12

164 26 19
                                    


"Hyuck neden küstüğümüzü açıklar mısın arkadaşlara?" Luna kollarını çaprazlayıp arkasına yaslandığında mırıldanmıştı.

Yanında oturan Hyuck hala telefonuna bakıyor, asla ağzını açmıyordu. Karşılarındaki sandalyelerde kurbanlık koyun gibi oturan Cherry ve Yangyang'ın ne olduğuyla ilgili hiçbir fikri yoktu. Masanın ucunda, Cherry'nin yanında oturan Hara ise Cherry'nin koluna yapışmış onları izliyordu.

"Mom, im scared.." Cherry boşta duran elini Hara'nın saçlarına atmış başını sevecekmiş gibi yaparken aniden kafasına vurdu. Hara ihanete uğramış gibi ondan uzaklaşırken Cherry'de küsmüş olan çifte yönelmişti.

"Abi sıkıntınız neyse söyleyin. Ortamın içine ettiniz zaten." Yangyang konuştuğunda Cherry ve Hara senkronizasyonlu bir şekilde başlarını sallamıştı. Yangyang onların aksine ciddi görünüyordu çünkü karşısındaki çiftin çocukça davranışlarından sıkılmıştı.

Hyuck gözlerini devirip telefonunu cebine attı ve aynı Luna gibi kollarını birleştirdi. Bütün arkadaşlarına tek tek baktıktan sonra hafifçe sırıtmıştı. Luna onun güldüğünü fark edip elinin tersiyle koluna vursa da bu onun tamamen gülmesine sebep olmuş, bütün ortamı değiştirmişti.

 "Ne gülüyorsun abi, komik mi? Adam akıllı açıklayın ya da biz gidelim." Ellerini kullanarak hararetle konuştu Yangyang. Cherry refleksle onun elini destek verircesine sıkınca Yangyang'ın gözleri birkaç saniyeliğine ellerine dönmüştü. Cherry normal bir şeymiş gibi elini çekip Luna'ya bakışlarını göndermeye devam etse de Yangyang'ın kalbi olması gerekenden çok daha hızlı atıyordu. Siniri falan da uçup gitmişti. Üzerindeki etkisi bazen onu gerçekten korkutuyordu.

"Ya salaklar, küsmedik. Size bir sürprizimiz var asıl. Sazan mısınız, nesiniz.." Luna'da başını sallayarak sevgilisini onayladığında üçüde ışık görmüş tavşan gibi ikisine bakıyordu. Sırıtıp duran çift bir tepki beklerken Cherry ve Yangyang 'ee?' der gibi kafalarını aynı anda sallamışlardı.

"Biz birileriyle tanışmıştık tamam mı? Yani çok tesadüfen oldu ama bir çift bulduk resmen kendimize, dört kişi takılıyorduk." Cherry'nin gözleri büyürken elini çok şaşırmışçasına göğsüne götürmüştü. Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra kaşlarını çatarak öne eğilmiş ve işaret parmağını Luna'ya doğrultmuştu.

"Hani benim de sevgilim olana kadar çifte date yoktu." Parmağını Donghyuck'a çevirip bakışlarını ondan çekmeden konuşmasına devam etti.

"Peki sen, sen hiç utanmıyor musun? Bu çocuk ne olacak?" İşaret parmağını Yangyang'a çevirdiğinde Yangyang onun eline bakmış, sonra ona katılırcasına hızlıca başını sallamıştı.

"Drama kraliçesisin yemin ederim. Dur bir anlatalım." Cherry gözlerini devirip parmağını çekerken kendi kendine söylendi. "Bunlarda kendilerini iyice How I Met Your Mother Lily ve Marshall sanıyor."

Yangyang ona gülmemek için dudağını ısırırken içten içe doğru kişiyi bulduğunu düşünüyordu. Onunla en sevdiği diziden bulduğu bir taktikle tanışmışken, onun da en sevdiği diziden alıntılar yapması kader olmalıydı.

"Sizde beklemeyip çıkmaya başlasaydınız o zaman." Cherry'de Yangyang'da bu cümle üzerine kocaman gözleriyle Donghyuck'a bakarken o zafer kazanmış edasıyla omzunu silkmişti.

"Neyse bu arkadaşlar tatile gidecekti sözde. Hatta yerlerini bile biz ayarladık. Sonra çocuğun annesi rahatsızlandı ve tabii ki tatil planları da suya düştü."

"Ee, kıskanalım diye mi yeni arkadaşlarınızla anılarınızı anlatıyorsunuz?"

"Ya kızım sus bir! Dinle." Luna göz ucuyla dinlediğinden emin olduktan sonra saçını omzunun arkasına atıp devam etti.

"İşte meğer sürpriz yapmak için dört kişilik ayırtmışlar yeri. Bizi de götüreceklermiş. Kısaca biletler falan ellerinde patladı, iade de edemediler. Onlar da birini bulursunuz diye bize verdiler." Donghyuck başını sallayıp karşısında oturan ikiliye döndü.

"Bu fırsat her zaman gelmez. Bizde sizinle gidelim diye düşündük. Hayır, dur atlama." Tek elini kaldırıp Hara'yı susturduktan sonra devam etti.

"Luna arayıp abinle konuştu. O da senin için otelde tek kişilik rezervasyon yaptırdı bile. Hepimiz gidiyoruz."

Cherry planın güzelliğine ve hiçbirine çaktırmadan bütün işleri halletmiş olmalarına hayran kalmıştı. Altın tepsiyle sunulmuş bir fırsattı ve tabii ki geri tepmeyecekti. Dönüp Yangyang'ın tepkisine baktı. O da düşünüyor gibiydi.

"Bana uyar."

"Bana da."

"E bana zaten uyar, biliyorsunuz." Hepsi onayladığında Luna arkasına yaslanarak çakması için elini Donghyuck'a uzattı. O da karşılık verip arkasına yaslandığında ikisi de gururlu gözüküyordu.

"Yani tatile gidiyoruz, öyle mi?" Cherry'nin sorusuyla beraber hepsi hararetli bir şekilde detayları konuşmaya başlamışlardı.

Hepsinin enerjisi yükselmişti çünkü itiraf etmeseler de hepsinin böyle bir şeye ihtiyacı vardı. Özellikle Yangyang içten içe bunun hepsinin yakınlaşması için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyordu.

Diğer tarafta Donghyuck, fark etmeden durup durup Cherry'e bakan Yangyang'ı fark etmişti. Üstelik almaması için çok ısrar ettiği ama onun yine de inatçılık yapıp aldığı bilekliği Cherry'nin kolunda görmüştü.

Bu bilekliğin yanından geçmesine bile izin vermezken kıza vermesi onu şüphelendirmişti. Sırıtarak önüne döndü. Eve gidince dökülecek çok çay var gibi gözüküyordu

looking for you [liu yangyang]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin