum okuyupta yorum yaparsanız sevinirim düşünceleriniz benim için önemli eğer beğendiyseniz lütfen yorumlarda yazar mısınız ?

Bora ve Cansu karakterlerini ilerideki bölümlerde daha iyi tanıyacaksiniz

Beğenmeniz dileğiyle iyi okumalar.

----

Saatlerce yürüyorduk yürüyecek halimiz kalmamıştı. "Nereye gidiyoruz?" bu sorunun cevabını
merak ediyordum. Bilinmezlikler hep korkutmuştur beni, Bora bir anlığına sersemleşti bu sorunun karşısında...

"Bilmiyorum" mükemmel bilmiyorum ne ya? nasıl bilmiyorsun? İçimden ona sayıp sövüyordum, hayatım yeterince karışık değilmiş gibi bir de onun sorunları peşimi bırakmıyordu...

Uykum vardı sinirliydim durdum
ve Bora ya yöneldim "hepsi senin yüzünden, burdayım başka saklanacak yer mi bulamadın?" Bora'nın üzüldüğünü fark ettim.

Sizce çok mu büyük tepki vermiştim?
Özür dilemem gerekiyor diye düşünüp dudaklarımı araladığım sırada, Bora hemen söze girdi "Özür dilerim ama kaderimiz bir yazıldıysa ben bunu değiştiremem"

Ne ya, bu ne dedi şimdi? iyi birşey mi dedi? anlamayarak ona döndüm "Hem kibirli hemde kendini beğenmişin tekisin" sinirlenmiştim bide özür dilemeyi düşünüyordum. Ah aptal kafam ah sen hiç uslanma olurmu?

Saatlerce yürüyorduk artık çok bitik bir haldeydim, ikimizde saatlerce susuyorduk ne o ne ben tek kelime etmiyorduk, nereye gitcektik?..

"İlerde bir telefon kulübesi var gelde birilerini arayıp yardım isteyelim" Bora'nın bahsettiği telefon kulübesine doğru yöneldim.

Bora telefonu eline alarak tuşlara basmaya başladı, çalıyordu. Karşıdaki kişiyle konuşmaya başladı. Sesinden anladığım kadarıyla orta yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim biriyle konuşuyordu "Nasıl? ne zaman? Ne yapacam peki? Ne iki haftamı tamam kahretsin bir yol bulmaya çalışırım. " ne olduğunu az buçuk tahmin edebiliyordum, sanırım telefondaki kişiden yardım istiyordu karşıdaki kişi bunu yapmıyordu ya da yapamıyordu.

"Ne oldu" bir sorun mu var? Bora ilk önce sakinleşmeye çalışıyordu gözlerini bir kaç dakikalığına kapattı ve derin derin nefes aldı, göz kapaklarını araladı, gözümün içine baktı "Kahretsin gidecek hiç bir yol bulamıyorum. Abimden yardım istedim, yurt dışındaymış iki haftaya anca döner ne yapacaz o eve de dönemeyiz burda hiç bir tanıdığım yok akrabalarımın evine bile Annem ölmeden önce, onun zoruyla gitmiştim." Ne! annesine ne olmuştu ki? anlaşılan babasıyla görüşmüyor, görüşüyor olsaydı ilk onu arardı. Bora ya annesinin ölümünden bahsetmelimiydim...

Ah Cansu saçmalama baksana çok üzgün konuşma bu konu hakkında anlatmak isterse kendi anlatırdı.

Ne yapacaktık? gidecek hiç bir yerimiz yoktu, para desen hiç yoktu otelde de kalamazdık ve sanırım tüm bu karmaşanın içinde aç olduğumu hissediyordum ki karnım guruldamaya başladı, çok geç Bora bunu duydu ah Cansu ah aptal niye sen bu kadar...

"Üzgünüm, tüm bu karmaşanın içine seni sürüklediğim için şimdi istiyorsan aileni arayıp onların yanına gidebilirsin emin ol bu konuyu en yakın zamanda halledecem." Şimdide suçlu olduğunu kabul ediyor, ha iyi ama yinede ailemi aramak istemiyordum.

Ara... Cansu başka çaren mi var sanki, telefona doğru yöneldim ve tuşlara basmaya başladım 0538 *** ****
Telefon çalmaya başladı, kalp atışlarım stresten hızlanmıştı karşıdan bir Alo sesi geldi bu evimizin aşçısıydı "Alo, Fatma teyze ben Cansu telefonu babama verirmisin?" Karşıdan ses gelmedi bir kaç saniye sonra o ses "Alo, demek şimdiden pişmansın, neredesin? söyle şoförü yolluyorum buraya evine getirsin bir kaç gün sonrada ablanın düğünü var burda olman iyi olcak " babam sustu ve kalbim daha da hızlı çarpmaya başladı dudaklarımı araladım ve olduğum yeri söyledim telefonu kapattı.

Telefonu yarım saattir kapatmıştım. Yerde oturmuş bir şekilde ağlıyordum Bora'nın bana söyledikleriyle göz yaşlarım durdu "Ağlamak seni çirkinleştiriyor ne oldu bilmiyorum ama lütfen kendini bu kadar hırpalama yarım saate yakındır ağlıyorsun göz yaşlarını birazda sevinçten mutluluktan aksın, bu gidişle bunun için göz yaşı kalmaz söyliyim, hem baksana göz yaşlarından göle döndü burası, baştan söyliyim çok güzel yüzüyorum boğulmam böyle bir hedefin varsa vazgeç. " bir an durdum. Doğru söylüyordu ağlamamalıydım herkese inat değil, kendimi biraz daha üzgün görmemek için güçlü durmam gerekiyordu.

Telefonu elime aldım Bora ise hareketlerime anlam vermeye çalışıyordu bakışlarını üstümde hissediyordum ama bunu umursamadan 0541 *** **** tuşlara bastım ve açılan telefondaki kişinin Alo demesiyle dudaklarımı araladım "iyi günler ben sitenize yeni taşınmıştım hatırladınız ? Cansu Aslan... evet şey dicektim evden acilen çıkmam gerekti de evime bakabilirmisiniz? bir kaç gün sonra dönecem. Teşekkürler tekrardan iyi günler." Bora herşeyi anlamıştı ki hiç bir şey söylemedi, madem babam Mert ve Eda'nın düğününe katılmamı istiyordu katılacam ama bu sefer üzülmicem oyunun kartlarını bu sefer ben dağıtıcam, bir kaç dakika sonra şoförümüz Ali arabayı 4-5 adım ötemizde durdurdu. Arabadan indi ve binmemiz için arabanın her iki kapısını da açtı Bora ya yöneldim dudaklarımı araladım "itiraz istemiyorum bize gidiyoruz en azından bir kaç gün bizde kal bir yer bulana kadar, hem ablam olacak Eda'nın düğünü var belki Mert'i yakından inceleme fırsatı bulursun, bak bakalım görünüş olarak da babana benziyor mu? hadi bakalım arabaya, gidiyoruz." Yabancı birinin bu kadar üstümde olumlu bir etki yaratacağını düşünmüyordum, belkide kaderimde bunu yaşamak vardı yaşayıp görelim bakalım hayat bize ne gibi sürprizler hazırlamış...

Sizce Bora arabaya binicekmiydi?
Cansu nun aklında ne var?
Bora sizce yalan söylüyor olabilir mi?

Cansu ve Bora karakterini nasıl buldunuz?
İlerideki bölümlerde Merte de yer vermeyi düşünüyorum sizce yer vermelimiyim?

Yorumlarını bekliyorum nasıl buldunuz merak ediyorum lütfen beğenirseniz yorumlarda bunu belirtirseniz sevinirim.

Hey Sen Yabancı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin