Üzerindeki elbiseye ve dalgalandırdırdığı saçlarına baktı kadın. Yüzünde oldukça memnun bir ifade vardı.
Kilo vermiş olsa da asla orantılı fiziğini kaybetmemiş,aksine kıvrımları çok daha göz önünde olacak hale gelmişti. Ince parmaklarını incecik ip askılarda gezdirdi Dılda. Simsiyah elbisesi ve mükemmel ayakkabılarıyla kendini harika hissediyordu. Aylar sonra bu bakım ona iyi gelmişti.
Eline siyah deri bir çanta aldı, içine sigara paketini attı . Ağır ve emin adımlarla odadan çıktı Dılda. Onu dışarıdan gören kimse 5-6 aydır o odada baktıkları kadın olduğunu anlamazdı. Emin olan biri bile tereddüte düşerdi. Adımları yere sağlam basan dağ gibi bir kadındı Dılda.
Konuşması gerekenler vardı. Onur'la konuşması gerekiyordu. Ona neden evlilik teklif ettiğini söylemesi ve düşünmesine zaman vermesi gerekiyordu.
Düşüncelere dalmışken kapıyı çektı Dılda ve ahşap kapıya baktı usul usul.
6 ay... 6 koca ayını bu odada geçirmişti kadın. Derin bir nefes aldı. Onur'u başlarda yadırgasa da şüpheci olmaya çabalasa da onun eski oyun arkadaşı çıkması ne kadar itiraf etmesi zor olsa da iyi gelmişti Dılda'ya.
Neden diye soracak olurlarsa, 6 ay boyunca çok düşünmüştü kadın. Önce Boran, sonra Fırat, belki Mert. Bu 3 adam hayatına kısa yada uzun fark etmez geçmişiydi kadının.
Dılda kendince bir çıkarım yapmıştı.
Küçükken babaları tarafından sevilmeyen kız çocukları dışarıda sevgi arar. Birilerinin onu seveceğine inanmak ister ve sevilmek için çok çaba gösterirler. Sonra o kız çocukları sevgi ararken kocaman kadın olur. Zaman acımasızlaştıtır.
Keza Dılda 'nın çocukluğu yaraydı. O çocukluğunu anımsatan herşeyi severdi. Çocukluğundan gelenler onun için değerliydi.
Düşündü Dılda. Geçenlerde bir kitapta okumuştuBir kız çocuğu , babasının onu sevmediği yaşta kalır 🔒
Koridora döndü kadın. Emin adımlarla yürümeye başladı. Yaşadıklarından sonra körü körüne inanmayacaktı kimseye ama Onur'a ihtiyacı vardı.
Topuklu ayakkabılarının sesini dinlemek ona iyi geliyordu. Yanından geçtiği herkes ona bakıp fısıldaşıyordu. 6 ay boyunca bir kaç kelime dışında konuşmayan, yıkık dökük kadın bu olamazdı diye düşünüyorlardı. Dılda bunların farkındaydı elbette. Ama ona kinle dolu bakan birini hissetmemişti.
Hastane bankosuna sırtını yaslamış yanındaki kıza
- Şunun şu haline bak. Asla metresi olduğu adamdan dayak yemiş gibi durmuyor değil mi? Ahhh şiddet mağduru yavru kedicik... Onur birde kanatları altına aldı bunu. 2 adamın metresi olması garip değil mi? Güzel bile değil. Onur ne buluyor bunda anlamıyorum.
Dılda dinlediğini fark ettirmeden susmaya devam etti. Başka bir kızın;
- Ayça saçmalama. Şiddet görmüş birine hakaret edemezsin. Biz doktoruz. Insanların hayatları, görüşleri bizi ilgilendirmez. Ihtiyacı olan herkesi tedavi etmek zorundayız. Onur'a olan sapkınlık derecesindeki ilgin beni bile bunalttı. Ayrıca fikrimi söylüyorum ama inan bana bu kadın olağanüstü güzel. Neden biliyor musun? Hala dimdik yürüyor. Ne oldu bitti biz bilmeyiz. Ben gördüğüm profile bakarım. Sende hastalarınla ilgilen istersen?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN (DÜZENLENİYOR)
Ficção AdolescenteDimdik duran, intikam aleviyle tutuşan bir kadın, Yalancı insanlarla dolu bir hayatta, Daha ne kadar kendini koruyabilir?