Ekrana baktığımda "Aşkım" yazıyordu. Ne aşk ama? Açmadım. O kadar basit değildi. Ben uyku uyuyamazken, yemeden içmeden kesilmişken bir şey olmamış gibi onunla konuşamazdım. Aptal! Telefonumu tamamen sessize alıp yatmıştım.
Sabah annemin odaya girmesiyle uyandım. Artık tamamiyle düzelmişti, en azından dışarıya karşı. Yüzü gülüyordu. Annem bir Mağazada satış şefiydi. Son zamanlarda yaşadığı çöküntüden sonra şimdi düzelmesi hatta işe giderken süslenmesi hoşuma gidiyordu. "Parla kızım kırmızı hırkam sende mi?" uyku mahmurluğuyla ilk algılayamamıştım anneme gözlerimi dikmiştim. Bir 20 saniye sonra "Dolabımda" deyip geri yatacaktım ki gözüm telefonumun ekranına ilişti sessiz sessiz çalıyordu.
Alarmımdan 5-10 dakika önce uyandırıldım yani of ya! Ecrin arıyordu. Bitkin bir sesle "Alo?" diyebildim. Bu kızın enerjisi beni delirtiyordu. Sabahın bir saatinde nasıl oluyordu da bu kadar canlı konuşabiliyordu. "Parla yeni mi uyanıyorsun ya! Kardeşinin bugün resmiyette ilk buluşması var sen uyuyor musun? Ay çok heyecanlıyım ya!" dedi. "Okulda konuşuruz uyuyorum." deyip tekrar yatmıştım. 5 Dakika sonra alarma söve söve kalktım.
Mısır gevreğimi hızla yiyip evden çıktım. Yoldayken Ecrin' i aradım. Evden erken çıktığım için onu alabilirdim. Okula beraber giderdik. "Alo Ecrin?" dedim biraz mahcuptum çünkü resmen telefonu yüzüne kapatmıştım. "Oo Parla hanımın aklına gelebilmişiz!" diye çıkıştı. "Ya Ecrin özür dilerim. Evden çıkmadıysan in beraber gidelim." dedim. Kapatıp aşağı indi. "Anlat bakalım neler oldu senin yeni çocukla?" dedim. "Şu çocuğa 'Yeni çocuk, 12lerdeki çocuk veya seninki' demekten vazgeçer misin lütfen?" dedi ve kendimi tutamadan gülmüştüm. Farkında değildim çünkü. "Ee çocuğun adını bilmiyorum ya ne yapayım." dedim. "Fırat çocuğun adı!" Fırat mı?
Adını duyunca afallayıp uzaklara dalmıştım. Tam aklımdan çıkmışken evren bana onu yeniden hatırlatıyordu. Sanırım uzun süre dalmıştım ve üzüldüğüm belliydi ki Ecrin "Şşt kızım ne oldu yüzün düştü ya?" demişti. "Ha yok ya dalmışım farkında bile değilim. Ee ne diyor Fırat eniştemiz?" Adını bu şekilde söylediğimde içim ürpermişti. Ne salak kızdım? 'Fırat eniştemiz' nedir ya.. Ecrin güldü ve "Tabi canım enişten. Yavaş ol ya" deyip kahkaha atarak devam etti "Çıkışta bir şeyler yapacağız." Konuşa konuşa okula gitmiştik.
Çıkışa kadar hiçbir şey olmamıştı. Ecrinle sınıftan çıkıyorduk. Çocuk kapıda bekliyordu hem de gözlerini bana dikerek. Bu çocuğun bakışlarında anlayamadığım bir soğukluk ve garip bir şeyler vardı. Gerçekten çözememiştim.
Normal şartlarda Ecrin'in konuştuğu çocukla tanışır hatta belki çıkış kapısına kadar onlara eşlik bile ederdim. Ama çocuğun o bakışları beni çok uzaklaştırıyordu. Ecrin'e dönüp "Yarın görüşürüz." diyebildim ve hızla uzaklaştım. Eve giderken biraz oyalanıyordum. Okula yakın bir pastaneye gidip halka tatlısı almıştım. Belki de en sevdiğim şey eve giderken tatlı alıp yolda yemekti. Anneme de almıştım ve mutfağa bırakıp odama gittim. Bilgisayarın başına geçmiştim. Biraz neşelenmeye ihtiyacım vardı ve Kesha-Crazy kids açıp bağıra bağıra söylemeye başlamıştım.
Aslında bir insanın mutlu olabilmesi için sevgilisi olmasına gerek yoktu. Daha doğrusu bir insanın mutlu olabilmesi için yakın insanlara ihtiyacı yoktu. Bir şarkı, kitaplar, kahve, hatta halka tatlı bile yetip artıyordu. Belki de doğru olan yol yakınken Fırat'la aramızda olan her neyse bitirmekti. Fırat'ı aradım. Çalıyordu. Ve meşgule atmıştı.
Ne yaptığını sanıyordu bu. Sürekli rolleri değişiyorduk. Ben kızdığımda o sakin oluyordu. O kızgınken ben sakindim. O arayınca ben açmıyordum. Ben arayınca ise o! Telefonumu bıraktıktan 15 dakika sonra çalmaya başladı. Fırat'tır diye koşturmuştum.
Arayan babamdı. En soğuk sesimle "efendim." Dedim. "Parla kızım ben aramasam arayacağın yok" dedi neşeli bir sesle babam beni daha da çok şaşırtıyordu. "Yarıyıl tatilinizde 1 hafta benimle kalsana" dedi çok hevesliydi ki konuya hızlıca girmişti. Amacı neydi ki bu adamın? "İstemiyorum." Dedim. Bu sefer daha da soğuk bir sesle
"Kızım bu yaşananlar annenle aramızda olan şeyler bu sebeple aramızın bozulmasını istemiyorum , aramızı düzeltmeme izin ver benimle bir hafta kal." dedi. "Tamam" dedim ve hemen kapattım telefonu neden bunu demiştim bilmiyorum.
İçimde bir burukluk olmuştu. Eğer Fırat kabul etse onun yanına gidecektim. Ama kabul etmediğine göre istemeye istemeye babamın yanına gidecektim.
Kapı çalıyordu. Annem gelmiş olmalıydı. Delikten bile bakmaya ihtiyaç duymadan açtım. Ecrin her zaman yaptığı gibi üstüme atlamıştı "Düne kadar hayatta dayanamazdım telefonda da konuşmak istemedim!!! Artık sevgilim var yaşasın!!!" diye bağırıyordu. "Canım benim hayırlı olsun." dedim sesim ve duygularım fazla yapmacıktı ama arkadaşıma sımsıkı sarılmıştım.
Aslında anlatacak çok şey vardı ama en önemlisi sarılmaya/ desteğe ihtiyacım vardı. "Hadi içeri girsene anlat nasıl oldu hepsi?" dedim. Meraklı bir ses tonu yaratmaya çalışmıştım. Başarabildim mi hiç bilmiyordum. Ama kendimi Ecrin'e açamasam bile sarılmak iyi hissettirmişti. Ecrin'le oturmuş konuşuyorduk ki kapı çaldı. "Annemdir otur sen." deyip kapıya gittim. "Hoşgeldin anne. Ecrin bizde odamda oturuyoruz." dedim. Annem sevinmişti benim üzülmememi istiyordu. "Tamam annecim yemek hazırlayacağım ben de birazdan gelir sofrayı kurarsınız." dedi.
Ecrin'in yanına gittim. Uzata uzata nasıl çıkma teklifi ettiğini anlatmıştı. Sonuç aynı kapıya çıkıyordu işte 'Sevgililerdi'. Bense hala Fırat'tan haber bekliyordum. Masayı hazırlamış yemeklerimizi yemiştik. Mutfağı toplarken Ecrin gitti. Annemle yalnız kalmıştık. "Anne bugün babam beni aradı." dedim yüzündeki mutlu tebessüm gitmişti. Bu durumdan nefret ediyordum. Keşke hiçbiri yaşanmamış olsaydı. "Ne diyormuş?" dedi. Ne tepki vereceğini tartamayarak "15 Tatilin 1 haftasını onla geçirmemi istiyormuş ama ben sadece birkaç g..." dedim ve sözümü kesip "Sen Gözde ablanın yanına tatile gitmeyecek miydin?" dedi.Nasıl diyeyim şimdi ben "Yok annecim çocuk beni istemiyor.' diye? Toparlayarak "Ha yok ya vazgeçtim ondan sonra giderim artık. " diyebildim. "İyi tamam." demiş ve düşüncelere dalmıştı. Babamla ilgili hiçbir şey duymak istemediğini gözlerinden ve tavrından anlayabiliyordum. Odama çıkıp uyudum. Hafta zar zor bitmişti. Ecrin ve Fırat çiftinin cicim ayıydı. Tüm haftayı Ecrin'i dinleyerek geçirmiştim. Babamın evine gittim. Aramızda bir soğukluk vardı. Pizza söylemişti. Yiyip benim için hazırladığı odaya çekildim. Telefonum çalıyordu. Ekrana bakmadan açmıştım büyük ihtimal annem arıyordu. Telefondaki Fırat'ın sesiyle irkildim. "Alo, Parla?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Günler
De TodoYa hasarı en güvendiğiniz insanlardan alırsanız? Yanınızda sadece yeniler kalırsa? Sonunu hiç kestiremeyeceğiniz bir hikaye. Parla'nın hikayesi. Güzel günler yanı başınızda! Yeni bölümler ve gelişmelerden haberdar olmak için lütfen kütüphanenize ekl...