Bu fice dehşet kaosların yazılması lazım ama Mia kesinlikle kaos yazamıyor o yüzden soft devam edeceğiz galiba of
neyse bu bölüm kıskanç jimin OKÖSKLQWSÖLDÖŞLQWDÖŞLWED
açıkçası çok beğenmedim bu bölümü umarım siz beğenirsiniz<3
Aşağıdaki resimde hyunjin ben, diğer çocuk da kaos isteyen okurlar
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jimin gerçekten zor bir adamdı.
Bugün yoğun bir gündü, ikimiz için de öyleydi ve ben biraz kafa dağıtmak adına Jimin'i yemeğe çıkarmıştım ama inadı tutmuştu, yemek yemek yerine bir kâse salata almış onu didikliyordu. İlk başta aç olmadığını sanmıştım, bu yüzden onu zorlamamıştım ama diyet yaptığını öğrenince sinirlenmiştim istemsizce. Tanıyordum onu, kesinlikle çok ağır diyetler yapıyordu ama buna gerek olmadığını ona açıklayamamıştım.
Jimin yemek yemediği için benim yemem çok da doğru olmazdı, bunu bildiğim için ben de salata almıştım ve ona eşlik etmeye çalışıyordum ama salata yemek kesinlikle benlik değildi. Önümdeki tabak hâlâ getirildiği gibi duruyordu. Jimin ise benim aksime salatasının yarısını büyük bir iştahla yemişti. Kesinlikle meyveye sebzeye düşkün bir adam değildim.
"Jimin." diye mırıldandım şarap bardağımı elime alırken. "Fiziğini çok beğeniyorum."
Onu diyetten nasıl vazgeçireceğimi bilmiyordum.
Yediği salatasından kaldırdı kafasını. Gözleri benimkilerle buluştuğunda hafifçe gülümsedim. Öylesine tatlı duruyordu ki, yanaklarını sıkıp her yerini öpmek istemiştim o an. "Gerçekten mi?"
Beklediğimin dışında bir tepkiydi bu. Kendini aşağılayacağını, ayı gibi olduğunu söyleyeceğini sanmıştım ama o, bu cümleyi ilk kez duymuş gibi bakıyordu gözlerime. Dudaklarıma yayılan gülümsemeyi silemiyordum, ellerine uzandım yavaşça. Tuttuğu çatalı bıraktı ve ellerimizi kenetledi birbirine. "Gerçekten, Jimin. Ve bence biraz daha kilo almalısın."
Haklıydım, beli, bilekleri ve kolları gerçekten çok inceydi. Sağlığını bozmasını istemiyordum. "Benim minik bebeğim." dedim baş parmağımla ellerini okşarken. "Gereğinden fazla zayıfsın sen, diyet yapma. Eğer biraz daha zayıflarsan sağlığın bozulacak."
"Acıkmıştım zaten." diye mırıldandı sessizce, bakışlarını benden çekip masanın üzerinde kenetlediğimiz ellerine indirdi. Birkaç saniye ellerimizi izledikten sonra kafasını kaldırdı ve gözleri kısılıncaya dek gülerek baktı bana. "Seni bile yiyebilirim, Yoon-ah!"
"Kalkalım mı artık?" dediğimde Jimin cevap vermek yerine oturduğu yerden kalkmış, sandalyenin arkasına astığı hırkasını giymişti üzerine. Öylesine minikti ki, kayboluyordu hırkanın içinde. "Bana gidelim mi?" dedi neşeyle. O sırada ben de oturduğum yerden kalkmıştım ve Jimin gelip hemen koluma yapışmıştı bile. Kaşlarım çatılırken onu yakınımda tutmak için koluma girmesini sağladım. "Jeongguk'un sevgilisiyle tanışacaktım."
