Beklenen

1.7K 102 52
                                    


Uçaktan indiğimizde hâlâ gergindim. Mert'in sözleri ve bakışları beni rahatsız ediyordu. Bir gerçek vardı ki ben kendi kendime öz eleştiri yapabilirdim. Ama bir başkasının benim yanlışımı söylemesine dayanamıyordum.

Rahatsız oluyordum. Mert içimi okur gibi bakıyordu bana. Kendimi onun karşısında açık bir kitap gibi hissediyordum. Aslında ben her zaman kapalı bir kapıydım. Hayatımın hiçbir döneminde tüm kalkanlarımı indirmedim.

Ben sevdiğim adamın evleneceğini öğrendiğim zaman bile karşısında ağlamadım. Ben dış dünyaya tüm benliğini kapatmış biriydim. Ama Mert varken , o saklamaya çalıştığım herşey gün yüzüne çıkıyordu. Sanki, sanki 7 yaşında ,konakta korkudan ağlayan o çocuk Dılda geliyordu.

O yüzden olabildiğince rahatsızdım Mert'ten . Aynı zamanda oldukça da memnundum onun varlığından. Belki bendeki bu dışı sağlam ,içi çürük kalkanın nedeni çocukluğumdu. Saklamaya çalıştığım gerçekler,kaçmaya çalıştığım doğrular, beni yanlış ve özgüven maskesi takmış, aslında özgüvensiz olan birine çeviriyordu .

Yüzbaşı güçlüydü. Ben artık güçten korkuyordum. Babam paranın gücü için ne hale gelmiş ...

Annem arkamdan düşman holdinglerin ev sahipliğini yapıyor para için...

Boran egosu ve imajı için

Herkesin bir "içini" var.

Yüreğimin tekleye tekleye söylediği Fırat.

Ruhumda derin yaralar açan adam...

O neyin gücü için beni böyle bırakıp gitti bilmiyorum. Bir kalbi kırmak,beraberinde ödül diye ne getirirse getirsin kazanç sağlamamalı.

Bir kalbin kırığı, başka bir durumla kıyaslanamaz.

Daldığım derin düşüncelerden kolumu dürten Kül sayesinde çıktım. Uçağın boşaldığını ve yanlız benim kaldığımı gördüm. Anlaşılan transa girmiş gibi kilitlenmiştim bilinç altıma.

-Dılda hadi inelim.

Kül'ü başımla onayladım ve indim. Kapıya getirilmiş arabalara baktım. Yanyana dizilmiş 4 son model araba...

Araçlarımızı da aldırmıştık 1 gün önceden. Kendi arabama bindim. Olabilidiğince kaçmaya çalıştım Mert'ten. Ve o keskin gözlerinden .

Arabayı çalıştırdım. Telefonumdan saate baktığımda yanlızca 1 saat kalmıştı davete.

Hızlı bir şekilde arabayı bir kuaföre sürdüm. Kül beni takip ediyordu.

James ve Mert evlerine geçmiş hazırlanacaklardı. Bir saat sonra bizim evde buluşacaktık.

* Tam O Esnada*

-Abi Fırat Zorlu'dan haberim olsun demiştin. Kendisi İstanbul'da haraç kesiyormuş. Sen Dılda hanıma göz kulak ol istersen.

Mert sıkıntıyla iç çekti. Elini karşısındaki uzun boylu adamın omzuna attı ve

-Sağol kardeşim. Gözünüzü dört açın yinede.

...................................................................

İçeri girip koltuğa yerleştim. Benim ve Kül'ün elbisesi fermuarlı olduğundan önce saç, sonra elbise giyecektik.

Elbisemin dekoltesini kapatmamak için ensemin biraz daha üzerinde dağınık bir topuz yaptırdım. Yüzüme birkaç parça saç bırakmıştım. Yüzümde ise güzel ve kendini belli eden sarı tonlarında makyaj vardı.

DİLHUN (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin