Bölüm 3

74 30 20
                                    

2018 sonbaharı

Yarı çıplak bir şekilde vücudumda inanılmaz bir acıyla tanıdık olmayan bir odada gözümü açtığımda pencereden sızan güneş ışınları tam yüzüme vuruyordu sabahın ilk ışıkları olduğu belliydi. Neredeydim ben gece evimde yatağımda uyuduğuma emindim içki de içmemiştim. Doğrulduğumda göğsümde inanılmaz bir acı hissettim ve kendimi yeniden yatağa bıraktım acı nefesimi kesmişti gözlerim çektiğim acının etkisiyle yaşlarla doldu kolumu zorla kaldırıp göğüs kafesimin bitişine götürdüm bariz bir şişlik hissediliyordu kollarımı göz hizamda yukarı kaldırdım morluklarla doluydu kaşım ve burnumda da bariz bir acı vardı yatağın karşısındaki kenarı kırık aynayı fark edip vücudumu temkinli bir şekilde yataktan ayırdım bacaklarım o kadar güçsüzdü ki sanki yıllardır beni taşıyan bacaklar bunlar değildi kendimi ilk kez adım atmaya çalışan bir bebek gibi hissettim her adımda yalpalıyordum ve ayna her adımda daha da uzaklaşıyor zemin ayağımın altından kayıyordu.

Aynaya ulaşmayı başardığımda bir ömür geçmiş gibiydi. Bu da ne bana ne olmuş böyle? Aynada baktığım kişinin ben olması imkansız bu kim bu bir insan mı bir gecede bu hale nasıl gelmişim dün gece ne oldu saçım başım dağılmış göz altlarım simsiyah burnumun kenarından başlayıp yanağıma uzanan bir morluk ve sağ gözüm şişmiş hafif aralık kalmış. Burnumun üstünde bir yarık ve yarığın etrafından dudaklarıma kadar akıp oralarda kuruyup kalmış kanım ve gözlerimi aşağıya indirdikçe şaşkınlığım yerini tamamen dehşete bıraktı göğüs kafesimde hissettiğim şişlik gün gibi ortada ve şişliğin üstü mosmor olmuştu. Kaburgam mı kırılmış? İhtiyatlı bir şekilde aynaya yan dönüp sırtıma bakmaya çalıştım tüm sırtım morluklarla doluydu bu manzaranın karşısında aklımdan iki düşünce geçti bana ya araba çarpmıştı ya da çok fena bir şekilde dayak yemiştim. Her ikisi de neden böyle yabancı bir odada uyandığımı açıklamıyordu araba çarptıysa şu an hastanede alçılarla uyanmam gerekmez miydi? Ya da bana arabayla çarpan kişi öldüğümü sanıp beni buraya mı taşıdı şimdi de beni gömmek için alet almaya mı gitti ama neden bir cesedin tişörtünü soydursun ki düşünecek zaman yoktu bir an önce buradan çıkmam gerekiyordu etrafa şöyle bir göz attım yerde her zaman giydiğim ekoseli gömleklerimden biri duruyordu acılar içinde inleyerek eğilip yerden aldım toz toprak ve kurumuş kan içindeydi başka bir çarem olmadığı için aceleyle giyindim gece evden çıkmadan üstümü değiştirmiş olmalıyım nasıl böyle bir şeyi hatırlamam. Etrafıma bakınca buranın bir motel olduğunu ancak anlayabildim kapı girişinin yan tarafında dar bir banyo vardı banyonun karşısında geniş sayılabilecek bir yatak yatağın yan tarafındaki komodinde kablolu bir telefon duruyordu resepsiyonun numarası bir kağıda yazılı halde telefonun yanına asılıydı yatağın karşısında bir şifonyer ve alt tarafında içinde su ve birkaç içeceğin bulunduğu mini bir buz dolabı vardı lavaboya girip yüzümdeki kanı sildim elimi yüzümü yıkadım. Buraya kendim mi geldim cüzdan ya da telefonum yanımda değildi gece çıkarken almayı unutmuş veya kaybetmiş olabilirdim. Sonbahar iyiden iyiye kendini hissettirirken dışarı sadece gömlekle çıkmam da şüpheli bir durumdu ceketimi kaybetmiş olmam da bir olasılıktı soyulmuş muydum acaba? Ne kadar düşünürsem düşüneyim zihnimde koca bir boşluk vardı ve hiçbir şey hatırlayamıyordum. Artık burada oyalanmaya devam etmeden kapıya yöneldim. Mavi yer döşemelerinin olduğu koridora adımımı attım ortalık sakindi yan yana dizilen odalarda sonsuz bir sükunet hakimdi sağımda kalan merdivenlere yönelip aşağı indim karşıda giriş kapısı ve kapının yanında resepsiyon duruyordu. Buraya nasıl geldiğimi resepsiyonda duran genç çocuğa sorsam mı diye düşündüm tek başıma mı gelmiştim biri mi beni getirmişti. Odanın anahtarını vermek için yanaştım. 304 numara yazılı anahtarı öndeki kürsüye bıraktım. Çocuğun gözleri irice açılmış bana dehşet içindeki gözlerle bakıyordu.

" İlk yardım dolabından bir şeyler getirmemi ister misiniz dün gece de sordum ama yanınızdaki bey ihtiyacınız olmadığını söyleyip geçiştirdi haliniz pek iyi görünmüyor"

SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin