5

303 39 20
                                    


"Tamam, on dakikaya kapındayım. Hazır ol."

Bunları söylemesinin üzerinden yaklaşık yirmi dakika geçmişti. Luna'yla buluşmaya karar vermişlerdi ve planlarına göre Cherry onu alacaktı. On dakika önce attığı konuma varmıştı ve on dakikadır bekliyordu.

Parmaklarıyla direksiyonda ritim tutarken başını eğip önünde durduğu binaya baktı. Nerede oturduğunu bilmiyordu sadece attığı konuma gelmişti ama beklemekten ağaç olacaktı. Vakit öldürmek adına önündeki aynayı açıp kendine bakarken saçına taktığı bandananın çok geriye gittiğini gördü. Kafasından çıkmaması adına biraz daha öne çekip önüne düşen saçlarına dokunmadı.

Tam o sırada telefonu çalınca aniden irkilse de yan koltuktan telefonunu alıp açmıştı.

"Kızım neredesin ya? Kaç dakika oldu-"

"Evet evet haklısın da şey.."

"Ne?"

"Of gelsene iki dakika yukarı bi'." Cherry gözlerini devirse de onaylayıp telefonu kapattı. Anahtarı çıkarıp arabadan indi ve kapıları kilitledi. Kapı dairesini öğrenmediği aklına geldiğinde dış kapı otomatik olarak açılmıştı. Zaten kapıda olacağını düşünerek binaya girdi ve merdivenlerden çıkmaya başladı.

Çıktığı her katta kapılara bakarken üçüncü katta sağdaki kapının açık olduğunu fark etti. Direkt içeriye dalmak istemediği için hafifçe kapıya vurduğunda içeriden gelen sesleri duydu.

"HaRa, kapıya bak çabuk!" Cherry Luna'nın bağırışını duyduğunda kaşlarını çattı. Evde tek olduğunu düşünüyordu.

"Yangyang mısın nesin, bak kapıya!" Tanımadığı ama HaRa olduğunu düşündüğü kızın da sesini duyunca gözlerini devirip ayakkabılarını çıkardı. Luna'nın evine girerken çekinecek değildi. Lisenin ilk yıllarında en yakın arkadaşıydı sonuçta.

İçeri girip arkasından kapıyı kapattı. Önüne döndüğü anda birkaç adım ötesinde donakalmış Yangyang'ı görünce önce birkaç saniye bakmıştı. Baktıkça tanıdık gelmesiyle istemsizce gözleri büyüdü.

"Ne işin var burada ya senin?" Kendisine yöneltilen soruyla kendine gelen Yangyang tek elinin baş parmağıyla arkayı gösterirken ağzını açıp bir şeyler söylemeye çalışmıştı. Sonra elini indirip kaşlarını çattı.

"Asıl senin burada ne işin var?"

"Cherry! İnanır mısın, yarım saattir şu salaklarla ilgileniyorum.." Arkadan Luna'nın sesini duyduğunda Yangyang'la bulunduğu garip ortamdan çıkmıştı. Birkaç adım ilerleyip Luna'ya yaklaştı.

"Ya ben anlamadım-" derken tekrar sözü kesildi.

"Salaklar mı?!" Mutfaktan elinde tahta kaşıkla çıkan Donghyuck dehşet içinde Luna'ya bakıyordu.

Cherry nereye bakacağını şaşırmış haldeyken evin durumu gerçekten de garipti. Sağ tarafındaki koltuklarda yayılmış bir şekilde telefonuyla ilgilenen HaRa olduğunu düşündüğü kız, sol çaprazında ayakta duran ve kendisine bakan Yangyang, karşısında sevgilisine laf anlatmaya çalışan Luna'yla eve kaos hakim olmasa da gerçekten garipti.

"Bak şöyle ki, ben seninle buluşmak için hazırlanırken Donghyuck ve Yangyang geldi." Cherry'nin etrafa bakmasıyla Yangyang selam verirmiş gibi elini kaldırmıştı.

"Sonra da HaRa geldi işte. Gideceğimi anlatmaya çalışırken baya vakit kaybettim." Luna açıklamayı bitirdiğinde Cherry sonunda anlayarak başını salladı.

"E o zaman gideyim ben. Sonra buluşabiliriz sonuçta."

"Saçmalama, beraber gidelim. Sorun olur mu?" Cherry normalde sadece Luna'yla buluşacağını ve neredeyse iki yıldır kaçırdıkları şeyleri anlatacaklarını falan düşünmüştü. Yine de yeni birileriyle tanışma fikri onun için sorun değildi. İyi bile olurdu.

Kafasına yatmış gibi başını salladığında koltukta ki HaRa onlara döndü. Donghyuck'ta mutfakta yapmaya çalıştığı şeyi bırakıp içeri gelmişti.

"İki araba mı gideceğiz. Vay, zengin işi." dedi HaRa telefonunu cebine atıp yayıldığı koltuktan kalkarken. Cherry anlamamış gibi başını hafifçe çevirdiğinde aslında sırıtıyordu. Yeni arkadaşlar iyi olabilirdi ve kızın enerjisini sevmişti.

"İyi gidelim hadi."

Hepsi evden çıkıp aşağı indiğinde kimin kiminle ve nereye gideceğine karar vermeye çalıştılar. Yangyang Luna ve Donghyuck ikilisinin çok gezdiğini, yani bir yer önermelerinin mantıklı olacağını söylediğinde bütün gözler onlara dönmüştü.

"Tamam o zaman biz Luna'yla önden gidelim, siz bizi takip edin."

"Hah, Luna bizimle gelecek." dedi Cherry. Donghyuck'la birkaç saniye birbirlerine soğuk bakışlar attıktan sonra Donghyuck omuzlarını düşürmüş ve kabul etmişti.

Yangyang ve Donghyuck onun arabasına binip uzaklaşmaya başladığında kızlar da Cherry'nin mavi arabasına binmişlerdi. Muhtemelen işlek bir caddede herhangi bir kafeye gidip oturacaklardı ama yine de Cherry ortamın nasıl olacağını merak ediyordu.

ben🤝🏻nerede bitireceğini hala bilememek

looking for you [liu yangyang]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin