Şimdi sizi sonu olmayan bir hikayeye davet ediyorum.
Ne zaman olduğu hatırlanmayan bir zaman diliminde bir araya gelen üç yüreğin hikayesi bu.
6 ay 19 gün ara ile doğan iki minik beden.
1 Yıl 4 ay sonra aralarına katılan bir başka minik.
Dünya'ya gözlerini iki farklı göğün altında açıp, aynı göğün altında buluşmak için çırpınan kaderlerinden habersizdi üç masum.
Biri adım atmaya başlarken diğerleri daha yeni emeklemeye başlıyordu. Hayat onlar için uzun süre böyle devam etmişti. Biri önden ilerlerken diğerleri onun geldiği yere ulaşınca o çoktan geçmiş olurdu o yolları.
Ayrı geçirilen 19 sene...
Ezelden ruhları birbirlerine mühürlü üç genç kız...
Kaybettikleri yılları tamamlamak üzere 19 yıl sonra karşılaşan üç farklı renkti onlar.
Biri; asaletin, karanlığın, cesaretin ve gücün rengi olan siyah.
Diğeri; tutkunun, sevginin, asilliğin rengi olan mor.
Bir diğeri; enerji tutku ve aksiyonun rengi olan kırmızı.
Üç zor ve güçlü rengin harmanlandığı bir dünyaydı onların ki...
Siyah, dışarıdan soğuktu. İçini göremeyen anlayamazdı kalbinin ateşini.
Mor, her ne kadar soğukta dursa saklayamazdı kendini.
Kırmızı, dile getirmese de duygularını sıcacık bir kalbi vardı.
Belki de onları birbirlerine sıkı sıkı bağlayan bu zıtlıklar olmuştu.
Her geçirdikleri zaman geleceklerine birer ilmek atıyordu. Aralarında ki görünmez kalkan güçleniyordu günden güne. Hızla akan zamana inat onlar her salisesi ile mührü güçlendiriyorlardı.
Onlar verdikleri emek sonucu üç farklı toprakla tek saksıda açan menekşeler idi.
Yaptıkları yanlışların bedelini beraber ödeyip daha güçlü kalkmışlardı ayağa. Her bir darbe ellerini daha sıkı kenetlemişti narin menekşelerin.
Mor menekşenin hastalıktan zamanla yaprakları solarken, siyah olan hiç düşünmeden yaprağını ona yamamıştı. Yerinde emanet gibi duran yaprak zaman geçtikçe yerine oturmuş yeni tohumları çiçeklendirmişti.
Siyahın herkesten sakladığı sıcak gülüşünü Mor görmüştü. Onun verdiği sadece inci taneleri olsa dahi. Siyah her zaman sıcak yüreğini açmıştı mor menekşesine.
Kırmızı menekşe, sevginin yoğun tutkusu ile sarmalamıştı hayata. Hassastı. Ama sadece aynı saksıda yeşerenler görürdü onun camdan kalbini.
Onlar böyle idi... Biri yaralanırsa diğeri hiç düşünmeden yüreğini verirdi eline. Neydi onları bu kadar bağlayan? İster kader deyin, ister tesadüf, ister emek.
'Onların gücü ezelden bağlı olan yürekleriydi.'
Bu yolda her ne olursa olsun ayrılmamaya söz vermiş üç deli yürek. Hiç bitmeyecek olan bir hikayeye adım atmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHU
ChickLitNe zaman olduğu hatırlanmayan bir zaman diliminde bir araya gelen üç deli yüreğin hikayesi bu. Sonu olmayan bir hikayeye adım atan üç genç kız. Yaptıkları hataların bedelini öderken yaralanan yürekler bir araya gelip sarmalayabilecekler miydi birbi...