13

2.2K 225 214
                                    

Resmin yarısına kadar gelmişken bir arama almıştım. Baktığımda Yeonjun olduğunu görüp açtım. "Seungmin neredesin?" sesi ağlamaklı mı geliyordu? Kampüste resim odasındayım hyung." "Pekala yanına geliyorum." diyerek telefonu kapatmıştı. Ne olduğunu anlamasam da sesinin ağlamaklı geldiğinin farkındaydım bu yüzden resim işini sonraya bırakarak ellerimi yıkadım ve beklemeye başladım.

Kapının açılması ile kafamı o yöne çevirdiğimde Yeonjun gelmişti ama doğrusunu söylemek gerekirse berbat görünüyordu. Dünkü kıyafetleri hala üstündeydi, gözaltları tamamen kıpkırmızı olup şişmişti. Sabah mesajlaştığımızda mutluydu ve bir anda bu ruh hali değişiminin nedenini merak etmiştim.

"Hyung ne oldu?" diye sorduğumda gözlerime bir süre bakmış ardından bana sarılmıştı. "Hyung-" "S-seungmin sabah birlikte uyuyoruz demiştim ya!" "Evet hyung biliyorum." "İşte ben onu izliyordum ama yemin ederim asla ona fazla yaklaşmadım. Birden uyandı ve bana bağırmaya başladı. O an şaşkınlıktan ne dediğini bile idrak edemedim. Dediği birkaç şey aklımda sadece-" hıçkırıkları o kadar artmıştı ki konuşmasını engelliyordu. Biraz sakinleşeceğini umut ederek kollarının arasından çıkıp ona su verdim.

Bir süre sonra ağlamaya hala devam ediyordu ama en azından artık konuşmasını engelleyecek hıçkırıkları yoktu. "Seungmin resmen köpürmüştü. Her şeyden önce ben onun kuzeniyim bana neden böyle davranıyor anlamıyorum. Bana Hyunjin'i sordu. Bende ne alaka ben nereden bilebilirim dediğimde ise işe yaramaz biri olduğumu söyledi ve telefonunu alıp Hyunjin'i aramaya başladı. Ilk iki üç sefer açmadı ve Soobin'in yüzünü sana tarif edemem. O kadar korkunç ve öfke doluydu ki sevdiğim Soobin'imin o olmadığını düşündüm. Her neyse sonrasında işte Hyunjin açtığında 'Neredesin sen, neden açmıyorsun' gibi şeyler söyledi. Hyunjin biraz bir şey söyledikten sonra yüzüne kapadı galiba çünkü Soobin birden telefonu fırlattı. Ciddiyim kafayı yemiş gibiydi. Sonrasında hazırlandı ve ona nereye gittiğini sorduğumda Hyunjin'in buluşmaya çağırdığını söyledi. Sonrasında bir daha beni görmek istemediğini de söyledi Seungmin. Ben ona ne yaptım ki bana böyle davranıyor cidden anlamıyorum." hıçkırıkları tekrar arttığında yanına gidip ona sarıldım. "Hyung yapabileceğimiz bir şeyin olmadığını biliyorsun değil mi? Ben çözüm yolu bulabilmeyi çok isterdim ama bunun bir sonu yok." biraz geri çekilip gözyaşlarını sildim. "Bazen sevgi yetmiyor hyung. Bize zarar veren şeylerin peşinden koşarken kendimizi unutuyoruz. Şu haline bir bak. Soobin sevgini hak etmiyor ve sen de bunları hak etmedin. Kendine biraz zaman tanı ve onu unut tamam mı?" "Sence unutabilir miyim?" "Tabii ki hiçbir şeyin sonsuz olmadığını sende biliyorsun."

Bunu dememle bana gülümsemiş ve gözyaşlarını tamamen silmişti. "Haklısın minnie bundan sonra aptal gibi kendimi kullandırtmayacağım ve eğer fikrim değişirse beni caydırmak için her şeyi yapabilirsin izin veriyorum." dediğinde kahkaha atmıştık.

Çizdiğim resme gözü kaydığında gülümsedi "Cidden yeteneklisin Seungmin, Soobin bu konuda her zaman seni kıskanırdı." dediğinde güldüm ve resmime devam ettim.

Yeonjun bir yarım saat öylece resmi nasıl boyadığımı izlemişti ve sonunda sessizliği bozarak "Eğlenceli görünüyor ama bende sıfır yetenek." dediğinde kalkmış ve kolundan tutarak tuvalin önüne çekmiştim. "Yeteneğinin olmaması boyayamayacağın anlamına gelmez." diyerek eline boya tüplerini verdim. Öylece aval aval yüzüme bakarken "Eee hadi görmek istiyorum~" dediğimde boyamaya başlamıştı.

Resmimi bitirdiğimde Yeonjun'un da ne yaptığını görmek için baktığımda gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Neredeyse her yeri boya olmuştu ve tuvalde karmakarışık rengarenk boyalar vardı. Bana sevinçle dönüp "Bunu daha önce yapmalıymışım, harika bir şeymiş." dediğinde güldüm "Hyung şurada ayna var bir git kendine bak." dediğimde kaşlarını çatmış ardından aynaya koşmuştu. Bu haline gülerken geçen sefer çizdiğim Hyunjin'in portresini görmemle adımlarımı resme doğru yönlendirdim.

I miss you | hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin