15

156 22 32
                                    

yangx2liu:

hey

cherry

cherryyY

kız arkadaş

canim

bakar mısın artık

cherieusv:

yangyang..

ben senin kahrını nasıl çekicem..

sevgili olduk daha salmadın beni

yangx2liu:

asıl şimdi salmamam gerekmiyor mu yanlış mı biliyorum ben🤨

cherieusv:

iyi be tamam

noldu

yangx2liu:

yanına geliyorum

ama nerdesin🙂

cherieusv:

you're cute

havuzun kenarındayım son iki günümün tadını çıkarmaya..çalışıyorum..

yangx2liu:

geliyorum

[görüldü 09:10]

Cherry yüzündeki gülümsemeyle telefonunu kapatıp çantasına geri koydu. Şezlongun kenarında, tepesindeki şemsiye sayesinde güneşten korunarak oturuyordu. Havuz için kızların gelmesini beklerken diğer insanları izliyordu.

"Hey, selam." Karşısındaki şezlonga birinin oturmasıyla başını kaldırdı. Konuşan kişinin Yangyang olmasını bekliyordu ama bu sefer de tutmamıştı. Geçen gün barda üzerine içecek döktüğü çocuktu ve işin garibi gülümsüyordu. Şaşırmış bir şekilde ona bakarken çocuk tekrar konuşmaya başladı.

"Kendimi açıklamama izin verir misin? Yani, lütfen." Cherry bu sefer sakin bir şekilde başını salladığında elindeki iki içecekten birini Cherry'e uzattı. Cherry içeceği alıp elinde tutarken bulunduğu duruma şaşkındı. Ne açıklayabilirdi emin değildi.

"Umarım bu sefer üstüme dökmezsin." Kendi kendine gülerek konuştuktan sonra açıklamaya başladı.

"Açıkçası o gün seni yan masada görmüştüm ve belki tanışırız diye düşündüm. En fazla reddedilmeyi bekliyordum tabii." Sırıtması yüzünden silinmiyordu. Düşününce hayatının en garip olayını yaşamıştı çünkü.

"İddia falan deyince olayı çözdüm ama kesinlikle onlarla bağlantım yok. Muhtemelen sol masadakilerden bahsediyordun ama ben sağ masada oturuyordum. Yani onlarla alakam yoktu ve sadece tanışmak istemiştim."

Duyduklarıyla Cherry'nin gözleri açılmış ve elini ağzına kapatmıştı. Ciddi anlamda çok büyük bir yanlış anlaşılmaya sebep olmuştu ve utanç vericiydi. Üstelik üzülmüştü de.

"Sen ciddi misin? Gerçekten özür dilerim. O salaklardan duyduklarımla aynı şeyleri yapınca," Karşısındaki çocuk gülüp içeceğini yere koyup güldü.

"Boşver bunları. Jay ben." Elini uzatıp gülümsediğinde Cherry'de elini uzatmış ve olayı bu kadar basit geçiştirdiğine de sevinmişti. Şimdi de tanışma teklifini reddederse fazlasıyla kaba olurdu ki iki gün önce fazlasıyla kaba davranmıştı.

 "Cherry." Tam o sırada Jay'in arkasından gelen Yangyang olayı görmüş ve bir anlam verememişti. O günden sonra Cherry hepsine ne olduğunu anlatmış ve hep birlikte yeni bir düşman kazanmışlardı. Özellikle Yangyang fazlasıyla sinirliydi ve bu öfkesini yenememişken şimdi Cherry'nin çocukla el sıkıştığını görmesi sinir katsayısını arttırmıştı.

Hırsla gelip Jay'in tişörtünün yakasına yapıştığında ikisi de ayağa kalkmıştı. Jay ne olduğunu anlayamazken Cherry'de Yangyang'ın elini tutarak onu durdurmaya çalışıyordu. Etraftakilerin dikkatini çekmek ya da kaos ortamı yaratmak istemezdi. Hepsi onun yüzünden olmuştu zaten.

"Ne yüzle buradasın?" Jay ağzını açacakken Cherry hızlıca araya girmiş açıklamaya başlamıştı.

"Dur! Yanlış anlamışız, o değilmiş. Tamamen ayrı bir olaymış. Ben yanlış anlamışım, bir suçu yok. Ay bıraksana çocuğu!" Yangyang'ın elini hızlıca çekince kurtarmış ve tekrar Jay'e dönmüştü. Kısaca onu tarayıp bir şey olup olmadığını çözmeye çalışırken "İyi misin?" tarzı şeyler soruyordu.

"Gerçekten sorun yok. Sadece, diğer arkadaşlarına da söylersen.. Bakışları biraz ürkütücü." Jay gülerek söylendiğinde Cherry'de güldü. En azından hiçbir duruma ters tepki vermiyor ve gülüp geçiyordu. Bu özelliğini sevmişti, güzel arkadaş olurdu.

"Of gerçekten, üst üste ne çektirdik sana da. Kusura bakma." Cherry özellikle ekstra bir kibarlıkla Jay'le konuşurken Yangyang iddiaya giren kişinin o olup olmamasını umursamıyordu. Tişörtünü tuttular diye ölecek değildi. Ama sevgilisi ilk günlerinden onun önünde bir başkasını bu kadar umursuyordu ve bu onun hiç hoşuna gitmemişti. Cherry'nin olduğu belli olan şezlongun yanındakine geçip tişörtünü çıkardı.

Muhtemelen konuşmalarını bitirmişlerdi ki Jay yerdeki boş bardağı alıp gitmeye hazırlanıyordu. Aklına gelen fikirle yüzündeki sırıtışı engelleyemedi. Gözlüklerini çıkarıp tişörtünün yanında koydu. Cherry'nin üzerindeki, muhtemelen sırf bunun için getirdiği bol tişörtünü umursamadan hızlıca yanına ilerledi.

Tam havuzun yanında durdukları için hızını kesmeden tek eliyle belini sarıp onunla birlikte havuza kendisini düşürdüğünde Cherry hızlıca koluna tutunmuştu. Çığlığı suya girmeleriyle yarıda kalırken etraftakilerin umurunda olmamışlardı. Herkes eğleniyordu.

Cherry hızlıca su üstüne çıkıp saçlarını yüzünden çektiğinde Yangyang'da çıkıp kendi saçlarını dağıttı. Kendi kendine gülerken önceki bütün olayları unutup gönlünce eğlenmek vardı kafasında. Bu yüzden Cherry'e yaklaşıp beklemeden tikiyle oynayınca Cherry suyun içinde bir yere kaçamadı. İyice dengesini kaybettiği için Yangyang'ın omuzlarına tutunmuş, böylelikle kaçacağı sırada daha çok yaklaşmıştı.

İkisi de gülerken Cherry kaçamayacağını anlayınca onu omuzlarından bastırıp suya soktu. Hemen geri çekilip kaçarken Yangyang hızlı davranmış ve sudan çıkıp Cherry'i yine belinden yakalamıştı.

"Tişörtümü mahvettin." Kollarını boynuna sarıp söylense de hepsi sahteydi. Tişörtü falan umurunda değildi, önemli olan eğlenmeleriydi ve Yangyang etrafındayken sıkılmak pek mümkün olmuyordu.

"Benimkini alırsın." Cherry gülümseyip tek kaşını kaldırdı.

"Çok centilmensiniz."

Yangyang cevabına gülüp ona su sıçratmaya başladığında büyük havuzda küçük çaplı bir su savaşına başlamışlardı. Jay çoktan arkadaşlarının yanına dönmüş, Luna ve Donghyuck'ta ikisinin yanına gelmişti.

 Bugün son günleriydi bu yüzden erkenden kalkıp bütün aktiviteleri yapmaya karar vermişlerdi. Önce havuza, sonra denize gideceklerdi. Dışarıda bir yerde öğle yemeği yiyip otele dönecekler ve biraz dinlendikten sonra akşama doğru gezmeye gideceklerdi. En azından onlar böyle düşünmüştü ama Luna ve Donghyuck'un gözleri önünde ki sahneye bakılırsa havuz faslı oldukça uzun sürecek gibiydi.

looking for you [liu yangyang]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin